MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

İktidarın oyun planı bozuldu (mu?)

ANA SAYFASİYASETİktidarın oyun planı bozuldu (mu?)
İktidarın oyun planı bozuldu (mu?)

Erdoğan’ın bu ülkeyi kendi ömrü vefa ettiği sürece yönetme arzusu ve bu arzunun gerçekleşmesi için gereken gücü elde etmiş olması siyasette oyun kurma konusunda çekincesiz kurnaz adımlar atmasını mümkün kılıyor.

25 Mart, 2025, Salı 10:19
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu
yazı içi reklam

İnsanın eylemini belirleyen “kurnazlık” olunca bu yeni gelişmeleri de kendi lehine çevirecek yeni oyun planları üretmeye devam edecektir. Bu planların içinde başka provakasyonlarla “olağanüstü hal” ilanı gibi yollar bile denenebilir. Onun için başta CHP olmak üzere muhalif güçlerin sakin bir biçimde ve demokratik yollardan ayrılmadan birlikte yürüyüşlerini perçinleyecek bir tarz belirlemeli ve öyle yürümelidir.

Erdoğan tarihe “akıllı” değil ama “kurnaz” bir siyasetçi olarak geçecek. Kurnaz, çünkü elindeki gücü normal insanların düşüncelerinde yeri olmayan şaşırtıcı bazı adımlar atarak koşulları kendi lehine çevirmesini biliyor. “Akıllı” değil, çünkü toplumun, kendi istediği gibi davranacağını varsaymasının, toplumu istediği gibi biçimleyebileceğine inanmasının bilimsel olmayan akla uygun olmayan bir yaklaşım olduğunu bilmiyor.

Bu topraklar “sanayiden” çok “ticaretin” egemen olduğu topraklar. O nedenle de bu topraklarda sanayiin gerektirdiği “akıl”, ticaretin her türlü hile ile yürüdüğü “kurnazlığa” baskın çıkamadı. O nedenle de bizim tarihimizde “akıllı” olmaktan çok “kurnaz” olan insanların gücü eline geçirdiği düzenler oldu. Bu özellik bugüne geldi belki ama sanırım en azından siyasette bir sona geldiği anlaşılıyor. 

Erdoğan’ın bu ülkeyi kendi ömrü vefa ettiği sürece yönetme arzusu ve bu arzunun gerçekleşmesi için gereken gücü elde etmiş olması siyasette oyun kurma konusunda çekincesiz kurnaz adımlar atmasını mümkün kılıyor. Nitekim muhalefete uyguladığı oyun planı aşağı yukarı şöyle idi. Kendi ifadeleriyle; “Sayın Genel Başkanı (Özgür Özel) Ankara'da vatan, millet, bayrak, Cumhuriyet edebiyatı yapıyor, aynı kişi ertesi gün bakıyorsunuz ülkenin bir başka köşesinde Türkiye'yi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle ve şehir eşkıyalarıyla (yani DEM Parti) aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor (…) bu parti giderek ittifak ortaklarının rengini alıyor. Nitekim bu benzerlik siyaset diline ve üslubuna da yansımıştır, yani ataların deyimiyle üzüm üzüme bakarak kararıyor” (10 Kasım 2024).

Erdoğan’ın muhalefete ilişkin kurguladığı oyun bu. Yaratmak istediği algı bu. DEM parti zaten düşman şehir eşkiyalarından oluşuyor, CHP de bunlarla ortak davranarak “teröre” hizmet eden bir parti haline geliyor. Yani  CHP “üzüm üzüme bakarak kararıyor”.

Doğrusu ben, İstanbul’da Kürt ve CHP’li olan Ahmet Özer’in tutuklanması ve yerine kayyum atanması sonrasında yukarıdaki analizimin sonucunda bir uyarıda bulunmak ihtiyacı hissetmiştim. Demiştim ki: “Eğer yukarıda yaptığım bu varsayım doğruysa o zaman önümüzdeki günlerde içeride bazı terör eylemlerinin yoğunlaşacağını söylemek çok yanlış olmaz. Çünkü kayyum atamaları DEM ve CHP arasında iktidarın yaratmak istediği algı için yeterli güçte değil. Bu nedenle de kimden nasıl gelir orasını bilemeyiz ama ben bir vatandaş olarak yukarıda altını çizmeye çalıştığım algının bazı kötücül eylemlere konu olabileceğini düşünüyor ve bundan korkuyorum. (Bu duygu ve düşüncemi de buraya koymuş olayım)”.

Nitekim bu korkum, geçtiğimiz hafta Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali kararı sonrası 106 arkadaşıyla birlikte tutuklanmasıyla gerçeğe dönüşmüş oldu. Allahtan olaylar “teröre” bulaşmadı ve büyük ölçüde barışçı yürüyüşler olarak gerçekleşti.

Fakat dedim ya bu oyunu planlayan “kurnaz” zeka, “akıllı” bir zeka olmayınca toplumun bu oyundaki rolünü atlamıştı. Nitekim kurduğu oyunun kendi aleyhine dönmesinin nedeni de toplumun ilginç bir biçimde kendisine tepki göstermesi oldu. Milyonlarca vatandaş, yasaklamalara rağmen meydanlara aktı ve asıl önemlisi de DEM’liler dahil bir çok farklı siyasi görüşten insanı kapsadı. Bu çerçeveden bakınca CHP de Özgür Özel de şimdiye dek çizdikleri siyaset çizgisini aşarak daha demokratik bir yere evrilmiş oldu.

Tabii ki Erdoğan’ın orijinal oyun planında bu yoktu ve o nedenle de ben eminim şaşırmıştır da. Ama dedim ya insanın eylemini belirleyen “kurnazlık” olunca bu yeni gelişmeleri de kendi lehine çevirecek yeni oyun planları üretmeye devam edecektir. Bu planların içinde başka provakasyonlarla “olağanüstü hal” ilanı gibi yollar bile denenebilir. Onun için başta CHP olmak üzere muhalif güçlerin sakin bir biçimde ve demokratik yollardan ayrılmadan birlikte yürüyüşlerini perçinleyecek bir tarz belirlemeli ve öyle yürümelidir.

Kurnazlığın akla egemenliğine son vermek için!

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı