MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Demokrasinin aynası: Siyasi eleştiri

Ana SayfaSi̇yasetDemokrasinin aynası: Siyasi eleştiri
Demokrasinin aynası: Siyasi eleştiri

Türkiye’deki siyaset kurumu ve siyasi partilerin çoğu, eleştiriye kapalı bir tutum sergilemektedir. İktidar ve muhalefet partileri, kendi içlerinde bile eleştiriyi teşvik etmekte zorluk çekmekte, bu durum da siyasi eleştirinin gelişimini olumsuz etkilemektedir.

16 Şubat, 2025, Pazar 07:50
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Tunay Şendal
Tunay Şendal

Demokratik sistemlerde, yöneticiler halkın iradesine dayanarak iktidara gelmektedir. Bu nedenle, halkın yöneticileri denetleme hakkı vardır. Siyasi eleştiri, hükümetin eylemlerinin ve politikalarının sorgulanmasını, olumsuz sonuçların kamuoyuna duyurulmasını ve gerektiğinde iktidarın değiştirilmesini sağlamaktadır.

Demokrasi, halkın kendi kendini yönetme biçimi olarak tanımlanmaktadır. Bu yönetim biçiminin temel taşlarından biri de siyasi eleştiridir. Siyasi eleştiri, kamuoyunun, hükümetin ve siyasi aktörlerin eylemlerini, politikalarını ve kararlarını sorgulama, değerlendirme ve gerektiğinde karşıt görüşler sunma sürecidir. Siyasi eleştirinin en temel işlevlerinden biri, hesap verebilirlik sağlamaktır. Demokratik sistemlerde, yöneticiler halkın iradesine dayanarak iktidara gelmektedir. Bu nedenle, halkın yöneticileri denetleme hakkı vardır. Siyasi eleştiri, hükümetin eylemlerinin ve politikalarının sorgulanmasını, olumsuz sonuçların kamuoyuna duyurulmasını ve gerektiğinde iktidarın değiştirilmesini sağlamaktadır. Ayrıca, siyasi eleştiri, fikir çeşitliliğini teşvik etmektedir.

Demokrasilerde Kamusal Bir Araç Olarak Siyasi Eleştiri Kültürü

Demokratik toplumlar, farklı görüşlerin serbestçe ifade edildiği alanlardır. Siyasi eleştiriler, toplumun farklı kesimlerinin seslerini duyurmasına olanak tanır ve bu da toplumsal uzlaşı ve diyalog ortamını geliştirmektedir. Dolayısıyla siyasi eleştiri, demokratik süreçlerin sağlıklı işlemesi için hayati öneme sahiptir. İlk olarak, eleştiriler, kamuoyunun bilinçlenmesine yardımcı olurken bireyler, siyasi eleştiriler aracılığıyla hükümetin politikalarını ve kararlarını daha iyi anlar, bu durum da seçmenlerin bilinçli tercihler yapmasına olanak tanımaktadır. Medya, sivil toplum kuruluşları ve bireyler, siyasi eleştirileri dile getirerek demokrasinin temel unsurlarını korurken geliştirmektedir. Bu süreç, demokratik katılımı artırarak, vatandaşların kendi hak ve özgürlükleri konusunda daha duyarlı hale gelmesini sağlamaktadır.

Siyasi eleştiriler, toplumda adalet duygusunu pekiştirmektedir. Hükümetlerin yanlış veya adaletsiz uygulamaları karşısında eleştirilerin yükselmesi, bu uygulamaların düzeltilmesi için bir baskı oluştururken bu durum, toplumun, yöneticilerin eylemlerinin ve politikalarının adil, şeffaf ve etkili bir şekilde yürütülmesini sağlamasına yardımcı olmaktadır. Siyasi eleştirinin olmadığı bir ortamda, yöneticilerin hesap verebilirliği azalmakta, bu da otoriter yönetim biçimlerinin güçlenmesine yol açmaktadır. Bu süreç, demokratik kurumların işleyişini tehlikeye atmakta ve toplumsal güvenin sarsılmasına sebep olmaktadır.

Siyasi eleştiri, yalnızca düşünce ayrılığı ile sınırlı bir olgu olmadığı gibi, yalnızca hükümet politikalarına yönelik eleştirilerle de tanımlanmamaktadır. Siyasi partilerin ötesinde, çeşitli örgütlü ya da bireysel oluşumlar tarafından, sözlü, yazılı veya eylemsel yollarla gerçekleştirilebilmektedir.

Siyasi eleştiri, mevcut toplumsal ve ekonomik yapıya veya sadece iktidara karşı durma şeklinde görülmektedir. Ancak bu durum, her zaman bir yönetim değişikliğini hedeflemek zorunda değildir; bazen yalnızca bazı olumlu kazanımlar elde etmek adına hükümet üzerinde baskı kurmak olarak da ortaya çıkabilir. Ayrıca, belirli ideolojik veya manevi değerleri gerçekleştirmeyi amaçlayan ve siyasi otoriteyi etkilemeye yönelik hareketler de siyasi eleştiri kapsamında değerlendirilmektedir.

Eleştiriye açık olan bir iktidar, demokratik meşruiyetini pekiştirmektedir. Özellikle demokratik rejimlerde halkın yönetime duyduğu güven, eleştiriye verilen tepkilerle doğrudan ilişkilidir. İktidar, şeffaf ve hesap verebilir olduğu ölçüde toplumun desteğini kazanmaktadır.

İktidar Perspektifinden Siyasi Eleştiri

Siyasi eleştiri, çoğu zaman muhalefetin bir aracı olarak görülse de aslında iktidar için de önemli ve faydalı bir unsurdur. Demokratik toplumların vazgeçilmez bir parçası olan eleştiri mekanizması, hem yönetimin daha sağlıklı işlemesini sağlar hem de iktidarın uzun vadede daha güçlü ve istikrarlı bir şekilde varlığını sürdürebilmesine yardımcı olmaktadır.

Eleştiriye açık olan bir iktidar, demokratik meşruiyetini pekiştirmektedir. Özellikle demokratik rejimlerde halkın yönetime duyduğu güven, eleştiriye verilen tepkilerle doğrudan ilişkilidir. İktidar, şeffaf ve hesap verebilir olduğu ölçüde toplumun desteğini kazanmaktadır. Eleştiriye tahammül eden ve ona yapıcı bir şekilde yanıt veren bir yönetim, halkın gözünde daha meşru bir konuma yükselmektedir. Siyasi eleştiriler, iktidara halkın beklentileri ve memnuniyetsizlikleri konusunda doğrudan bilgi sağlamaktadır. Özgür bir medya ve eleştiri ortamı, toplumun farklı kesimlerinin sesini duyurmasına olanak tanımaktadır.

İktidar, eleştirileri dikkate alarak politikalarını daha gerçekçi bir şekilde şekillendirebilir ve halkın taleplerine daha iyi yanıt verebilmektedir. Güçlü bir muhalefet ve aktif bir kamuoyu denetimi, iktidarın daha dikkatli ve özenli hareket etmesini sağlarken rekabet ortamı, iktidarın halkın gözündeki prestijini korumak için daha iyi politikalar üretmesine ve uygulamasına katkı sağlamaktadır. Eleştirinin olmadığı bir ortamda yöneticiler rehavete kapılabilir ve bu da halkın zararına sonuçlar doğurabilmektedir.

Özgür eleştiri ortamının olduğu yönetimlerde, halkın yönetime karşı birikmiş öfkesi ve hoşnutsuzluğu minimize edilmektedir. Baskıcı rejimlerde ise eleştirinin yasaklanması, toplumsal gerilimi artırarak büyük çaplı krizlere yol açabilmektedir. Eleştiriye tahammül eden ve onu yapıcı şekilde değerlendiren yönetimler, halkla daha sağlam bir ilişki kurarak uzun vadeli siyasi istikrarı güvence altına almaktadır. Dolayısıyla siyasi eleştiri yalnızca muhalefetin veya halkın bir aracı değil, iktidarın da lehine olan bir olgudur. Demokratik meşruiyetin güçlenmesi, hataların düzeltilmesi, halkın beklentilerinin daha iyi anlaşılması, siyasi istikrarın sağlanması ve yönetimin kalitesinin artırılması gibi pek çok olumlu etkisi bulunmaktadır.

Siyasi eleştirinin engellenmesi, toplumsal kutuplaşmayı artırmakta ve farklı görüşlerin birbirine düşman hale gelmesine neden olmaktadır. Türkiye toplumunda bu kutuplaşma, etnik, dini ve ideolojik boyutlarda derin yarılmalara yol açmakta, sosyal uyumu zedelemektedir.

Türk Demokrasisinin Eksik Taşı

Türkiye, tarihsel olarak zengin bir kültüre sahip olmasına rağmen, siyasi eleştiri kültürünün eksikliğinden dolayı, demokratik süreçlerin önünde engellerin var olduğu bir zemine sahiptir. Türkiye’deki siyaset kurumu ve siyasi partilerin çoğu, eleştiriye kapalı bir tutum sergilemektedir. İktidar ve muhalefet partileri, kendi içlerinde bile eleştiriyi teşvik etmekte zorluk çekmekte, bu durum da siyasi eleştirinin gelişimini olumsuz etkilemektedir. Partiler arasındaki kutuplaşma, bu durumu daha da derinleştirmekte ve eleştirinin sağlıklı bir şekilde yapılmasını zorlaştırmaktadır.

İktidar ve muhalefet partilerinin eleştiriye kapalı tutumu, toplumun genelinde de benzer bir algının oluşmasına yol açmaktadır. Siyasal eleştiri, çoğu zaman ya sert tepkilerle karşılanmakta ya da kişisel bir saldırı olarak algılanmaktadır. Bu durum, eleştirel düşünce kültürünün yaygınlaşmasını engelleyerek demokratik olgunlaşmayı yavaşlatmaktadır. Ayrıca, medya ve ifade özgürlüğü konusundaki kısıtlamalar da siyasi eleştirinin etkili bir şekilde yapılmasını güçleştiren unsurlar arasındadır. Özellikle ana akım medyanın büyük bir kısmının siyasi kutuplaşmanın bir parçası haline gelmesi, bağımsız eleştirel seslerin duyulmasını zorlaştırmaktadır. Alternatif medya platformları ve sosyal medya, bu boşluğu doldurmaya çalışsa da buralardaki eleştiriler de sık sık dezenformasyon ve manipülasyonla gölgelenmektedir.  Mehmet Akif Ersoy; "Eleştiriden korkan, hakikati öğrenemez." cümlesiyle adeta durumu özetlemiştir.

Siyasi liderler ve partiler, sadece kendi görüşlerine yakın olan medyayı takip etmekte ve kendi seçmen tabanlarını konsolide etmek adına sert söylemler kullanmaktadır. Bu durum, karşıt fikirlerin duyulmasını ve değerlendirilmesini zorlaştırırken, aynı zamanda toplumun geniş kesimlerinin siyasi gelişmelere karşı giderek daha da duyarsızlaşmasına neden olmaktadır. Medyanın tekelleşmesi, sadece birkaç grubun ekonomik gücünü artırmakla kalmadığı gibi aynı zamanda toplumun haber alma hakkını kısıtlamaktadır.

Türkiye’deki eleştiri kültürünün eksikliği sadece siyasi aktörlerin tutumlarından kaynaklanmamaktadır. Eğitim sisteminin eleştirel düşünceyi teşvik etmek yerine ezbere dayalı bir yapı sunması, bireylerin farklı görüşlere açık olmasını zorlaştırmaktadır. Toplumda eleştiriye dayalı sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturulabilmesi için, öncelikle eğitimden başlayarak ifade özgürlüğünü destekleyen bir anlayışın geliştirilmesi gerekmektedir.

Siyasi eleştirinin engellenmesi, toplumsal kutuplaşmayı artırmakta ve farklı görüşlerin birbirine düşman hale gelmesine neden olmaktadır. Türkiye toplumunda bu kutuplaşma, etnik, dini ve ideolojik boyutlarda derin yarılmalara yol açmakta, sosyal uyumu zedelemektedir.

Winston Churchill’e göre; "Eleştirilerden kaçınan, başarısızlığa mahkûmdur." Eleştirel düşünce, yenilikçi fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayan bir süreçtir. Siyasi eleştirinin zayıf olduğu bir ortamda, yenilikçi düşüncelerin gelişimi engellenmekte ve bu durum, toplumsal ve ekonomik ilerlemeyi yavaşlatmaktadır. Türkiye, bu bağlamda global yarışta geri kalma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Siyasi eleştirinin kısıtlanması, kültürel ve sanatsal alanlarda da bir baskı yaratmaktadır. Sanatçılar ve yazarlar, eleştirilerini ifade etme konusunda zorluklar yaşamaktadır. Bu durum, sanat ve kültür alanında bir gerilemeye yol açmakta ve toplumun düşünsel gelişimini engellemektedir. Türkiye’de siyasetin ve toplumsal alanın daha sağlıklı bir zemine oturabilmesi için öncelikle kutuplaştırıcı söylemlerden uzaklaşılması, farklı görüşlere saygı duyulması ve yapıcı eleştirilerin dikkate alınması gerekmektedir. Ancak bu şekilde, toplumsal barış ve demokratik olgunluk sağlanabilir.

Edward Abbey’in belirttiği gibi; "Gerçek vatanseverlik, ülkenizi eleştirme özgürlüğüne sahip olmaktır."

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
DemokrasiSiyasetSiyasi Eleştiri

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Tunay Şendal
    Tunay Şendal

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı