MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Ekrem İmamoğlu’na bir mektup…

Ana SayfaSi̇yasetEkrem İmamoğlu’na bir mektup…
Ekrem İmamoğlu’na bir mektup…

Fatih’in kalyonları Trabzon limanına Pontus’u zaptetmeye  giderken Sinop’ta tacını Fetihler Sultanına emanet eden Candaroğlu İsmail bey yüreğini eline alıp Filibe’nin  dar sokaklarında yeni bir Kastamonu’yu kurmaya gitmişti. Trabzon ve Kastamonu’yu aynı karanlık denizin suyundan sonra bu  ortak tarihsel milat birbirine bağlamıştı.

11 Nisan, 2025, Cuma 07:10
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Ekrem Başkan İstanbul’un değil “Bu Ülke”nin kaderine kesme işaretini koymuştur. Biz bu paragrafı baştan yazacağız. İstanbul’u ve Türkiye’yi gözlerimiz ve ellerimiz bağlı olsa da yüreğimizle dinleyeceğiz. “Beyaz bir ay doğacak fıstıkların arkasından kalbimizin vuruşundan” anlayacağız.

Anlatılan bizim hikayemiz olacak. 

Edip Cansever/Levent Yüksel/Volkan Konak 

Hazal Ocak/Nazım/Ahmet Arif/Vedat Türkali 

Umberto Eco/Ergin Günçe/Bedri Rahmi 

Refik Durbaş/Cemil Meriç/Orhan Veli

Ve 

Ekrem İmamoğlu’na şükranla 

“Ah Ahmet abim insan yaşadığı yere benzer o yerin toprağına suyunda yüzen balığına benzer.

Ah Ahmet abim gülemiyorsun ya gülmek bir halk gülüyorsa gülmektir.”

19 Mart 2025’den bu yana gülemiyoruz.

Bir halk gülemiyor ve biz gülemiyoruz.

Yine bir Mart gününe dönüyor belleğim.

30 Mart 2019 gününe.

İstanbul’un en yakışıklı manzarasındayız. 1994’ten tam 25 yıl, çeyrek asır geçmiş.   Ortak paydamız İstanbul. İstanbul paydasında oturuyoruz Zeyrek Camii/Pontakrator’un yanındaki Beltur’da.

Beltur farklı o gece. İstanbul’a 5 bin yılda yüklenmemiş ama son 25 yılda yüklenmiş ağır dikey kamburun ağrısı o gece duyulmuyor.

İstanbul’a yapılmış emsalsiz ihanet o gece uzak bir kabus.

Egenin karşı kıyısından ezgiler çalıyor kulağa.

Molla Zeyrek bize Yahya Kemal’den rindleri, Pontakrator Agni Parthene Despina’yı söylüyor.

Sözler ve sesler birbirine karışıyor. Kral Bizans'tan miras Öküz’ün boynuzunda.

Yenilmez armadanın yenileceğini fısıldıyor İstanbul’un 4 denizi birden. Haliç-Boğaz ve Marmara “bu gece son biraz sonra bu kapıdan çıkıp geleceğim” diyor ”saçlarını dağıtır Yeditepe Rüzgar” diye ses veriyor. 4. deniz Karadeniz  Boğaz’ın uzak çıkışında tazecik bir hançereden  yankılanıyor: “Hey gidi Karadeniz Karadeniz.”

Karadeniz: Ortak memleket. Haritayı Hopa’dan Şile’ye katlarsak Kastamonu sahili Faroz sahiline “elimiz sanata yürek acıya” denk gelir mutlaka.

Fatih’in kalyonları Trabzon limanına Pontus’u zaptetmeye  giderken Sinop’ta tacını Fetihler Sultanına emanet eden Candaroğlu İsmail bey yüreğini eline alıp Filibe’nin  dar sokaklarında yeni bir Kastamonu’yu kurmaya gitmişti. Trabzon ve Kastamonu’yu aynı karanlık denizin suyundan sonra bu  ortak tarihsel milat birbirine bağlamıştı.

“Trabzon deyince aklıma bir salkım karayemiş gelir.”

Benim aklıma içinde balıkların güç bela yüzdüğü bir çirkin suya dönüşen komşusu Marmara’nın adını alan bir hapishane geliyor bu aralar.

Eskiden adı Silivri’ydi. Silivri: Selymbyra.  

Baudilino ile İstanbul’u yağmalayan Latin  külahlarının karşısında sıkı duran şehir sakinlerinin macerasına dalmadıysan Silivri soğuk gelir adama. Silivri dediğin Adriyatik’te başlayıp Marmara’da biten Koca İgnatius yolunun/Via Egnatia’nın son durağıdır aslında.

Kimler kuşatmadı Fatih’e kısmet olan Yeni Roma’yı. Kimler iğfal etmedi onun badem gözlü kızlarını.

Gotlar Vizigotlar Ostrogotlar Venedik’in gözünün feri kaçmış açgözlü Doçları.  Enrike Dandalo’nun özrü Papaya kaldıysa İstanbul çocuk oyuncağı değildir. Bilen bilir bu hikayeleri. Bir de Mahir Polat bilir.

Mahir Yoldaş sıkı dur daha Baudilino’yu filme çekeceğiz. Başrolde de Tom Hanks oynayacak.

İstanbul’u kişilerin, tarikatların, tepelere ve ormanlara çökmüş sözde vakıfların özde rantçı hasislerin elinden çekip alıp halka, İstanbul’a geri vermenin bedeli olacaktı elbet.

“Boşuna çekilmedi bunca acılar büyük ve sakin Süleymaniye’nle bekle.” 

Bizim çocuklar başardı deyip Memleketi Selamet Partisi adayına teslim eden Amerika, fikirlerimiz iktidar diyen Türkeş’in 27 Mayıs darbesini de anons eden tok sesinin de arkasındadır iyi biliriz biz. Arada 12 Mart’ta darbe anayasasını bile ülkeye bol görenlerin ezdiği Denizler , Ulaşlar , Yusuflar, Hüseyinler de aynı 51 yıldızın söndürdüğü güneşlerdi.

Bugün Meksika Sınırının bile kabul etmediği “entelobezizlamizt” görünümlü faşistler Gazze’yi Trump’un devremülkü yapacak hayallerin pazarlamasına başladı bile. 

Evanjelistlerle iş tutanlara karşı Bruno gibi, Galile gibi Hallacı Mansur gibi durmanın anlamıdır bizim için hayat.

MC’ler bitmez. MC ruhu bitmez ama ülkenin kaynağı rezervi biter. Yeter demek yeterdir. 

Allende’nin ön adı İzabel değil  Salvador’dur. Che şarkı teması değil Amerikan Emperyalizmine karşı koymaktır.

Sen iyi  bilirsin bunları Cem Çakmak derdi ODTÜ’nün en şair hocası. “Türkiye kadar bir çiçekti” onun erken sönen ışığında büyüyen.

İstanbul’u betonla dolduranlara inat kamusal olanla buluşturan bir aklın mücadelesinde şimdi mağlup görünen galiptir aslında.

Türkiye kadar bir çiçektir Ekrem Başkanın yakasında duran.

Halkın iradesine tam 70 yıldır ket vuran sahte demokrasinin , demokrasiye tek yön bilet kesenlerin pazara çıkan ipliğidir sökülen. 

“Dört nala gelip Akdeniz’e uzanan bu memlekette” “terketmeyecek şey sevdadır” bizi.

Ekrem Başkan Ekrem başkan olmanın ötesine geçmiştir artık.

Bu ülkede taammüden kurulan düzenin yıkıcısı ile yapıcısının aslında aynı olduğunu gösteren kişi olmuştur. Vesayetin vesayet kuranlarca yıkılamayacağını şekil değiştirdiğini gösteren adamdır.

Ekrem Başkan İstanbul’un değil “Bu Ülke”nin kaderine kesme işaretini koymuştur. 

Biz bu paragrafı baştan yazacağız. İstanbul’u ve Türkiye’yi gözlerimiz ve ellerimiz bağlı olsa da yüreğimizle dinleyeceğiz. “Beyaz bir ay doğacak fıstıkların arkasından kalbimizin vuruşundan” anlayacağız.

Anlatılan bizim hikayemiz olacak.

  • Yakarsa dünyayı Donald Trump yakar Yakarsa dünyayı Donald Trump yakar
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Ekrem İmamoğluSilivri

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı