Şurası kesin; güvenlik konusunda Avrupa’dan dünyaya açılan sonuçlara imza atan Münih Güvenlik Konferansının 61. toplantısının altında ABD Başkanı Donald Trump’ın imzası bulunuyor.
Bu yıl 61.si yapılan Münih Güvenlik Konferansı, lokomotifler başta olmak üzere Avrupa ülkelerini kıta güvenliği konusunda ciddi bir arayış tüneline yöneltti. Bir zamanlar tehdit olarak gördüğü Sovyetler Birliği karşısında sırtını NATO’ya dayayarak güvenlik politikaları üreten Avrupa, 14-15-16 Şubat tarihlerini unutulmayacak bir şekilde ajandasına yazmak zorunda kaldı. Çünkü iki kutuplu dünyada el ele verdiği ABD tarafından başının çaresine bakmak üzere yalnız bırakılacağının sinyallerini de gördü.
AVRUPA’DA UKRAYNA HÜSRANI
Münih Güvenlik Konferansında uluslararası alanda gündemden düşmeyen Rusya-Ukrayna savaşı Avrupalı siyasetçilerin dilinden de düşmedi. Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin liderleri Ukrayna’ya yardımların süreceğini, bu ülkenin kesinlikle NATO’ya alınması gerektiğini, askeri gücünün artırılarak derhal barış görüşmelerine geçilmesini belirtirken bu konuda en çok destek geleceğini bekledikleri ABD’den umdukları açıklamaları göremediler. ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin’in Münih Güvenlik Konferansı başlamadan önce görüşmeye başlamalarını endişeyle karşıladılar. Rusya-Ukrayna arasında başlayacak olası bir barış görüşmeleri sürecinde masaya davet edilmeyeceklerinin işaretlerini sezdiler ve dışlandıklarının farkına vardılar.
ABD’nin Avrupa’daki asker varlığını azaltabileceği ve kıtanın artık kendi güvenliğinden sorumlu olması gerektiği spekülasyonları da Trump’ın ‘Avrupa’da yeni bir rota’ çizeceği yorumlarına yol açtı.
TRUMP AVRUPA’DA ROTA MI ÇİZİYOR?
Konferansın ilk gününde yaptığı konuşmayla adeta bir şok dalgası oluşturan ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance ise okyanus ötesinin Avrupa’da neler görmek istediğini söyledi. Rusya-Ukrayna savaşına değinmeyen Vance, Avrupa ülkelerinde var olan demokrasiyi eleştirdi. Vance, özellikle Almanya’yı hedef alan konuşmasında halkın sesine kulak verilmesi gerektiğini belirterek bu ülkenin tehdit unsuru gördüğü oluşumlara ılımlı yaklaşmasını önerdi. Vance’in aşırı sağcılarla görüşmeler yapması da ABD’nin Avrupa’ya yönelik siyasi beklentilerinin göstergesi olarak değerlendirildi. ABD’nin Avrupa’daki asker varlığını azaltabileceği ve kıtanın artık kendi güvenliğinden sorumlu olması gerektiği spekülasyonları da Trump’ın ‘Avrupa’da yeni bir rota’ çizeceği yorumlarına yol açtı.
TÜRKİYE’NİN ÖNEMİNE VURGU YAPILDI
Konferansı Ukrayna kadar işgal etmese de Ortadoğu’daki karışıklar da başlıklar halinde masaya serildi. Suriye’de siyasi şekillenme ve bu ülkenin geleceği konusunda Türkiye’nin önemine dikkat çekildi. Suriye’yi terk eden mülteciler konusunda da yine Türkiye’ye önemli bir rol düştüğü konusuna itiraz eden olmadı. Coşkulu bir karşılık görmese de Filistinlilerin Gazze’den sürülmesinin yanlış olduğu ifade edildi. Konferansa katılan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da yaptığı ikili görüşmelerde Türkiye’nin Ortadoğu ve Suriye konusundaki kararlılığını muhatapları ile paylaştı.
“KONFERANS BİTMİŞTİR!” DONALD TRUMP
Artık Çin, Hindistan, Rusya’nın da söz sahibi olduğu Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupa ülkeleri umduklarını bulamadılar. “Ne bekliyorlardı ki?” diye soracak olursanız, önce ABD’den Ukrayna konusunda tam destek bekliyorlardı. Trump bu konuda dirsek gösterdi. NATO’dan aldıkları güvencenin güçlenerek sürmesini bekliyorlardı, ABD’nin “kendi güvenliğinizden sorumlu olun” sözleriyle yine Trump’tan sarı kart gördüler. Ve bence en önemlisi Avrupa’da sağa, hatta aşırı sağa göz kırpan bir Trump ile uğraşmak zorunda kalacaklar ki; ikna edilmesi zor bir siyasi figüre boyun mu eğecekler, yeni bir Avrupa birlikteliği ile yeni bir güç mü doğuracaklar, bunun sonucunu görmek çok da uzun sürmeyecek. Ancak şurası kesin; güvenlik konusunda Avrupa’dan dünyaya açılan sonuçlara imza atan Münih Güvenlik Konferansının 61. toplantısının altında ABD Başkanı Donald Trump’ın imzası bulunuyor…
Yorum Yazın