Eğitim-İş Sendikası, okulların yarıyıl tatiline girmesinin ardından bakanlık önünde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin için hazırlanan ‘gelişim raporu’nu açıkladı.
Sendikadan yapılan açıklamada, “Piyasacı anlayışınızın bir yansıması olarak 5 yıldızlı otel benzetmesi yaptığınız okullar nasıl oteller ki pis, kaloriferleri yanmıyor, çocuklara bir öğün sağlıklı yemek verilmiyor. Okullarda bir öğün yemek hakkının kaldırılması da sizin eseriniz. Bugün her 5 çocuktan 1’i yeterli beslenemiyorsa, sizin eseriniz" denildi. Gelişim raporunda ise Tekin'e "bir gün okula aç gitmesi, günü simit ve ayranla geçirmesi, musluktan su içmesi" önerilerinde bulunuldu.
Eğitim-İş Sendikası üyeleri, ilk ve ortaöğretim kurumlarında 9 Eylül 2024'te başlayan 2024-2025 eğitim öğretim yılının birinci döneminin bugün sona ermesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı önünde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin için hazırlanan “gelişim raporu”nu açıkladı.
Bakan Yusuf Tekin'in istifası istendi
“Beceriksiz Bakan, Yusuf Tekin istifa”, “Tarikatın Bakan’ı, Yusuf Tekin istifa”, “Saray’a değil, eğitime bütçe” sloganları atan eğitimciler adına basın açıklamasını Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay yaptı. Eğitim alanında yaşanan sorunların her geçen yıl katlanarak arttığını söyleyen Özbay, “Eğitim, güncel siyasetin ve hamasetin aracı; iktidarın kendi ideolojisini dayatmanın, istediği biat ve itaat eden toplumu inşa etmenin aygıtı haline getirilmiştir” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in AK Parti iktidarının “kindar ve dindar nesil” hedefinin en kararlı uygulayıcısı olduğunu sözlerine ekleyen Özbay, Bakan Tekin’in eğitimi, cemaatler, tarikatlar ve piyasa dinamiklerine teslim eden politikaları artırarak sürdürdüğünü ileri sürdü.
“Bütçeden en büyük payı eğitime ayırdığınızı söylüyorsunuz ama çocuklar okullarda aç”
“Bütçeden en büyük payı Milli Eğitim’e ayırdığınızı söylüyorsunuz. Peki soruyoruz bu bütçeyle eğitime dair hangi sorunu çözdünüz” diyerek Bakan Tekin’e seslenen Özbay, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Yeni sorunlar yarattınız. 80 yılda yapılan kadar derslik yaptığınızı söylüyor, büyük bir başarı hikayesi gibi sunmaya çalışıyorsunuz. Hikayenizin gerçek olmadığını siz de biliyorsunuz. Eğitime en çok bütçeyi ayıran bir ülkede hala ikili eğitim neden devam eder açıklayın o zaman. 2012 yılından bu yana ikili eğitimi bitireceğiz diye sürekli vaatte bulunuyorsunuz. Her yıl bütçeden en büyük payı eğitime ayırdığınızı söylüyorsunuz ama sayenizde çocuklar okullarda aç, susuz, öğretmenler yoksul. Okulları ‘5 yıldızlı otel’ ayarında inşa ettiğinizi söylüyorsun. Piyasacı anlayışınızın bir yansıması olarak 5 yıldızlı otel benzetmesi yaptığınız okullar nasıl oteller ki pis, kaloriferleri yanmıyor, çocuklara bir öğün sağlıklı yemek verilmiyor. Okullarda bir öğün yemek hakkının kaldırılması da sizin eseriniz. Bugün her 5 çocuktan 1’i yeterli beslenemiyorsa, sizin eseriniz.
“Siz devletin öğretmenini seçmiyorsunuz, partiye kendinize uygun öğretmen yaratmak istiyorsunuz”
Mülakatlar kaldırılacak sözünü rağmen mülakatları devam ettiren sizsiniz. Üstüne katmerli mülakat anlamına gelen öğretmen akademisini icat ettiniz. Siz devletin öğretmenini seçmiyorsunuz, partiye kendinize uygun öğretmen yaratmak istiyorsunuz. Anayasada herkesin kamuda çalışma hakkını kılıfını bularak yok ediyorsunuz. Anayasanın kamuda çalışanlar için öngördüğü, görevin gerektirdiği nitelikler dışında başka nitelikler aranmaz hükmünü kaldırıp, her türlü torpilin yolunu açıyorsunuz. Buna alışıksınız çünkü şahsınıza üniversite açıldı.
“Öğretmen açığı kapanmadı biliyorsunuz”
Öğretmen akademisiyle bir çırpıda eğitim fakültelerini işlevsiz haline getirmek, orada okuyan gençleri umutsuz bırakmak, mezun olmuş öğretmenlerin diplomasını geçersiz kılmak, işsiz bırakmak sizin eseriniz. Bir milyon öğretmen olduğunu ve bunun yüzde 80’inin Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde atandığını söylüyorsunuz. Ama bu öğretmenlerin ne kadarı yıllarca atanmayı bekledi? Kaçı ücretli öğretmenlik adı altında asgari ücretin altında maaşlarla çalıştırıldı? Bu 1 milyon öğretmen, ataması yapılmayan öğretmenler ordusunun varlığını silmeye yetiyor mu? Yetmiyor. Öğretmen açığı kapanıyor mu? Kapanmadı biliyorsunuz. Bir milyon atama bekleyen öğretmen sorununu siz yarattınız.
“Okul öncesi öğretmenlerine dinlenme hakkı vermeden 300 dakika aralıksız çalıştırıyorsunuz”
Eğitim dışındaki çocuk sayısının yüzde 38,4 artarak 612 bin 814’e ulaşması, açıköğretime kayıtlı 327 bin 710 ve MESEM’e kayıtlı yaklaşık 500 binin üzerinde öğrenciyle birlikte 1 milyon 500 binin üzerinde öğrencinin örgün eğitim sistemi dışında kalması senin eserin. Kamusal eğitimi niteliksizleştirerek 2012-2013’te 4 bin 664 olan özel öğretim kurumu sayısını, 14 bin 352’ye yükselmek sizin piyasacı anlayışınızın eseri. Milyonlarca yurttaşımızın özel okullara mecbur kalması sizin eseriniz, sizden ve sizin zihniyetinizden, dayatmalarından kaçtıkları için özel okullara yönleniyorlar. Okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına almayarak, özellere, tarikat ve cemaat okullarına mahkum ediyorsunuz. Okul öncesi öğretmenlerine dinlenme hakkı vermeden 300 dakika aralıksız çalıştırıyorsunuz.
“Sözde 5 yıldızlı otel yaptığınız okullarda kaloriferler yanmıyor, temizlik yapacak personel bulunamıyor”
Tüm bu tablonun eser sahibi bellidir: Yusuf Tekin ve onun bağlı olduğu AKP iktidarı. Laik, bilimsel ve kamusal eğitimi hedef alan; çocuklarımızı tarikatlara, eğitim sistemimizi piyasaya teslim eden bu politikalarınızla eserinizle gurur duyuyorsunuz. Ama unutmayın, bu eser, eğitimdeki çöküşün, milyonlarca çocuğun ve eğitim emekçisinin mağduriyetinin, toplumun geleceğinin çalınmasının bir sembolü olarak anılacaktır. Sözde 5 yıldızlı otel yaptığınız okullarda çocuklar derslere aç giriyor, kaloriferler yanmıyor, temizlik yapacak personel bulunamıyor. Söylediğiniz bir milyon öğretmen rakamı, atanmayı bekleyen öğretmenlerin yıllardır çığlık atan seslerini bastıramıyor. ‘Maarif müfredatı bahane, biat eden nesil şahane’ diyerek sürdürdüğünüz politikalarınızla eğitim sistemini yozlaştırmaya çalışıyorsunuz. Ancak bilmelisiniz ki bu ülkenin aydınlık yüzü olan eğitim emekçileri ve Eğitim-İş, eserinizin karanlığını tarihin çöplüğüne göndermek için kararlıdır.”
“Bir gün okula aç git, suyu musluktan iç”
“Gelişim raporunda” ise Bakan Tekin’den bir okul öncesi eğitim kurumunda 50 dakika üzerinden kesintisiz 6 etkinlik saati eğitime katılması, bir organize sanayi işletmesinde haftada 6 gün 08.00 - 22.00 saatleri arasında işçi olarak çalışması, bir gün okula aç gitmesi, günü simit ve ayranla geçirmesi yanı sıra suyu musluktan içmesi önerilerinde bulunuldu. Bu önerilerin yer aldığı rapor, sendika üyeleri tarafından basın açıklaması sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine teslim edildi.
Öte yandan Eğitim-İş'in eylemine öğretmen ataması için girdikleri mülakatlarda "mağdur" olduklarını söyleyen ataması yapılmayan öğretmenler de katıldı. Milli Eğitim Bakanlığı önünde bariyerlerin arkasından beş gündür oturma eylemi yapan öğretmen adayları, mülakat puanlarının yeniden hesaplanmasını ve "hatalı" işlemlerin düzeltilmesini talep ediyor.
Meydan okuma yeter mi? 
Yorum Yazın