Devlet aklı olduğundan hem fikir olunan Kürt sorununda yeni sürecinin egemenlik paylaşımına kapalı. Geriye farklılıkları bir tür siyasi olarak kapsayacak yeni bir cumhuriyet modeline ihtiyaç var. Bahçeli’nin önerisini ters yüz ederek, demokratik cumhuriyetin inşasına vesile kılmak demokratik muhalefetin elinde. Siyasi hünerine, gücüne güvenen “neden olmasın?” sorusunu daha cesur sorar ve cesaretle yanıt arar. Cumhur İttifakı’ndan ülkeyi kurtarmanın yollarında biri neden olması.
Türkiye, derinleşen çoklu kriz ortamında Kürt sorununda yarım yüzyıla yaklaşan silahlı çatışmayı sona erdirme fırsatına yaklaşmışken, Cumhur İttifakı liderlerinin son dönemdeki bazı açıklamaları, muhalefetin kimi çevrelerinde "yeni rejim arayışı" olarak algılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Türk-Kürt-Arap ittifakı" vurgusu ve hemen ardından MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin Kürt ve Alevi birer cumhurbaşkanı yardımcısından söz etmesi, bu algıyı daha da pekiştirdi.
Ancak, içinde bulunulan siyasal kutuplaşma ve güvensizlik ortamı, bu tür çıkışların yapıcı değil, aksine şüphe uyandırıcı etkiler doğurmasına neden oluyor. Özellikle iktidarın geçmiş yıllarda iktidarda kalmak adına her yolu meşru görmesi, atılan her adımın arkasında başka bir hesap olduğu kanaatini toplumda güçlendirdi. PKK’nin silah bırakmasının dahi iktidarın kendi bekası için kurgulandığına dair güçlü bir kanaat mevcut.
MHP ve AK Parti ikilisi 2018 sonrası, “devletin bekası siyaseti” kisvesi altıdan toplumun her kesimden insanına, akla hayale gelmeyecek kötülükler yaptılar. Ülke kutuplaştı taraflar arasında güvensizlik dibe vurdu. Türkiye’nin iyiliğine bir şeylerin düşünülmüş olma ihtimali insanların aklına gelmiyor.
Cumhur İttifakı'nın ülkeye yaşattığı tahribatların gölgesinde, sağlıklı bir siyasal tartışma yürütmek zor. Aksine, bu tarz açılımlar tarihsel fırsatların kaçırılmasına neden olabilir. Bahçeli’nin önerisi sonrası, haklı olarak Lübnan ve Irak modelleri hatırlatılıyor. Ancak, öneri ile bu modeller arasında ne kadar benzerlik olduğu tartışmalı.
Bahçeli'nin önerisi, bir makyaj ya da sistem içi manevra da olabilir. Büyük bir ali cengiz oyunu olarak görülebilir. Kürt sorununda içi boşaltılmış bir manevra olabilir. Ama bir tür egemenlik paylaşımı veya demokratik kapsayıcılık olama ihtimali teorik olarak ihtimal dahilinde olsa da siyasi olarak pek ihtimal dahilinde olacak bir öneri olmadığı açık.
Yeni Rejim Tartışmaları ve Siyasal Güvensizlik İklimi
Bahçeli'nin önerisi hakkında henüz net bir çerçeve yok. Doğrudan halk oyuyla seçilmiş mi olacaklar, yoksa sembolik mi kalacaklar? Mevcut rejim içinde önerilen cumhurbaşkanı yardımcıları yürütme yetkisi taşımayacaksa, bu öneri sadece vitrin düzenlemesi olur. 2023 seçimlerinde Millet İttifakı'nın altı lideri için önerilen yardımcı formülüyle benzerlik taşısa da, Bahçeli’nin önerisi etnik ve inançsal temelde yapılıyor.
Asıl mesele şu: Bu öneri, Kürtleri ve Alevileri kapsayıcı, demokratik bir siyasi proje çerçevesinde mi yapılıyor, yoksa sistem içi kontrollü bir makyajdan mı ibaret? Demokratik temsilde adalet ve eşitlik ilkelerine uygun bir yaklaşımsa, öneri baştan reddedilmemeli. Çünkü her türden dışlanmayı ortadan kaldıracak, farklılıkları içeren çoğulcu bir sistem mümkündür ve gereklidir.
Pozitif ayrımcılık sadece kadınlar için değil; dışlanmış topluluklar için de eşitliğe giden meşru bir yoldur. Kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık, eşbaşkanlık uygulamaları nasıl zamanla benimsendiyse, benzer şekilde Alevi ve Kürtlerin kamusal temsili de toplumsal barışa katkı sağlayabilir.
Çoğulculuk Korkusu: Lübnan ve Irak Örnekleri Gerçekçi mi?
Kürt ve Alevi kökenli birer cumhurbaşkanı yardımcısının olması, tekçi cumhuriyet anlayışından çoğulcu, demokratik cumhuriyete geçişin sembolik ama önemli bir adımı olabilir.
Lübnan ve Irak örnekleri, çoğulculuğun başarısız modelleri olarak gösterilse de, bu iki örnek üzerinden çoğulculuğu tümüyle mahkûm etmek yanıltıcıdır. Türkiye’de on yıllardır uygulanan çok partili sistem bile, gerçek anlamda dışlayıcı olmayan bir çoğulculuk pratiği sunmamıştır.
Bu tartışmaların sağlıklı yürütülebileceği bir siyasal ortam ne yazık ki mevcut değil. Ancak bu, çoğulcu bir demokratik sistem için tartışmaları askıya alma gerekçesi olmamalı. Tersine, çoğulcu ve eşit yurttaşlığa dayalı yeni bir rejim arayışı, Türkiye’nin siyasal krizden çıkışının anahtarı olabilir.
Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliği nedeniyle cumhurbaşkanı olamayacağını iddia edenlerle, bugün Bahçeli’nin önerisine kimlik temelli itiraz edenlerin aynı tekçi anlayışta buluştuğu da unutulmamalı. Her ikisi de üstü örtük ayrımcılık ve statü savunuculuğudur.
Bugün esas mesele; Türk kimliğinin baskınlığına karşı, Kürtlerin, Alevilerin ve diğer farklılıkların kamusal alanda açık ve özgürce var olabilmeleridir. Sadece siyasal kimlik olarak değil, tüm kimlikleriyle görünür olmalarıdır.
Siyasal, inanç, mezhep, etnik kimlik ayrıştırmasına son verecek yani ülkenin fili bölünmüşlüğü bitirecek bir çözüm, yeni bir cumhuriyet olamaz mı?
Bahçeli'nin önerisi, bir makyaj ya da sistem içi manevra da olabilir. Büyük bir ali cengiz oyunu olarak görülebilir. Kürt sorununda içi boşaltılmış bir manevra olabilir. Ama bir tür egemenlik paylaşımı veya demokratik kapsayıcılık olama ihtimali teorik olarak ihtimal dahilinde olsa da siyasi olarak pek ihtimal dahilinde olacak bir öneri olmadığı açık.
Devlet aklı olduğundan hem fikir olunan Kürt sorununda yeni sürecinin egemenlik paylaşımına kapalı. Geriye farklılıkları bir tür siyasi olarak kapsayacak yeni bir cumhuriyet modeline ihtiyaç var.
Bu noktada Bahçeli’nin önerisini ters yüz ederek, demokratik cumhuriyetin inşasına vesile kılmak demokratik muhalefetin elinde. Siyasi hünerine, gücüne güvenen “neden olmasın?” sorusunu daha cesur sorar ve cesaretle yanıt arar. Cumhur İttifakı’ndan ülkeyi kurtarmanın yollarında biri neden olması.

Yorum Yazın