MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Savaş, hukuk ve insan

Ana SayfaHukukSavaş, hukuk ve insan
Savaş, hukuk ve insan

Savaş, hukuk ve insan

08 Ekim, 2024, Salı 07:10
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Fatih Öztürk
Fatih Öztürk

Bu satırlar yazılırken İsrail ordusu Beyrut’u bombalamaya devam ederek savaşın alanını genişletmek veya diğer Arap devletlerine korku vermekle meşguldü. Görülen o ki uluslararası hukuk sorunları çözememektedir. Güçlünün hukuku yeryüzünde hakim olmaktadır.

İlk söylenmesi gerekeni ilk olarak ifade edeyim: 1922 yılında Filistin Osmanlı’ya bağlı diğer bölgeler gibi Milletler Cemiyeti tarafından Birleşik Krallık yönetimi altına konulmuştur. Diğer bölgeler bağımsızlığını kazanmıştır. Filistin ise İngiliz Manda yönetimi tarafından 1917 Balfour Deklarasyonuna eklemlenerek Yahudiler için bir yurt, vatan olarak düşünülmüştür. 1922-1947 İngiliz manda yönetimi altında Doğu Avrupa’dan pek çok Yahudi özellikle 1930’larda Nazilerden kaçanlar gelip Filistin’e yerleşmiştir. Arap nüfusun 1937 yılında bağımsızlık için ve de göçe karşı çıkmak için başlattığı mücadele ile hem Arap tarafı hem de Yahudi tarafının devam eden bir şiddet ve kavgası başlamıştır.

Birleşik Krallık Yahudi devletinin bağımsızlığını sağlamak için pek çok formül düşünmüş, en nihayetinde 1947 yılında problemi Birleşmiş Milletlere götürmüştür. 29 Kasım, 1947’de BM 181 sayılı Karar tasarısına göre (toprakların % 56, 47’si Arap devletine, % 43, 53’ü Yahudi devletine bırakılmıştı), manda yönetimi sona erdirilmiş, bir tarafı Filistinli Arap diğer tarafı Yahudi olan iki bağımsız devlet kurulmuş ve Kudüs uluslararası bir statüye kavuşturulmuştur. Ertesi yıl 1948 yılının 14 Mayısı’nda manda yönetimi sona ermiş, David Ben Gurion tarafından İsrail Devletinin kuruluşu ilan edilmiştir.

Esasında 1947 BM 181 sayılı Karar tasarısına göre; Filistin Devleti hukuken kurulmuştur. İlginç bir şekilde hukuken kurulmuş olan Filistin devleti fiilen kurulmamış ve toprak oranlarına karşı çıkan Araplar ile İsrail savaşmıştır.

Günümüze gelindiğinde ise Filistinli Arapların elindeki toprak parçası hayli azalmış durumdadır. Aklımıza gelen soruyu soralım; bir devleti kurarak mücadele etmek mi yoksa devleti kurmadan mücadele etmek mi?

BİR DEVLETİ KURARAK MÜCADELE Mİ, YOKSA KURMADAN MÜCADELE Mİ?

Neticede İsrail’in hakim olduğu topraklar 1949 yılında yapılan ateşkes anlaşmasıyla daha da artmıştır. Günümüze gelindiğinde ise Filistinli Arapların elindeki toprak parçası hayli azalmış durumdadır. Aklımıza gelen soruyu soralım; bir devleti kurarak mücadele etmek mi yoksa devleti kurmadan mücadele etmek mi? Neticeye bakıldığında Arapların yöntemi mi yoksa Yahudilerin mücadele yöntemi mi kazanmıştır? Peki Kurtuluş Savaşı esnasında Anadolu’da kurulmuş olan Yerel Kongre İktidarları (Bülent Tanör) ve TBMM yani devletin ilk fırsatta kurulup mücadeleye düzenli olarak devam edilmesi daha mantıklı değil mi? Demezler mi kur devletini yoluna öyle devam et!

Geçen yıl Hamas’ın başlatmış olduğu hareket ve ardından gelişen olaylar neticesinde devam eden kaos ve yıkımın ardından en az 50, 000 kişinin öldürülmesi, Güney Afrika’nın Uluslararası Ceza Mahkemesi önünde İsrail aleyhine açtırmış olduğu Soykırım davası ve devam eden bombalamalar ve ölümler... Bu satırlar yazılırken İsrail ordusu Beyrut’u bombalamaya devam ederek savaşın alanını genişletmek veya diğer Arap devletlerine korku vermekle meşguldü. Görülen o ki uluslararası hukuk sorunları çözememektedir. Güçlünün hukuku yeryüzünde hakim olmaktadır. Bunun yerel yönetimlere yansıması ise daha otoriter yönetimlerin iktidarları ele geçirmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Aslında bu savaş ile insanlığın bir kez daha barış sınavında sınıfta kaldığını gözlemlemiş olduk. Dünyanın jandarması konumunda olan Londra ve Washington’ın demokrasi havariliğinin sadece bir yalan olduğunu bir kez daha görmüş olduk. İçeride ise nice sahtekar yüzleri tanımış olduk. Ülkemizdeki ahlaki çürümenin çok ciddi boyutlara varmış olduğu ortaya çıkmış oldu. Fertleri hür olmayan ülkelerin adaletten yoksun kalacağını bir kez daha anlamış olduk. Gayr-i meşru yollarla hedefe varmanın mutluluk ve huzur getirmeyeceğini en derinine kadar hissetmedik mi! Yalanın başka bir yalanı doğurduğunu, huzurun sadece ve sadece yalansız bir dünya da mümkün olacağını anlamadık mı!

En umutsuz anlar en güzel günlere gebedir hayaliyle akan kanların bir an önce durması temennisiyle Allah’ın hangi taraftan ve hangi kesimden olursa olsun en küçüğünden en büyüğüne zalimleri kahretmesini, mazlumları ise kimden olursa olsun bir an önce huzura kavuşturmasını temenni ediyorum. Duadan başka bir şey elden gelmiyor mu! Yazmak, konuşmak, savaşmak, mücadele etmek hepsi ayakta kalmanın bir yöntemidir. Bunlar da duadır; kimi fiili kimi kavlidir. Düşmanlara karşı yeri gelir sessizce beklersiniz, yeri gelir konuşursunuz, yeri gelir göğüs göğse kavga edersiniz, yeri gelirse de silah kullanırsınız. Her şeyi doğru zamanda yapmak stratejinin gereğidir.

Tüm mücadeleler için geçerli olan kural bu olsa gerek. 105 yaşında rahmetli olan dedem Ruslara karşı yapılan mücadelelerde Enver Paşa’nın yaveri olarak torunlarına şunu demişti: Evlatlarım hiçbir savaş kaybedilmez, asla mücadeleden vazgeçmeyiniz, doğru ok hedefinden şaşmaz. Dedemin şahsında bu toprakları bizlere vatan olarak bırakan tüm gazilerimizi ve şehitlerimizi rahmetle anıyorum. 

  • Netanyahu ve dostlarının nafile savaşı Netanyahu ve dostlarının nafile savaşı
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
FilistinLübnanİsrailMilletler CemiyetiArap Nüfus

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı