MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Normalleşmenin ilk adımı: AKP-CHP detant dönemi

ANA SAYFAGENELNormalleşmenin ilk adımı: AKP-CHP detant dönemi
Normalleşmenin ilk adımı: AKP-CHP detant dönemi
14 Mayıs, 2024, Salı 18:39
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Tunay Şendal
Tunay Şendal
yazı içi reklam

CHP lideri Özgür Özel'in attığı adımla başlayan AKP ve CHP arasındaki detant dönemi, iktidar ve muhalefet ilişkisinde yapıcı bir iletişimin kurulması ve ülkenin mevcut sorunları karşısında ortak noktalarda uzlaşma sağlanması adına büyük önem arz etmektedir.

Türkiye'de son yıllarda siyasi arenada artan gerilimler, kutuplaşmaların derinleşerekdüşmanlaştırıcı dilin yaygınlaşması, toplumun bütünlüğünü tehdit etmektedir. Bu durum, sadece siyasi atmosferi değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik yaşamı da olumsuz etkilemektedir. Ülkenin içinde bulunduğu bu hassas dönemde, siyasette yumuşama ve uzlaşma ihtiyacı daha da belirgin hale gelmiştir.

Özellikle son dönemde artan ekonomik zorluklar, terör tehdidi ve dış politikadaki gelişmeler, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu zorlukları daha da artırmıştır. Bu zorluklarla mücadele ederken siyasi parti liderlerinin kutuplaştırıcı değil, birleştirici bir dil kullanması ve ortak çözümler bulmaya odaklanması gerekmektedir. Toplumun farklı kesimlerini temsil eden siyasi aktörler arasında vücut bulan diyalog ve işbirliğinin güçlendirilmesi, ülkenin karşı karşıya olduğu sorunların çözümü için kritik öneme sahiptir.

İki taraf arasında, siyasi krizlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşen görüşme, ülke ekonomisi zorlu bir süreçten geçerken iç ve dış politikada yaşanan gelişmelerin belirsizliği ortamında hayat bulmuştur. Bu bağlamda, iktidar ve muhalefet arasındaki diyalog ve iş birliği ihtiyacı Türkiye adına daha da önem kazanmıştır.

GÖRÜŞME, ÜLKE EKONOMİSİ ZORLU BİR SÜREÇTEN GEÇERKEN HAYAT BULMUŞTUR

Türkiye siyaseti;her daimçeşitli gerginliklere, çekişmelere ve rekabete sahne olsa daCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP lider Özgür Özel arasında gerçekleşen görüşme, iktidar ile muhalefet arasındaki geleneksel çatışma ve kavganın yerini daha yapıcı ve işbirlikçi bir yaklaşımın almasına dair görüşlerin ön plana çıkmasını sağlamıştır. Bu yeni dönem, siyasi aktörlerin daha geniş bir perspektiften bakma ve ülkenin ortak çıkarları etrafında bir araya gelme gereksinimini yansıtmaktadır.

İki taraf arasında,siyasi krizlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleşen görüşme,ülke ekonomisi zorlu bir süreçten geçerken iç ve dış politikada yaşanan gelişmelerin belirsizliği ortamında hayat bulmuştur. Bu bağlamda, iktidar ve muhalefet arasındaki diyalog ve iş birliği ihtiyacı Türkiye adına daha da önem kazanmıştır.

Bazı yorumlar, görüşmenin sadece sembolik bir adım olduğunu ve gerçek anlamda bir uzlaşma veya iş birliği sağlamaya yönelik olmadığını iddia ederken özellikle, iktidarın son dönemdeki siyasi hamlelerinin muhalefet tarafından sert bir şekilde eleştirildiği bir ortamda, bu tür bir görüşmenin tarafların oy potansiyellerini muhafaza ederek karşı taraftan oy devşirme çerçevesinde sadece kamuoyunu yumuşatmaya yönelik olduğunu ifade etmiştir. Diğer yorumlar iseözellikle ülkenin içinde bulunduğu zorlu koşullarda iktidar ve muhalefetin ortak çözüm arayışına girmesi gerektiği vurgusuyla görüşmenin iki taraf arasında gerçek bir diyalog ve iş birliği potansiyeli taşıdığı yönünde olmuştur. Bu bağlamda, CHP lideri Özgür Özel'in attığı adımla başlayan AKP ve CHP arasındaki detant dönemi, iktidar ve muhalefet ilişkisinde yapıcı bir iletişimin kurulması ve ülkenin mevcut sorunları karşısında ortak noktalarda uzlaşma sağlanması adınabüyük önem arz etmektedir.

Her iki görüşün de ötesinde, siyasette gerçek anlamda bir değişim ve ilerleme sağlanması için daha fazla adım atılması gerektiğinin yanındasiyasi çekişmelerin ve kutuplaşmanın aşılarak, ülkenin ortak çıkarları doğrultusunda hareket edilmesi gerektiği son derece açıktır.Yeni anayasa tartışmalarından öte mevcut anayasaya tabi olmak, yargı sürecindeki adaletsizliklerin giderilmesi, keyfi uygulamalara son vermek, emeklilerin ve asgari ücretli vatandaşların geçim sıkıntıları, atanamayan öğretmenler sorunu tüm sürecin çözülmesi gereken birer unsurunu oluşturmaktadır. Ancak uzlaşıyla hayat bulması beklenen bu durum, sadece iktidar ve muhalefet liderleri arasında değil aynı zamanda siyasetin tüm paydaşları arasında gerçekleştirilmesi gereken siyasal ve toplumsal bir süreçtir.

Siyasetteki yumuşama dönemi, sadece iç siyaseti değil, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası ilişkilerini de olumlu yönde etkileyecektir. Diyalog ve uzlaşma yoluna gidilmesi, ülkenin dış politikada daha yapıcı ve etkili bir rol oynamasına olanak sağladığı gibi demokratik standartların yükseltilmesi ve insan haklarına saygının artırılması, Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarını güçlendirecektir.

YUMUŞAMA, ULUSLARARASI İLİŞKİLERİ DE OLUMLU ETKİLEYECEKTİR

Siyasetteki yumuşama dönemi, sadece iç siyaseti değil, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası ilişkilerini de olumlu yönde etkileyecektir. Diyalog ve uzlaşma yoluna gidilmesi, ülkenin dış politikada daha yapıcı ve etkili bir rol oynamasına olanak sağladığı gibi demokratik standartların yükseltilmesi ve insan haklarına saygının artırılması, Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarını güçlendirecektir.

Gerek CHP Genel Başkanlığı koltuğuna yeni oturan ve o tazelikle yerel seçimlerde ciddi bir başarı elde eden Özgür Özel'in gerekse görevinin son döneminde yerel seçimlerde büyük bir hezimet yaşayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi kariyerinde önemli dönemeçlerin yaşandığı bu süreçteher iki liderin de ülkenin geleceği için daha uzlaşmacı bir yaklaşım benimsemesi, Türk siyasal hayatıaçısından önemli bir adım olacaktır. Ayrıca, iç ve dış politikadaki belirsizlikler ve ekonomik zorluklar, iki lideri de daha pragmatik bir tutum almaya yönlendirecektir.Ancak ülkenin karşı karşıya olduğu sorunlar karşısında, siyasi çekişmelerin yerini işbirliği ve uzlaşmaya bırakacağı yorumunun gerçeği yansıtmayacağı hakikatiyle, devam eden siyasi çekişme ortamında, iki liderin de siyasi fayda ve ideolojik amaç gütmeksizin ülkenin ortak çıkarları doğrultusunda hareket etme zorunluluğunu görmeleri gerekmektedir.

Esas merak edilen konu ise; iktidar ve muhalefet arasında tezahür eden yumuşamanın geçici bir iyileşme mi, yoksa kalıcı bir değişim mi olacağı meselesidir.

Zira iktidar ve muhalefet arasındaki bu olumlu değişimin kalıcılığına dair belirsizlikler de mevcuttur. Keza siyasi arenada yaşanan ani değişimler, yumuşama dönemini tehdit edebileceği gibiözellikle 1 Mayıs gösterilerinin engellenmesi gibi önemli politik olaylar sırasında gerilimlerin yeniden tırmanması muhtemeldir. Dolayısıyla Türkiye’nin önünde uzun bir dönem yeni bir seçim süreci görünmese de yeni anayasa tartışmaları gölgesinde iktidar ve muhalefet arasındaki ilişkilerin karmaşıklığı, yumuşama sürecinin kalıcılığını belirsiz kılmaktadır. Geçici bir iyileşmenin neticesi, siyasal boyutta konjonktürü değerlendirebilen tarafın çıkarlarına hizmet ederken kalıcı bir yumuşamanın kazananı tüm Türkiye olacaktır.

İktidar ve muhalefet arasındaki yumuşama döneminin kalıcı olması için öncelikle, siyasi liderlerin uzlaşma ve işbirliği kültürünü benimsemesi ve teşvik etmesi önemlidir. Ayrıca, demokratik kurumların güçlendirilmesi ve siyasi süreçlerin şeffaflığının artırılması da detant sürecinin kalıcılığını destekleyecektir.Türkiye adına normalleşme sürecinin ilk adımı olarak iktidar ve muhalefetin ortak çıkarları etrafında birleşmesini sağlayacak politika alanlarının belirlenmesi ve üzerinde uzlaşma sağlanması gerekmektedir.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Tunay Şendal
    Tunay Şendal

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İhtiyaç olan tek şey: Samimi bir görüşme
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    Herkül Millas
    Herkül Millas Milli açıklamaların yetersizliği
    Deniz Nas
    Deniz Nas Dönüşen CHP, sol popülizm ve Özgür Özel
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Hakimiyet saplantısı, hassasiyet değildir
    Semih Çoban
    Semih Çoban Bir öğle arası: Stephansplatz’da 20 dakika
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Pijamalı balon
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı