MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Ne olacak?

Ana SayfaSi̇yasetNe olacak?
Ne olacak?

Devlet, kendi çöplüğünü hırsla savunan bir horoz gibidir. Bir fail olarak o, bugün dünyada yaşanan pek çok sorunun kaynağıdır. Şimdi de globalleşme karşısında kendi çıkarlarını savunmaktadır.

06 Nisan, 2025, Pazar 01:22
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu

“Nolacak bu dünyanın hali?” sorusunun cevapları bu hareketlerin ürünü olacaktır. Yalnız değirmenlere karşı savaşmamak için yaşadığımız tüm rezaletlerin faillerinin nerede olduğunu doğru anlamak önemlidir. Varacağı limanı bilemeyen gemi dolaşır durur.

Eskilerde bolca rakıya eşlik eden bir soru vardı. Bir masaya oturan erkek kişiler “Nolacak bu memleketin hali?” sorusunu sormaya başladığında efkârlı bir fırtınanın uğultusu duyulmaya başlanırdı. Ne zaman geleceği, kimi yahut kimleri vuracağı bilinmeyen bir fırtına. 

Şimdilerde bu soru ve sorunun sorulduğu ortamlar hayli değişti. Çiçek Pasajı yahut Askeri Gazinolar yerlerini beş yıldızlı otellerin özel süitlerine, ses geçirmez odalarına, rakı yerini Chivas Regal’e bıraktı. Soruyu soran kişiler kafaları eskiler gibi dumanlı da olsa artık bodrum katlarda filan oturmuyorlar. Dünyalık konusunda hayli varlıklılar. Devekuşu gibi kafalarını kuma gömseler de kıçları ayan beyan ortada. Herkes biliyor, tanıyor onları. Soru da değişti aslında, “Nolacak bu dünyanın hali?” şeklini aldı. Bütüne bakmadan parçanın alabileceği bir şekil yok artık. Parçaların çok fazla seçenekleri de yok. 

Marksizmin yahut eylem halindeki Marksizmin en bariz hatası devlet konusunda olmuştur ve bu hata Marksistler ve onları takip edenler için çok pahalıya mal olmuştur. Bu hata devleti basit bir alet olarak görmek hatasıdır. “Kapitalist Devlet” kavramı bile bu hatanın en basit ürünlerinden biridir. “Devlet finans kapitalin yahut kapitalin elindeki bir tahakküm aracıdır, Devlet sermayenin emrindedir, Faşizm sermayenin en kanlı en vahşi diktatörlüğüdür!” gibi indirgemeler, eyleyen Marksistleri derin çıkmaz sokaklara sokmuştur.

Sermayenin snob temsilcileri de zaman zaman aşırı liberalizmlerinin etkisi ile bu yanlışı başka kulvarlarda geliştirmişlerdir. Sıklıkla sermaye sahibi olmanın verdiği boş güvenle devleti “Gece Bekçisi” zannetmişler, onlar da bunun bedelini ağır yıkımlarla ödemişlerdir.  

Bu durumun son örneğini en çarpıcı şekilde globalleşme sürecinin aldığı son şekilde görebiliyoruz. Globalleşme hesap edemediği bir dirençle karşılaşmıştır. Duvarlar yıkılmamış aksine yükselmiştir. 60’lı, 70’li 80’li yıllarda bir ülkeden başka bir ülkeye gitmenin çok daha kolay olduğunu o yılları yaşayanlar gayet iyi hatırlar. Farklar aşınmamış aksine keskinleşmiştir. Düşmanlıklar dolayısıyla yeni ve daha da çözülemez şekiller almıştır. 

Anarşizmin devlet konusuna yaklaşımı her zaman Marksizm’den daha net ve daha çözümleyici olmuştur. Anarşizme göre devlet şu ya da bu sınıfın, sermayenin vs. bir “aracı”, bir “aleti” değil, bizatihi bir “fail”, bir “özne”dir. Kendi varoluşunun önünde bir engel, bir kutsal tanımayan bir faildir. Bu sözde engel din olabilir, feodal beyler olabilir, sermaye olabilir, özel mülkiyetin “kutsallığı” olabilir. Devletin “bekası” söz konusu olduğunda bunların hiçbir ehemmiyeti yoktur. Ezer geçer. Nazizm ve Stalinizm bunun çarpıcı örneklerini vermişlerdir. Devlet, kendi çöplüğünü hırsla savunan bir horoz gibidir. Bir fail olarak o, bugün dünyada yaşanan pek çok sorunun kaynağıdır. Şimdi de globalleşme karşısında kendi çıkarlarını savunmaktadır. Duvarları yükselterek, farklılıkları körükleyerek, ulusların birbirine olan düşmanlıklarına körükle giderek kendisinin bir “gece bekçisi” olmadığını kanıtlayarak hızla despotlaşmakta, teknolojinin “surveillance” konusunda sağladığı yenilikleri muhaliflerini bastırmakta acımasızca kullanmaktadır. 

İLK GÜNAHIN BEDELİ

Belki de insanlığın “ilk günahının” cezası devletin ortaya çıkışıdır. Meşru devlet yoktur, az gayrı meşru devlet olabilir sadece. 

1.Dünya Savaşı’nda yirmi milyon insan birbirini öldürür. “Aman bir daha olmasın” denilerek Milletler Meclisi kurulur, antlaşmalar imzalanır. Sadece yirmi bir sene sonra bu kez 2.DünyaSavaşı başlar, bu kez öldürülen insan sayısı altmış milyondur. Antlaşmalar tekrarlanır, Birleşmiş Milletler kurulur. Dikkatinizi çekerim Birleşmiş Milletler’dir kurumun adı. Birleşmiş Devletler değildir. Çünkü devletler bile savaşı hangi faillerin çıkardığının farkındadır. 

Özgürlükçü hareketler uzun bir süre suskunluğa gömülmüşken son yıllarda tekrar hareketlenmeye başlamışlardır. Başka bir şekilde ifade edersek insan denilen mucizevi yaratık bir organizma olmadığını, bir nesne olmadığını tekraren ifade etmektedir. Bu bir “fail” olma tarzıdır. Bir karşı-fail olarak insanın kendini ortaya koymasıdır. Önümüzdeki yıllarda bu eğilimin giderek yükseleceğini, kaderlerine el koyan hareketlerin zorlayıcı güçlerini ortaya daha sık ve daha fazla koyacağını düşünüyorum. Yeni yöntemler ve yeni araçlarla…

“Nolacak bu dünyanın hali?” sorusunun cevapları bu hareketlerin ürünü olacaktır. Yalnız değirmenlere karşı savaşmamak için yaşadığımız tüm rezaletlerin faillerinin nerede olduğunu doğru anlamak önemlidir. Varacağı limanı bilemeyen gemi dolaşır durur. 

Unutulmaması gereken bu mücadelelerin ulusal ölçekli mücadeleler olmadığıdır. Günümüz dünyasında ulusal ölçekli özgürlük hareketlerinin uzun menzilli olmadığı görülmeli, uluslar aşırı dayanışmalar mutlaka başarılmalıdır. Köyün köpeksiz kalmadığını bütün dünyaya anlatmak gerekli. Köyün köpeğinin adı özü gür olan insandır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Çiçek PasajıDevlet

Yorum Yazın

Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Oğuz Demir
Oğuz Demir Sakin sular, gergin bekleyiş: Ekonomi iki kritik virajın eşiğinde
Eser Karakaş
Eser Karakaş Sıfır ilke, sonsuz eyyamcılık… 
Yüksel Işık
Yüksel Işık Tarlakuşu Olmak
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray Küçük dozlarla gelen felaket: Siyasi zehir
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Kalpler Trump, Trump diye atıyor
Emir Berke Yaşar
Emir Berke Yaşar Taner Akçam’a ve Post Kemalizm’e cevap
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Erdoğan’ın Yeni Osmanlısı
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Terörsüz Türkiye
Murat Aksoy
Murat Aksoy Erdoğan hangi Kürtlerle masaya oturacak?
İbrahim Özden Kaboğlu
İbrahim Özden Kaboğlu Suçsuz sayılma hakkı (Savaşta bile korunan sert çekirdek)
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen Emirden niyete: Yazılımda soyutlama yolculuğu
Tunay Şendal
Tunay Şendal Siyasal İslam ve Post-Kemalizm’in hedefi: 1923
Ali Kılıç
Ali Kılıç İki kapının arasında kalan ülke 
Bilgehan Uçak
Bilgehan Uçak Yunan resmi (2)
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Yeliz’in top atışları: Soğuk Savaş’tan kalma ucuz taktikler
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu İktidar medyası 
Bilal Sambur
Bilal Sambur Kabilecilikle barış olur mu?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Çelik Gülersoy’un sıra dışı kamusal alan deneyimi 
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy Venüs'e bakmak Zühre'yi görmek
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı