MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

İstanbul seçimleri ve bakanlar

ANA SAYFAHUKUKİstanbul seçimleri ve bakanlar
İstanbul seçimleri ve bakanlar

İstanbul seçimleri ve bakanlar

27 Mart, 2024, Çarşamba 21:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
İçişleri Bakanın seçim çalışması yapması demek polisi, jandarması ile tüm kolluk güçlerinin, valisi ile kaymakamıyla tüm mülkiyenin seçim çalışması yapması demektir. Ulaştırma Bakanın seçim çalışması yapması demek bütün hava/kara/tren/deniz ulaşım araçlarının kontrolünü yapanların seçim çalışması yapması demektir.Hukuk fakültesinde öğrenciyken Anayasa Hukuku dersine giren hocalarımızdan biri demokrasinin en yalın halini şöyle tanımlardı: "Demokrasi iktidarın seçimler aracılığıyla el değiştirmesidir."80 yıldır iyisiyle kötüsüyle işleyen seçim hukukunun temel gayesi de iktidarların kazasız belasız el değiştirmesiydi. Ancak bütün meşruiyetini “milli irade” söylemi üstüne kurmuş iktidarın bizlere kaybettirdiği demokratik seçim geleneklerinden birisi de seçim sürecindeki devlet kurumlarının ve bazı bakanların tarafsız kalması geleneğidir.
1960 darbesine giden süreçte, İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar sonucunda başlayan bazı bakanlıkların tarafsız kalması gerektiği ilkesi 2017 yılında başkanlık rejimi ile son buldu. Seçim çalışmaları için ülkenin temel/hayati sorunlarını bir kenara bırakarak bir şehre yığılan 17 bakan bu demokratik geleneğe son çiviyi çakmış oldu.

BAKANLIKLARIN TARAFSIZ KALMASI İLKESİNE SON ÇİVİ

1960 darbesine giden süreçte, İsmet İnönü’ye yönelik saldırılar sonucunda başlayan bazı bakanlıkların tarafsız kalması gerektiği ilkesi 2017 yılında başkanlık rejimi ile son buldu. Seçim çalışmaları için ülkenin temel/hayati sorunlarını bir kenara bırakarak bir şehre yığılan 17 bakan da bu demokratik geleneğe son çiviyi çakmış oldu.Türkiye’de 1961 yılından 2017 yılına kadar, her milletvekili genel seçiminden önce İçişleri, Adalet ve Ulaştırma bakanları seçimden üç ay öncesinden istifa etti ve yerlerine bağımsız bürokratlar bakan olarak görevlendirildi.Yerel seçimler için özel bir hüküm olmasa bile bakanlar yerel seçimlerde de tarafsız kalmayı başarmıştı. Bu gelenek neredeyse tüm seçimlerde seçim adabı içerisinde yaşamaya devam etti.Seçim kültürü haline gelen bu uygulamanın hikayesi ise 1959 yılına dayanıyor 1960 darbesine giden süreçte, seçim çalışmaları için Anadolu gezisine çıkan İsmet İnönü Uşak’ta saldırıya uğrar.  Anadolu’nun birçok yerinde polis müdürleri tarafından yolu kesilir, tren ile seyahatine izi verilmez. Yine İstanbul’a girişi sırasında da yolu polisler tarafından kesilir, elinde sopalı bir grubun saldırısına uğrar. Polis ise müdahalede bulunmaz. Olay şans eseri yoldan geçen jandarma birliğinin müdahalesiyle durdurulur ve İnönü bu şekilde kurtulur.İnönü, kendisine yönelik bu saldırı girişimlerine karşı hiçbir önlem almayan Adalet, Ulaştırma ve İçişleri Bakanları’nın istifasını ister. İnönü’nün bu talebi, askeri darbe sonrasında yapılan 1961 Anayasası’nın 109. maddesinde kendisine yer bulur.
51 yıl boyunca, seçimden önceki üç ay boyunca İçişleri, Adalet ve Ulaştırma bakanlıkları, partisiz "bağımsız bakanlar" tarafından yürütüldü. Amaç, seçim sürecinde adliyenin ve mülkiyenin bağımsız kalmasını sağlayarak adil bir yarış sağlamaktı. 2017 referandumu ile inşa edilen yeni rejimle birlikte ile bu gelenek de son buldu. Artık ülkenin Cumhurbaşkanı partili, bakanları da seçim çalışması yapan birer nefere dönüştü.

51 YILLIK GELENEK SON BULDU, BAKANLAR NEFERE DÖNÜŞTÜ

Yeni Anayasa’da yer alan "Millet Meclisi genel seçimlerinden önce, Adâlet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları çekilir." hükmü 1982 Anayasası’nda da aynen korunur. 51 yıl boyunca, seçimden önceki üç ay boyunca İçişleri, Adalet ve Ulaştırma bakanlıkları, partisiz "bağımsız bakanlar" tarafından yürütüldü. Bağımsız bakanlar çoğu zaman bakanlık müsteşarları oldu. Amaç, seçim sürecinde adliyenin ve mülkiyenin bağımsız kalmasını sağlayarak adil bir yarış sağlamaktı. Bu gelenek sadece milletvekili seçimlerinde değil yerel seçimlerde de uygulandı. Yerel seçimlerde bakanlar istifa etme zorunluluğu olmasa da şekli açıdan tarafsızlıklarını korumaya özen gösteriliyordu.2017 referandumu ile inşa edilen yeni rejimle birlikte ile bu gelenek de son buldu. Artık ülkenin Cumhurbaşkanı partili, bakanları da seçim çalışması yapan birer nefere dönüştü.Seçimlere bağımsız bakanlar ile gidilmesi geleneğinin ortadan kalkmasıyla, İstanbul, bir elinde kamunun tüm kaynaklarını/gücünü tutan bir elinde de parti bayrakları propaganda yapıp İstanbul’da seçimin sonucunu değiştirmeye çalışan bir bakanlar kuruluna sahne olur.Adalet Bakanın yani Hâkim Savcılar Kurulu başkanın seçim çalışması yapması demek aslında yargının hatta YSK’nın seçim çalışması yapması demektir.İçişleri Bakanın seçim çalışması yapması demek polisi ile jandarmasıyla ile tüm kolluk güçlerinin, valisi ile kaymakamıyla tüm mülkiyenin seçim çalışması yapması demektir.Ulaştırma Bakanın seçim çalışması yapması demek seçim öncesi ve seçim günü bütün hava/kara/tren/deniz ulaşım araçlarının kontrolünü yapanların seçim çalışması yapması demektir.Bu fotoğrafa partili Cumhurbaşkanının muhtarlık seçimlerinde bile müdahil olduğunu da koyarsak açıkça devletin tüm kurum ve gücüyle seçimlere taraf olduğu ortaya net bir şekilde çıkıyor.Seçim adabının ve hukukunun tıkandığı nokta da tam da burası.Tüm bunlara rağmen seçim sonrasında öncelikli olarak gündemimize almamız gereken şey bu garabet rejimin değişmesi talebi olması gerekir. Aksi durumda ise seçimler iktidarı değiştirme aracı olmaktan çıkar ve  iktidarı onama aracı haline dönüşür.Bu durum da herkese kaybettirir.    
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP nasıl kurtulur?
    Onur Tuğrul Karabıçak
    Onur Tuğrul Karabıçak Toplumun disiplinsizleşmesi ve Reklam Devleti
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Tahakkümün iki yüzü: Doğa ve Kadın
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Çanlar kimin için çalıyor?
    Oğuz Demir
    Oğuz Demir Mutsuzlar Ekonomisi: Çalışan da Dertli, Çalışmayan da
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Eksilen pay, çalınan rıza
    Bora Şahin
    Bora Şahin Baba – oğul politik rollerine yeni bir soluk: Nişanyanlar
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Çerçioğlu olayı ve belediyelerin çözülüşü
    Özgür Öğütcen
    Özgür Öğütcen “Liyakat”: Sahte bir kavram
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm Süreci için üç parti imkânsızı başarabilmeli
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Ekonomik gelişme, demokratikleşme ve Kürt Sorunu
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar Manifest düşmanlığı kadın düşmanlığıdır
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı