MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Daha hızlı at arabası istemeyenler için “Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği”

Ana SayfaKöşe YazilariDaha hızlı at arabası istemeyenler için “Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği”
Daha hızlı at arabası istemeyenler için “Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği”

Daha hızlı at arabası istemeyenler için “Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği”

01 Mart, 2024, Cuma 21:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Belki tamamen olmasa da, Oğuz Alper Öktem’in savunusunu yaptığı “Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği”, elimizde, serbest piyasa dinamikleri uyarınca spontane doğan en ideal seçenek gibi duruyor. Gerçekten de, özellikle ekonomik zorlukları politik çıkarlarının altında kalan seçmen grubu için, yaklaşan yerel seçimlerde daha iyi ulaşım alt yapısı ya da daha fazla taksiye ilişkin bir talepte bulunmak, yetersiz gözüküyor.“Ulaşım” ifadesini duyduğunuzda aklınızda ne canlanıyor? Eğer aklınıza ilk gelen, sistemli bir biçimde A noktasından B noktasına gidebilme ihtiyacını karşılayan bireylerse, şanslı azınlıktansınız. Ancak “ulaşım” denince aklınıza sıkışmış trafik, akla yatkın olmayan bir kalabalık, yetersiz altyapı ve A noktası ile B noktası arasındaki uzaklığı, hatta bu isteği yönelten kişinin ekonomik ve sosyal durumunu sorgulayan bir sistem geliyorsa, benim gibi, talihsiz çoğunluğun bir parçasısınız.Eğer Türkiye’de bir büyük şehirde yaşayan, genç yetişkin - orta yaşlı grubuna mensup bir çalışansanız, ulaşım faaliyetini sağlayan yerel ve merkezî aktörlerin kurgusal hiyerarşisinde oldukça düşük bir pozisyondasınız demektir. Ekonomik hareketliliğe yapılan katkıdan bağımsız oluşturulan bu denklemde, genç yetişkin bir çalışanın sıkışmışlığını anlatabilmek için akademik ve bilimsel referanslar yerine edebî yöntemlere başvurmak daha isabetli olurdu, ancak bu serzenişi okuyucunun takdirine bırakıyorum.Bu sıkışmışlığı kabul ettiğimiz takdirde, sistemin sözünü ettiğim bu gruba yerleşik bazı paradokslar dışında pek bir şey sunmadığını da kabul edebilmeliyiz. Hayatını idame ettirebilmek için çalışmak, çalışmak içinse bazı fedakârlıklar yapmak zorunda. Bu fedâkârlıkları ekonomik ve sosyal olmak üzere iki farklı başlıkta değerlendirebiliriz. Bir taraftan, genç yetişkin çalışan, ekonomik bir yükümlülüğün altına girmek suretiyle şahsî araba kullanma yoluna başvurabilir. Bu süreçteki tüm hareketleri, yalnızca o arabayı işe gitmek için kullanmanın da ötesinde, sistemin daha iyi işlemesine katkı sağlamaktan başka bir amaca indirgenemeyecektir. Zira şahsî arabanın tüm masrafları, üstüne söz konusu olan negatif dışsallığın tazmini (yani ÖTV tahsili derken), korkunç bir paradoksun içinde bulacaktır kendisini.Diğer taraftan, böyle bir ekonomik yükümlülüğün altına giremeyen (veya girmek istemeyen) genç yetişkin çalışan, kendisini sistemin ona sunduğu sunî imkânların içinde, ancak fırsat eşitliği bakımından düşük bir seviyede bulacaktır. Bu kişi, işe gitmek için yetersiz altyapıya sahip toplu taşıma olanakları arasında sosyal anaparasını (yani en önemlisi zamanını) harcayacak, ve tüm bu harcamalar ekseninde yine bir başka paradoksa dahil olacaktır.

Bir düğümü çözmek için, bazen yalnızca düğümlenen ip ile uğraşmak yetmez, başka bir araç kullanmak gerekebilir. Bu da sistemin sunduğu çerçevenin dışındaki bir çözümün gerekliliğinin sinyallerini veriyor.

Tüm bu denklemde şehirli genç-yetişkin çalışanının imdadına koşan hiçbir mekanizma yok mu, sorusu bir süredir kafamı kurcalıyordu. Düşüncem odur ki, bu görevi serbest piyasa aktörleri üstleniyor, en azından üstlenmeye çalışıyor.Gerçekten de, ulaşım imkânlarıyla mevcut taksi seçenekleri arasındaki “alan memnun, satan memnun” denklemini düşündüğümüzde, bu çerçevenin dışına çıkabilen tek oyuncular, girişimciler veya büyük firmalar olabiliyor.Uber meselesinde Türkiye bu denklemi daha önce test etti. Ancak sonuç pek de olumlu olmadı. Uber’in neden Türkiye’de dünyadaki örnekleriyle paralel bir biçimde işleyemediğine dair uzunca kafa yorabiliriz, ancak şu an için Uber’i yalnızca alternatif yaratma lehine başarısız bir deneyim olarak değerlendirelim.Diğer taraftan, Türk bir girişimci, belki salt üzerinde durduğumuz sosyolojik fenomeni tatmin etmek için olmasa da, aynı meseleye alternatif bir çözüm getirebilmek için tabiri caizse canını canına katıyor. Elbette, kamuoyunun bir süredir yakından tanıdığı Oğuz Alper Öktem’den bahsediyorum.

Önümüzdeki yerel seçimlerde yaşadığım büyükşehirde Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği’ne en azından sinyal veren adaylar benim için ön planda olacak. Benimle aynı kaygıları paylaşan seçmen için, şimdilik meseleye bir de bu taraftan bakmasını önermekle yetinebilirim.

Öktem’in mücadelesi, Türkiye’de alternatif gelişmelerin lehtarlarının mücadelesiyle paralel bir inada karşıymış gibi geliyor bana. Ortada sistemsel bir kördüğüm olduğunda, çözüm her zaman sistemin içinden çıkmayabilir. Bir düğümü çözmek için, bazen yalnızca düğümlenen ip ile uğraşmak yetmez, başka bir araç kullanmak gerekebilir. Bu da sistemin sunduğu çerçevenin dışındaki bir çözümün gerekliliğinin sinyallerini veriyor.Gerçekten de, mevzubahis ulaşım sorununu ister sosyolojik, ister ekonomik, isterseniz de politik bağlamdan değerlendirin, varacağınız sonuçlar, yine çerçeve içinden çıkacaktır. Örneğin genç yetişkin çalışan nüfusa şahsi araç alımında belirli bir vergi indirimi, yahut daha fazla taksi, yahutsa daha iyi alt yapı. Ancak tüm bu çözümler, Henry Ford’un klasik “daha hızlı giden bir at arabası” modeline benziyor. Çözümlerin politik uygulanabilirliği bir kenara, artık bu kördüğümün mağdurları olarak daha hızlı bir at arabası istemekten vazgeçip, bir otomobil aramamız gerekiyor.Belki tamamen olmasa da, Öktem’in savunusunu yaptığı Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği, elimizde, serbest piyasa dinamikleri uyarınca spontane doğan en ideal seçenek gibi duruyor. Gerçekten de, özellikle ekonomik zorlukları politik çıkarlarının altında kalan seçmen grubu için, yaklaşan yerel seçimlerde daha iyi ulaşım alt yapısı ya da daha fazla taksiye ilişkin bir talepte bulunmak, yetersiz gözüküyor. Bu nedenle, önümüzdeki yerel seçimlerde yaşadığım büyükşehirde Paylaşımlı Yolculuk Yönetmeliği’ne en azından sinyal veren adaylar benim için ön planda olacak. Benimle aynı kaygıları paylaşan seçmen için, şimdilik meseleye bir de bu taraftan bakmasını önermekle yetinebilirim.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Yüzde 50’den fazlasının dışlayarak iç cephe tahkim edilebilir mi?
    Murat Paker
    Murat Paker İmtiyaz psikolojisi bağlamında Türk-Kürt meselesi (2)
    Serap Mumcu
    Serap Mumcu Miken Sanatı
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan 1000 Yıl ve 6 Gün Savaşı: Yarın çok geç olmadan asla gelmez
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya LGS bitti, şimdi asıl maraton başlıyor
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk İsrail’le mücadelede paradigma değişikliği ihtiyacı
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı İsrail - İran Savaşı’nın küresel ekonomiye etkileri
    Emir Yaşar
    Emir Yaşar Özgürlük için 'Liberalizm'e veda
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Ares’in kılıcı, Hades’in kapısı: Unutmanın kıyameti üzerine bir deneme
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Konfor alanının sessiz zincirleri ve yolculuğun çağrısı 
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Yeni milliyetçilik ve Öcalan
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Irak işgalinden sonra benzer oyun
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Dış Güçler: Sert adamlar, yumuşak hafızalar
    Sinem Arslan
    Sinem Arslan Barış süreçlerinde taraflar arası mutabakatlarda “Yapıcı Muğlaklık”: Neden tercih edilir? Gerçekten yapıcı mı, yıkıcı mı?
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (1)
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı