MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

CHP’nin yalnızlığı

ANA SAYFASİYASETCHP’nin yalnızlığı
CHP’nin yalnızlığı

CHP’nin ben merkezci olmayan, tüm muhalif aktörlere karşı hassas ve eşitlikçi bir dil kullanması lazım. Parti elitleri iktidarın gerçekten de değişmesini istiyorsa güçlü muhalefeti iktidar adayı haline getirecek doğru stratejiyi bulmak zorunda.

08 Ekim, 2025, Çarşamba 00:04
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Armağan Öztürk
Armağan Öztürk
yazı içi reklam

Meclis açılışına Erdoğan damgasını vurdu. Başkanın muhalefet liderleriyle çektirdiği fotoğraf iktidarın politik gücünün bir göstergesi olarak okundu. Davutoğlu ile bazı DEM’li siyasetçilerin beden dillerine yansıyan mutluluk ve hayranlık ise ayrıca siyasal psikolojik olarak değerlendirilmeli. Erdoğan’la fiziki temas kurabilen, ona yaklaşıp onunla konuşabilen muhalefet liderleri gözlerinde tarifsiz bir mutlulukla kameralara yansıdı. AKP seçmenleri ve bu partinin organik aydınları uzun süreden beri Erdoğan’ın karizmatik liderliğinin rejimin kurucu unsuru olduğu, Erdoğan ile diğer siyasetçilerin aynı kulvar ve konumda yer almadıklarını iddia ediyordu. Bu bağlamda Erdoğan doğallaşmış bir hiyerarşinin en üst basamağıydı. Ona yaklaşanlar güce ve saygınlığa da yaklaşıyordu. Galiba bu doğru. En azından Davutoğlu ve Beştaş gibi siyasetçiler bakımından. Bir güneşe bakar gibi bakıyorlar Reise. Gözleri ışıl ışıl.

Bu arada geçen yıl Bahçeli, bu yıl da Erdoğan’ın Meclisin açıldığı güne damgasını vurması ayrıca tahlil edilmeli. 2024 1 Ekim’inde Bahçeli’nin DEM grubunun elini sıkması gündemi sarsmış, daha sonra yaşanan gelişmeler bakımından ikinci açılım sürecinin işaret fişeği olarak yorumlanmıştı. Erdoğan’ın muhalefetle samimi poz vermesi aynı etkiyi yaratır mı, gelecekte olması muhtemel yeni siyasal işbirliklerinin önünü açar mı bilinmez. Ama kesin olan şey şu: Cumhur ittifakı bileşenleri eylem, söz, jest, mimik ve tarzlarıyla gündem ve söylem üstünlüğünü ellerinde tutuyor. Bu hususun ana muhalefet tarafından iyice analiz edilmesi gerek.

Siyasi yelpaze içinde CHP’nin yalnızlığı ise üzerinde durulması gereken temel sorun. Son yerel seçimde kendisini en çok yenileyen parti olan CHP, 6’lı masanın geriye kalan 5 üyesi ve DEM’in seçmen kitlesinden ciddi ölçüde oy aldı. Ana muhalefetin oy oranı % 25 seviyesinden % 35’leri zorlayan bir zemine evirildi. Aradan geçen sürede o ödünç oyların bir kısmı eski partilerine veya başka aktörlere geri döndü. Ama CHP hala çok güçlü. Son bir yılın anket ortalaması bakımından AKP’nin üstünde bir beğeni düzeyi var. Çok sayıda muhalefet milletvekili CHP’ye katıldı. Tüm dava ve görevden almalara rağmen yerel yönetimlerde iktidar hala ana muhalefetin elinde. Bu parlak tabloya karşı ayın bir de karanlık yüzü var. CHP güçlü ama yalnız. Kendisi dışındaki muhalif aktörlerle yapısal bir ilişki tesis edemedi.

Ayrıca bir mecburiyet siyaseti izliyor CHP liderliği. Onlara göre AKP iktidardan kurtulmak Türk demokrasinin en önemli sorunu. Bu elzem amaç için herkes CHP’yi desteklemeli. İmamoğlu doğal lider. İmamoğlu’nun mağduriyeti siyasetin birinci gündemi olmalı. Kolaylıkla fark edileceği üzere muhalefette CHP, CHP’de İmamoğlu gündemi tüm diğer aktörler ve alternatif meseleler için bir yok sayma stratejisi. Bu genel çerçevenin dışına çıkıldığında ise muhalif sosyal medya ve CHP’nin yandaş medyası katı bir dışlama ve karalama kampanyası yürüyor. Erdoğan’la görüşen veya bir meseleyi onla müzakere eden, hatta iktidarla doğrudan bir teması olmasa dahi herhangi bir memleket meselesinde CHP liderliğinden farklı düşünen herkes kendiliğinden bir şekilde hain ilan ediliyor. CHP medyasının hiç kimseye tahammülü yok. Ya onlar gibi düşüneceksin ya da AKP’nin ajanı, işbirlikçi bir öznesin. Bu toksik dilin siyasetteki seviyeyi yerle bir ettiği açıkça ortada. Dahası İmamoğlu ve CHP’ye mesafeli her görüş, duruş ve tavır iktidarın yandaşı bir konuma itildiğinden kutuplaşma iklimi sürekli bir şekilde kendini yeniden üretiliyor.

Tartışmayı kapatırken iki noktanın daha altı çizilmeli: Öncelikle CHP’nin ben merkezci olmayan, tüm muhalif aktörlere karşı hassas ve eşitlikçi bir dil kullanması lazım. CHP medyasının herkesi aşağıladığı, suçladığı veya dışladığı bir ortamda böylesi bir olasılığı deneyimlemek çok zor. Bu öneri siyasal sosyolojik gerçeklikle ilgili şüphesiz ki. Halk Partisi seçmen artışında doğal sınırlarına ulaştı. Seçmenin kabaca 1/3’ü AKP ve Erdoğan karşıtı bu agresif dile prim veriyor. Ancak CHP ne derse desin, İmamoğlu’nun mağduriyeti ne kadar vurgulanırsa vurgulansın geriye kalan 2/3 yerli yerinde durmakta. Parti elitleri iktidarın gerçekten de değişmesini istiyorsa güçlü muhalefeti iktidar adayı haline getirecek doğru stratejiyi bulmak zorunda.

İkinci mesele muhalefetin türdeş bir içeriğe sahip olmadığı gerçeğiyle ilgili. Davutoğlu gibi bazı aktörler bugün teklif gelse her hangi bir ilke pazarlığı yapmadan tekrar AKP saflarına katılabilir. Ama aynı yorumu DEVA ile Saadet için söylememiz mümkün değil. DEM’de ise durum biraz karışık. Kürt meselesinin çözülme vaadi CHP’nin “ülke otoriterleşiyor” gündeminden daha değerli DEM seçmeni için. Bu olgusal bir gerçek. DEM muhalefet sırtını dönüp Erdoğan ve Bahçeli’yle yol yürüyebilir. Olası bir anayasa değişikliğinde iktidarla işbirliği yapma ve Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığı seçiminde destekleme seçenekler arasında. Ancak bizde oylar epey bir süredir yaşam tarzına göre veriliyor. Büyük kentlerdeki DEM seçmeni CHP seçmeni gibi yaşayıp düşünmekte. Bu devasa kitleyi Öcalan, hatta Demirtaş ne derse desin Erdoğan taraftarı haline getirmek bugünden yarına o kadar da kolay bir iş değil.    

             

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin Hukuk fakültesi mezunlarının Sisifos kayası: Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS)
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Müzevir
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP merkez parti mi? (2)
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk CHP’nin yalnızlığı
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz TBMM Komisyonu Öcalan’ı da dinlemeli
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Devletin sahipleri ve DEM Parti!
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Yunan resmi (3)
    Akın Özçer
    Akın Özçer Ekonomide akıldışılık sona erdi mi?
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Rekabetçi Otoriterlikten Çıplak Otoriterliğe
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Türkiye’yi Aşık Veysel üzerinden okumak
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Enflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Enflasyon! Yan yattı, çamura battı
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı