MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Demokrasi yıkıldığında ne olur?

Ana SayfaSi̇yasetDemokrasi yıkıldığında ne olur?
Demokrasi yıkıldığında ne olur?

Ekonomiyi düzeltmenin yolu faizleri değil; güveni, eşitliği ve özgürlüğü yeniden inşa etmekten geçer.

24 Temmuz, 2025, Perşembe 02:31
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Başak Yağmur Eray
Başak Yağmur Eray

Özgürlük, güven ve adalet... Bunlar bir toplumun nefes alma yollarıdır. Demokrasi sadece bir yönetim biçimi değil; herkesin eşit olduğu, kimsenin korkmadan yaşadığı bir ortak yaşam ilkesidir. Bugün bu değerleri savunmak, yalnızca siyasi bir tutum değil, insani bir zorunluluktur. Unutmayalım: Demokrasi bir gün değil, her gün lazımdır.

“Demokrasiler, yalnızca seçimlerle var olamaz. Özgürlüğün, adaletin ve iyi yönetimin olmadığı bir yerde demokrasi sadece bir gösteriden ibarettir.”
Stein Ringen, Demokrasi Neye Yarar?

Stein Ringen’in Demokrasi Neye Yarar? adlı eseri, yalnızca teorik bir demokrasi savunusu değildir. Aynı zamanda özgürlükten ve ahlaki yönetimden yoksun kalan toplumların nasıl derin krizlere sürüklendiğini de anlatır. Türkiye’de bugün yaşadığımız sorunları bu çerçevede değerlendirdiğimizde, ekonomiden toplumsal çöküşe kadar uzanan çok katmanlı bir krizin tam ortasında olduğumuz görülür. Her ne kadar anketlerde halkın en büyük sorunu ekonomi gibi görünse de, bu ekonomik çıkmazın altında çok daha temel bir bozulma yatıyor: demokrasinin ve hukukun işlemez hale gelmesi.

Türkiye'de artık her yeni gün, bir başka hukuksuzlukla başlıyor. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, hapse atılıyor. Failleri bulunmayan cinayetler, siyasi partilerle anılacak kadar korkunç bir normalleşmeye doğru ilerliyor. Minguzzi ailesi gibi sokakta çocuğu öldürülen yurttaşlar, adaletin kapısını çalıyor ama karşılarında sadece sessizlik buluyor. Kartalkaya’da çıkan yangında kaybedilen canlara dair hiçbir kurum sorumluluk üstlenmiyor. Cemaat ve tarikat yurtlarında yaşanan cinsel istismar vakalarında çocukların değil, suçluların korunması tercih ediliyor. “Rızası vardı” gibi akıl almaz ifadelerle kamu vicdanı yok sayılıyor.

Bunlar sadece birkaç örnek. Bu hukuksuzlukların bir partiye ya da ideolojiye yönelmiş olması, toplumun geri kalanını güvende kılmaz. Aksine, bu yeni “hukuksuzluk rejimi” herkes için tehlike haline gelir. Artık sokakta hiç kimse kendini güvende hissetmiyor. Yarın başınıza gelecek bir olayda, hakkınızı arayacak ne bir kurum kalıyor, ne de güvenebileceğiniz bir yasa.

Bugün halkın büyük çoğunluğu en çok ekonomik krizden yakınıyor. Ancak Stein Ringen’in ortaya koyduğu gibi, ekonomi; demokrasinin çöküşünden doğan sonuçlardan yalnızca biridir. Eğer ülkede hukukun üstünlüğü yoksa, mülkiyet hakları tehdit altındaysa, yargı bağımsız değilse ve bürokrasi liyakatten uzaksa, orada kimse yatırım yapmaz. O ülke “güvenli liman” olmaktan çıkar. Türkiye’de bugün orta sınıf yok oluyor. Fakirleşme kitlesel bir hâl almış durumda. Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul hale geliyor. Gelir dağılımı uçuruma dönüşüyor. Aslında bu durum da bir tür demokrasi eksikliği. Çünkü gerçek bir demokraside ekonomik fırsatlar daha adil dağılır. Ama bizde, vatandaşların eşit haklara sahip olması bir yana, çoğu insan temel ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz.

Tüm bu adaletsizlikler yaşanırken, iktidar halkı gerçek sorunlardan uzaklaştırmak için yeni oyunlar kuruyor. İnançlar ve yaşam tarzları üzerinden yapılan ayrıştırma, halkın en zayıf yerini hedef alıyor. Dini değerler üzerinden duygusal manipülasyonlarla, insanların yoksulluğu ve çaresizliği “sabır” ve “kader” kavramlarıyla örtülüyor. Ülkenin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası bile bu manipülasyonların parçası haline getiriliyor. Bazen onun adına, bazen ona karşı yapılan ittifaklar; yönetimin meşruiyetini korumak için kullanılıyor. Ringen’in dediği gibi, demokrasinin dış kabuğunu koruyup içini boşaltmak, otoriterleşmenin en sinsi biçimidir. Seçimler yapılıyor, partiler var gibi görünüyor; ama halkın sesi duyulmuyor, basın özgür değil, kurumlar işlevsiz.

Tüm bu karanlık tabloyu en derinden yaşayan kesimlerden biri gençler. Eğitimli, başarılı, potansiyelli binlerce genç bu ülkede artık kendine bir gelecek göremiyor. İşsizlik, düşük ücretler, liyakat yerine torpilin belirleyici olması gençleri umutsuzluğa sürüklüyor. Okumak, kendini geliştirmek, kariyer yapmak artık bir anlam ifade etmiyor. Çünkü sistem bunu ödüllendirmiyor. Tam tersine cezalandırıyor. Düşünen, sorgulayan, ses çıkaran gençler ya susturuluyor ya da ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor. Bugün başarılı doktorlar, mühendisler, avukatlar sadece daha iyi maaşlar için değil; daha özgür, daha adil, daha demokratik bir yaşam için yurtdışına gitmeyi tercih ediyor. Gidenler dönmüyor, kalanlar da bir yol arıyor.

Tüm bu tablo karşısında en temel ihtiyaç, yeniden işleyen bir demokrasi ve bağımsız bir adalet sistemidir. Ringen’in işaret ettiği gibi, demokrasinin özü “iyi ve ahlaki yönetim”dir. Yani sadece çoğunluğu elde etmek değil, herkes için adil olmak; hesap verebilir, şeffaf ve halkı dinleyen bir yönetim tesis etmektir. Ekonomiyi düzeltmenin yolu faizleri değil; güveni, eşitliği ve özgürlüğü yeniden inşa etmekten geçer. Türkiye'nin çıkışı ancak demokratik değerlerin yeniden hâkim kılınmasıyla mümkündür. Bunun için hepimizin ses çıkarması, sahip çıkması ve adaletin sadece bir temenni değil, bir hak olduğuna inanması gerekir.

Çünkü Stein Ringen’in de dediği gibi:

“Demokrasi nicel olarak kuvvetli olabilir — dünyada pek çok ülke artık demokratik sayılır — ancak nitelik açısından zayıfsa anlamını yitirir. Nitekim özgürlüğün kaybolması en görünmez tehlikedir ama en derin olanıdır.”

Özgürlük, güven ve adalet... Bunlar bir toplumun nefes alma yollarıdır. Demokrasi sadece bir yönetim biçimi değil; herkesin eşit olduğu, kimsenin korkmadan yaşadığı bir ortak yaşam ilkesidir. Bugün bu değerleri savunmak, yalnızca siyasi bir tutum değil, insani bir zorunluluktur. Unutmayalım: Demokrasi bir gün değil, her gün lazımdır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Her türlü dışlamaya son veren bir rejim mümkün mü?
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Konuşma becerilerinin eğitime entegrasyonu: Oracy yaklaşımı ve Türkiye’deki durum
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Kendine dönen yol: Cüzzamlı bir dünyada sağlam bir ruh arayışı
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Yapay zeka ve kurumsal din
    Burcu Saltık
    Burcu Saltık Hukuk gözlüğünden Coldplay Kiss Cam
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar 102 Yıl Sonra İnönü’nün Lozan Günlükleri
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Demokrasi yıkıldığında ne olur?
    Rabia Karakaya Polat
    Rabia Karakaya Polat Trump ve Epstein Davası: Popülizm bumeranga dönüştüğünde
    Oğuz Demir
    Oğuz Demir 19 Mart olmasaydı TCMB ne yapardı?
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç İki kapının arasında kalan ülke
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar Toksik maskülenite kırılmadan demokrasiye ulaşılamaz
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan TCMB’den sadık olana 40 satır olmayana kırk katır
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Barrack ve Bahçeli gelecek için mi konuşuyorlar?
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı TCMB 24 Temmuz kararı ne olacak?
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Laiklik ve milliyetçilik tartışmaları bağlamında Atatürkçülüğü yeniden inşa etme ihtiyacı
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Kırmızı bayraklar sessizce sallanırken
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı