MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Sahte diploma, sahte insandır

ANA SAYFASİYASETSahte diploma, sahte insandır
Sahte diploma, sahte insandır

Aklın kullanıldığı, felsefenin, bilimin, sanatın ve edebiyatın üretildiği bir medeniyette en önemli soru şudur: İnsan olmak ne demektir?

09 Ağustos, 2025, Cumartesi 09:15
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Bilal Sambur
Bilal Sambur

Sahtekarlık, sadece bir diploma veya evrak meselesi değildir. Sahtekarlık, bir kültürdür, kimliktir ve kurumdur. Sahte diploma  örneği, kimlik, kurum ve kültür olarak sahtekarlığın  sonucu olan patolojik bir semptomdur.

Aklın hiçleştirildiği, bilimin, felsefenin ve sanatın yeşermediği ve gelişmediği yerde köklü bir şekilde varolan vahşet hali, kendisini sahtekarlık olarak ortaya koymaktadır. Sahtekarlık, vahşetin ürünüdür. Bilim, sanat, felsefe, hukuk,  özgürlük ve barış, medeniyetin meyveleridirler. Vahşetin egemen olduğu yerlerde insanlar, her türlü sahtekarlıkla, kendilerini eğitimli gösterirler, diplomalara sahip olurlar, siyasi kurnazlıklarla güç sahibi olurlar, devleti ve toplumu değişik  sahtekarca oyunlarla ve  ilişkilerle sömürürler.

Vahşet, sahtekarlıktır. Medeniyet, sahiciliktir. Sahicilik ve sahtekarlık bir arada olmayacağı gibi, medeniyet ve vahşetin bir arada olması da mümkün değildir. Aklını kullanmaya cüret ve cesaret eden insanlar, sahici bir hayat  yaşamak için  bilgiyle, emekle ve birikimle çalışırlar. Siyaseti, hukuku, bürokrasiyi, üniversiteyi, eğitimi, iletişimi kurnazlıkla dizayn etmeye, kendisine buralarda yer ve güç oluşturmaya çalışan yetersiz, kaprisli ve kompleks insanlar ise, sahtekarca uydurdukları diplomalarla, yaptıkları hırsızlıklarla, işgal ettikleri pozisyonlarla ve şişirdikleri egolarıyla  her yerde  her şeyi kontrol eden ve bilen insanüstü güçlere sahip olağanüstü yeteneklere ve yeterliliklere sahip kişiler olarak kendilerini satarlar.

Sahtekarlık, kişinin sahip olmadığı yetenekleri, bilgileri, tecrübeleri ve yeterlilikleri hilelerle sanki kendisinde varmış gibi göstermesidir ve yutturmasıdır. En kötü özelliklere sahip olmalarına rağmen kağıt üstünde uydurulmuş CV’lerle kendilerini yeterli ve donanımlı göstererek kendilerini satmaya çalışan kişilerin, tek yeterli olduğu  şey  kendi sahtekarlıklarıdır. İnsan olma konusunda muhteşem  bir sahtekarlık  eseri olan  bu vahşiler,  birilerinin  kendilerine ihsan ettiği makamlarla, verdiği sahte diplomalarla en sahte ve çürümüş ürün olduklarını  gizlemeye ve maskelemeye çalışırlar.

Vahşet durumunun  sahtekarlığı tek bir doğmaya  dayanmaktadır: Hayat, hiledir! Hayatı hile olarak yaşayan, yaşatan ve dayatan vahşiler için, eğitimin, bilimin, liyakatin, felsefenin, sanatın,  üniversitenin, düşünmenin, araştırmanın ve öğrenmenin hiçbir anlamı yoktur. Hile ve sahtekarlıkla elde ettikleri para,  makam ve ilişkiler sayesinde istedikleri diplomayı satın alabileceklerine, istedikleri konumlara gelebileceklerine, istedikleri işi yapabileceklerine ve istedikleri şekilde şehvetlerini tatmin edebileceklerine inanırlar. Vahşet içinde yaşayan sahtekarlara göre, hukuk hiledir, savaş hiledir, siyaset hiledir, üniversite hiledir, eğitim hiledir, sağlık hiledir, ticaret hiledir, inşaat hiledir, din hiledir, ahlak hiledir. Vahşi sahtekarlar için hilenin işlemeyeceği, çözmeyeceği ve diz çöktürmeyeceği hiçbir şey yoktur.

Sahtekarlığın egemen olduğu yerde aslında herkes, herkesin sahtekar olduğunu bilmektedir. Özel konuşmaların değişmez konusu, siyasi sahtekarlıklar,  devletten alınan ihale sahtekarlıkları, inşaat sahtekarlıkları, din alanındaki sahtekarlıklar, ticari hayattaki sahtekarlıklardır. Vahşetin egemen olduğu yerde herkes, bir ötekinin  sahtekarlığından uyanıklık, kurnazlık ve akıllılık olarak sözetmekte, sahtekarlıkla köşeyi dönenlere özenmektedir.

Şark kurnazlığı,  akılla, bilimle, felsefeyle, sanatla, hukukla ve edebiyatla  medeni ve modern olmayı başaramamış ve olgunlaşamamış vahşet halini ifade etmektedir. Şark kurnazlığı, medeni ve modern olmak değildir. Şark kurnazlığıyla kişiler, diploma sahibi olabilirler, başkalarını kandırıp aldatabilirler. Şark kurnazları, sahtekardırlar. Şark kurnazları, en çürük ve çürümüş  maldırlar. Hiçbir diploma, makam ve  para, çürük ve çürümüş bir mal olan sahtekar kişiyi güçlendiremez, geliştiremez ve olgunlaştıramaz.

Medeni ve modern bakış açısına göre hayat, hile değil, hürriyettir. Hürriyetin olduğu yerde her alandaki hileler ve sahtekarlıklar, sorgulanır, eleştirilir ve  tartışılır. Medeniyet, sahtekarlığı ödüllendirmez. Medeniyet,  sahicilik arayışıdır ve çabasıdır. Hilekarlığı ve düzenbazlığı  ödüllendiren  toplumsal ve kültürel yapı sayesinde sahtekarlık, siyasette, akademide, medyada, ticarette ve dinde yükselmenin en maliyetsiz ve kolay yolu olarak görülmektedir.

Sahtekar diplomalarla işler yapanların, sahte evraklarla  ihaleler kazananların, toplumda  karşılık buldukları ve takip edildikleri görülmektedir. Sahtekarlığı ödüllendiren sosyal ve kültürel yapının, kendi iç çürümüşlüğü ile yüzleşmek suretiyle kendini geliştirmesi, olgunlaştırması ve değiştirmesi imkansızlık derecesinde zordur.

Her şeyin sahtesini üretmekle övünen,  hilekarlıkla  kendini  donanımlı ve yeterli gösteren  kişilerin taptığı  tek şeyin hile ve ve sahtekarlık olduğu bir yerde, sahtekarlığı istisnai bir vaka olarak değerlendiremeyiz. Sahtekarlık, sadece bir diploma veya evrak meselesi değildir. Sahtekarlık, bir kültürdür, kimliktir ve kurumdur. Sahte diploma  örneği, kimlik, kurum ve kültür olarak sahtekarlığın  sonucu olan patolojik bir semptomdur.

Aklın kullanıldığı, felsefenin, bilimin, sanatın ve edebiyatın üretildiği bir medeniyette en önemli soru şudur: İnsan olmak ne demektir? Sahici insan olma sorunu, medeni ve modern insanların  sorunudur. Medeni ve modern insanlar, bilgiyle, emekle, sanatla, felsefeyle, bilimle maskelerinden ve yapaylıklarından  sıyrılıp   sahici  insan olmak için  emek harcayıp ter dökerler. Kurnazlığın, hilenin, üçkağıtçılığın ve köşe dönmeciliğin tek değer kabul edildiği vahşetin hüküm sürdüğü yerlerde insan olmak ne demektir sorusuna yer yoktur, çünkü fiili durum bu sorunun sorulmasını gereksiz kılmaktadır. Vahşet halinde insan olmak, sahtekar olmak anlamına gelmektedir. İnsanlığın ve sahtekarlığın  birbirinden ayrılmadığı yerde normalleşmenin, olgunlaşmanın ve gelişmenin olması  mümkün değildir.
 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Bilal Sambur
    Bilal Sambur

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Ekrem İmamoğlu
    Ekrem İmamoğlu Türkiye’de iç barış ve dış itibar nasıl sağlanır?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş İstanbul’da ilk rasathane nasıl kuruldu?
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Homo Criminalis: Suçun Kurduğu Düzen
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Sahte diploma, sahte insandır
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Jane Austen hayatımı mahvetti: Aşkın ve anlamın yolculuğu
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar Hayat Hanım’ı yeniden okumak
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm sürecinde Meclis’te ilk güçlü adım
    Ahmet Öztopkara
    Ahmet Öztopkara Arendt ve fikri mülkiyet: Yaratıcı eylemin sınırları
    Gönen Orhan
    Gönen Orhan Tüketiyorum, o halde VARIM!
    Bora Şahin
    Bora Şahin Makyajla yazılan manifesto
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Simi’den
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Diploma var, gelecek yok
    Mustafa Akın Özerdem
    Mustafa Akın Özerdem Otorite yerel demokrasiye karşı
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Silah teknolojisinden “Siyaset teknolojisine” geçiş: SİHA’sal Hareket
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı Türkiye'de 2025 yazı itibariyle dezenflasyon süreci ve uygulanması gereken politikalar
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Akdeniz’in yeni parametreleri: İstanbul Zirvesi ve çok katmanlı strateji
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Üniversite tercihi yaparken sadece bugünü değil, geleceği de düşünün
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı