MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Evet, Göztepe Satılık… Daha Güçlü Olmak İçin…

ANA SAYFASPOREvet, Göztepe Satılık… Daha Güçlü Olmak İçin…
Evet, Göztepe Satılık… Daha Güçlü Olmak İçin…

Göztepe sermayenin faydalarını somutlaştıran bir örnek olarak bize şunu söylüyor: Kapitalizm doğru uygulandığında yalnızca kulüpleri değil, toplumları da geleceğe taşıyabilecek bir güçtür. Futbolun bu küçük laboratuvarında gördüklerimiz, aslında büyük resimde kapitalizmin iyiliğine dair güçlü bir kanıttır.

22 Eylül, 2025, Pazartesi 00:10
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Ahmet Öztopkara
Ahmet Öztopkara
yazı içi reklam

Futbol sadece 90 dakikalık bir oyun değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyolojik bir laboratuvar. Türkiye’de pek çok kulüp yıllardır mali krizlerle boğuşurken, taraftarından en üst yöneticisine kadar futbolun sadece topun peşinden koşmak olmadığını gördük. Göztepe Spor Kulübü’nün son dönemde yaşadığı değişim ise sermayenin spor camiasında da ne kadar faydalı olabileceğinin çarpıcı bir göstergesi.

1925’te İzmir’de kurulan Göztepe, tarihi başarılarla dolu bir kulüp. Türkiye’den Avrupa kupalarında yarı final oynama başarısı göstermiş ilk takımdır. Ancak yıllar geçtikçe, yanlış yönetimler ve bilinçsizce yapılan harcamalar nedeniyle kulüp amatör kümelere kadar geriledi. Bu süreç, aslında Türkiye’de birçok kulübün ortak hikâyesidir: kötü yönetim, borç batağı ve günü kurtarmaya dönük kararlar. Bugün ise Göztepe, Süper Lig’de hem rakiplerinin çekindiği güçlü bir takım hem de mali açıdan büyüyerek güç kazanan bir kulüp. Bu farkı yaratan temel unsur ise nettir: sermaye.

Göztepe’nin yeniden yapılanma süreci özel sermayenin spora kattığı vizyonu gözler önüne seriyor. Profesyonel yönetim, uzun vadeli yatırım planları ve finansal disiplin sayesinde kulüp yalnızca sahada değil, saha dışında da güçleniyor. Devlet destekli ya da popülist yönelimli modellerde sıkça rastladığımız “günü kurtarma” anlayışının yerini, sermayenin getirdiği “yarını inşa etme” vizyonu alıyor. Böylece futbol yalnızca bugünkü maçlara değil, altyapıya, tesisleşmeye ve sürdürülebilirliğe odaklanıyor.

Burada kilit aktörlerden biri Sport Republic. Spor ve eğlence sektörüne yatırım yapan bu şirket, İngiltere’nin köklü kulüplerinden Southampton FC’nin %80 hissesine sahip olduğu gibi, Göztepe’nin de %70 hissesini elinde bulunduruyor. Bir şirketin doğası gereği öncelikli amacı kârdır ve Sport Republic’in yaptığı da aslında bundan ibaret. Mehmet Sepil’in vizyoner tavrıyla kulüp hisselerinin devredilmesinden sonra Göztepe’nin büyümesinin ardında da bu mantık yatıyor: kâr amacı.

Bu noktada sistem şöyle işliyor: Göztepe başarısız olursa yalnızca taraftar üzülmeyecek, aynı zamanda şirket de para kaybedecek. Dolayısıyla yatırımcı için kulübün başarısızlığı kabul edilemez bir ihtimaldir. Bu model, belediye başkanlarının, inşaat şirketi sahiplerinin ya da “en çok adamı toplayanın” başkan olduğu düzenden tamamen farklıdır. Çünkü burada yapılan harcamalar yatırımın bir parçasıdır; hesapsızca alınan yaşlı futbolcular ya da plansız harcamalar artık gündeme gelemez. Kaybedilen para, bizzat yatırımcının parasına dokunacaktır.

Futbolu küçük bir toplum modeli olarak düşünürsek, kulüplerin sermaye sayesinde güçlenmesi bize kapitalizmin işleyişine dair önemli ipuçları sunuyor. Kapitalizm, rekabeti teşvik ederek yeniliği zorunlu kılıyor, kulüpleri sürekli daha iyi olmaya zorluyor. Aynı zamanda bireylere de alan açıyor: taraftar yalnızca duygusal bir bağ kurmakla kalmıyor, kulübün geleceğine dair güven hissediyor. Sermayenin sağladığı istikrar, özgürlükle birleştiğinde hem kulüp hem de taraftar için kazan-kazan ortamı doğuyor.

Kapitalizmin sıkça eleştirilen yanlarından biri onun “soğuk” bir sistem olduğu iddiasıdır. Oysa Göztepe örneğinde görüldüğü gibi sermaye, kulübün sıcak taraftar kültürünü yok etmek yerine, tam tersine onu yaşatacak zemini hazırlıyor. Finansal istikrar olmadan ne derbilerdeki coşku ne de tribünlerdeki aidiyet uzun vadede korunabilir. Kapitalizm, kulübün geleceğini güvence altına alarak taraftarın duygusal bağını da güçlendiriyor.

Elbette bu süreçte Göztepe’ye yöneltilen en sert eleştirilerden biri “satılık” söylemi oldu. Bu ifade, taraftarı en çok sinirlendiren konu. Ancak aslında taraftarın bu kavramı sahiplenmesi gerektiğini düşünüyorum. Evet, Göztepe satılık; çünkü daha iyi bir Göztepe için satılık. Soygun yapan yöneticiler yerine işi profesyonellerin yürütmesi için satılık. Kapitalistler Marx’ın alay amacıyla kullandığı “kapital” kelimesini nasıl benimsediyse, Göztepe taraftarının da “şirketleşme” ve “satılma” fikrini kabullenmesi gerekiyor.

Sonuç olarak, Göztepe sermayenin faydalarını somutlaştıran bir örnek olarak bize şunu söylüyor: Kapitalizm doğru uygulandığında yalnızca kulüpleri değil, toplumları da geleceğe taşıyabilecek bir güçtür. Futbolun bu küçük laboratuvarında gördüklerimiz, aslında büyük resimde kapitalizmin iyiliğine dair güçlü bir kanıttır.

 

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Ahmet Öztopkara
    Ahmet Öztopkara

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm süreci: Sessiz bir başlangıç, belirsiz bir gelecek
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Komisyona bir öneri
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar CHP’nin kayyum çıkmazı
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Osmanlı–İngiltere İlişkileri (2): Prens Edward’ın Birinci İstanbul Gezisi (1862)
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP siyaseti hızlanan zamana yetişebilecek mi?
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Bayrampaşa ve maskeli balo
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Yeter ki ekonomi konuşmayalım!
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık CHP yeniden yola çıkarken…
    Ahmet Öztopkara
    Ahmet Öztopkara Evet, Göztepe Satılık… Daha Güçlü Olmak İçin…
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal CHP’nin 22. Olağanüstü Kurultayı
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel "Hayat kısa kuşlar uçuyor"
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Mesele midir?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Bolsonaro’nun tarihi mahkûmiyeti
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 18. İstanbul Bienali başladı: “Üç Ayaklı Kedi” metaforu başka nasıl okunabilir?
    Deniz Nas
    Deniz Nas Almanya’da neler oluyor: North Rhine-Westphalia 2025 Yerel Seçimleri değerlendirmesi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı