MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Cemaatler toplamı olarak Türkiye ve siyaset

Ana SayfaGenelCemaatler toplamı olarak Türkiye ve siyaset
Cemaatler toplamı olarak Türkiye ve siyaset
23 Haziran, 2024, Pazar 22:18
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Türkiye; Etnik olarak Türk,  Kürt, Ermeni, Çerkez, Rum vs. toplamı Türkiye’dir. Dinsel olarak Sünni, Alevi, Hristiyan, Yahudi, Ezidi, Süryani vs. toplamı Türkiye. Yaşam biçimi olarak laik ve muhafazakârların toplamıdır Türkiye. Bunun değişmesinin yolu da kamusala alanda farklı olanla ortak gelecek kurma iradesinin siyasetini yapmaktır.

Türkiye’de ‘sonuçsuz’ kalan siyasi tartışmaları izlediğinizde, tarafların tepkilerine baktığınızda, toplumda var olan kutuplaşmayı açık biçimde görmek mümkün.

Örneğin iktidara yakın bir TV kanalında, iktidarı eleştirdiğinizde sadece olduğunuz kanaldan değil seçmenlerinden de tepki almanız mümkün. Ya da bunun tersi de mümkün. Her alanda bu tür örnekleri çoğaltmak mümkün.

Açıkçası toplumun her alanında fay hatları derinleşmiş durumda. Ancak bu sadece son yıllara özgü bir durum da değil. Bu açıdan şunu kabul etmek güç gelse de gerçek şu ki; Türkiye evrensel ölçülerde hiç bir zaman toplum olamadı. Geçmişten bu yana toplumun farklı kesimleri büyük ölçüde kendi gettolarında, mahallerinde yaşıyor.

Evet güneş doğduğunda herkes kamusala alana çıkıyor, pazarda karşılaşıyor ama güneş battığında herkes kendi gettosuna, mahallesine dönüyor.

Önce AKP’nin 2011 sonra izlemeye başladığı toplumsal mühendislik projesi, takip eden yıllarda AKP+MHP blokunun Cumhur İttifakı olarak izledikleri politika ve söylemler var olan toplumsal fay hatlarını çok daha belirgin ve görünür hale getirdi. Nitekim, Türk Tipi Alaturka Başkanlık Sistemi ile bu politika ve söylemler makro düzeyde toplumu yönetmenin aracı oldu.

Karşımızda, popülist siyasetin temel ayrımı olan “biz” ve “öteki”den daha derin fay hatlarını ima ediyor.

Erdoğan siyasi iklimin “yumuşaması”, Özel siyasetin “normalleşmesi”, Bahçeli ise bir anlamda partisinin akarte edilme süreci olarak adlandırıyor süreci. Süreci anlamlandırma farkı bile toplumda var olan bölünmenin siyasi yansıması.

YUMUŞAMA/NORMALLEŞME SÜRECİ

31 Mart seçimlerinden sonra ortaya çıkan siyasi iklimde iktidar ortağı liderleri ile ana muhalefet lideri arasında başlayan görüşme trafiği MHP liderinin son çıkışından sonra daha ne kadar sürecek henüz bilmiyoruz. Ama bildiğimiz gerçek şu; Erdoğan da, Özel de, Bahçeli de bu süreci farklı isimlerle anıyorlar.

Erdoğan siyasi iklimin “yumuşaması”, Özel siyasetin “normalleşmesi”, Bahçeli ise bir anlamda partisinin akarte edilme süreci olarak adlandırıyor süreci. Süreci anlamlandırma farkı bile toplumda var olan bölünmenin siyasi yansıması.

Oysa bir süredir sadece Erdoğan değil Bahçeli de kendini dokunulmaz kılmak istiyor. Bunun için sürekli olarak düşman üretiyorlar. Böylece kendi dışında kalan birbirinden farklı siyasi, ideolojik ve kültürel kimlikleri aynı kategoriye sokup, “hain”, “öteki” ve “gayri milli” ilan edebiliyorlar.

Bu yüzden ki, siyasi iktidar toplumsal, siyasal her sorunu demokratik bir tercih, tartışma olmaktan çıkarıp, ontolojik yani kendi siyasal kimliği, siyasal iktidarı için bir varlık/yokluk düzlemine indirgemektedir. Ne olduğunu, neyi temsil ettiğini, toplumsal karşılığının olup olmadığını bilmediğimiz bazı kavramlar bunu sağlamak için devreye sokuluyor.

Yakın geçmişe kadar sıkça kullanılan milli irade kavramı bunlardan biriydi. Son dönemde ise milli iradenin yerini yerli ve milli kavramı aldı. Bu kavram, kullananlar için sadece değer değil kutsallık da taşıyor.

Siyasi iktidar bloku, kültürel kimlik olsa da ideolojik sürekliliği takip etmektedir. Türk/Laik vatandaş prototipi yerini Türk/Sünni’ye bırakmıştır. Yerli ve milli olanlar dışında kalan herkesin öteki ve gayri milli ilan edilmesi, toplumsal kutuplaşmayı beslediği ölçüde iktidar için işlevsel. Bu karşıtlığın siyasal anlamı bizatihi siyasetsizliktir.

TOPLUM OLMAYAN TÜRKİYE

Ama bu siyasi iktidar blokunun ürettiği değil taklit ettiği bir yöntemdir.  

Şu bir gerçek ki Türkiye’de devleti kuran irade, kurduğu sistemin siyasal meşruiyetini ise tanımladıkları “Türk/laik” referanslı vatandaş kimliğine dayandırdı. Bu tanım dışında kalan ya da bu kültürel kimliği benimsemeyen herkes, yeni kurulan devletin “ötekisi” oldu.

Kürtler, muhafazakârlar, Aleviler başta olmak üzere kendi kültürel ve dinsel kimliklerini muhafaza etmek isteyenler, kamusal alanın dışına itildiler ve özel alanlarda varlıklarını sürdürdüler. Kamusal alanının, o alanda toplumsal sorunların çözüldüğü bir siyasetin olmamasının en temel sonuçlardan birisi Türkiye’nin henüz “toplum” olamaması gerçeğidir.

Osmanlı’dan Cumhuriyete millet sistemi devam etmiş, ülke farklı katmanlarda, farklı toplumsal kesimlerin toplamı olmuş ama ortak değerler etrafında buluşmuş bir millet olamamıştır. Türkiye bu hali ile toplum değil bir cemaatler/mahalleler toplamıdır. Bu açıdan Türkiye; Etnik olarak Türk,  Kürt, Ermeni, Çerkez, Rum vs. toplamı Türkiye’dir.

Dinsel olarak Sünni, Alevi, Hristiyan, Yahudi, Ezidi, Süryani vs. toplamı Türkiye.

Yaşam biçimi olarak laik ve muhafazakârların toplamıdır Türkiye. Bu toplam halini, farklı toplumsal tabakaları çoğaltmak da mümkündür. Yine her toplumsal tabakayı da kendi içlerinde farklılıklara da ayırmak da. Siyasi iktidar bloku, kültürel kimlik olsa da ideolojik sürekliliği takip etmektedir.

Türk/Laik vatandaş prototipi yerini Türk/Sünni’ye bırakmıştır. Yerli ve milli olanlar dışında kalan herkesin öteki ve gayri milli ilan edilmesi, toplumsal kutuplaşmayı beslediği ölçüde iktidar için işlevsel. Bu karşıtlığın siyasal anlamı bizatihi siyasetsizliktir.

Siyaset, herkesin kendi cemaatsel gettolarınızdan çıkarak kamusal alanda siyasete katılmasıdır. Yani bizatihi siyasallaşmadır, yeni bir kamusal alan inşa etmektir, farklı olanla konuşabilmek, onunla iletişim kurabilmektir. Bu ortak siyasallaşma talebi, aynı zamanda toplum olma yolunda da iradi olarak atılmış ilk büyük adım olacaktır.

SİYASETE SAHİP ÇIKMA ZAMANI

Eğer Türkiye evrensel ölçülerde normalleşecekse önce toplum olmayı başarması gerekiyor. Ve bunun ilk adımı da iktidar blokunun kendi iktidarını sürekli kılmak için kullandığı siyasi dili, siyaset yapma zihniyetini ve muhalefetle, toplumla kurduğu ilişkiyi gözden geçirmek ve değiştirmek zorundadır. Bunun bir sonraki adımı da var olan siyasal sistemin önce denetim ve denge mekanizmalarıyla normalleşme sürecine girmesi ve zaman içinde de değiştirilmesidir.

Tabi bütün bunların olmasının yolu da siyasetten geçmektedir. Talep etmekten, bu talebi kamusal alanda siyasallaştırmaktan.  31 Mart seçimleri bu açıdan bir umuttur ve Bu açıdan siyasete sahip çıkan herkesin yapması gereken üzerimize giydirilmek istenen bu siyasetsizlik gömleğine itiraz ederek yeni bir siyasallaşmaya girişmesidir.

Bunun yolu ise herkesin kendi cemaatsel gettolarınızdan çıkarak kamusal alanda siyasete katılmasıdır. Yani bizatihi siyasallaşmadır, yeni bir kamusal alan inşa etmektir, farklı olanla konuşabilmek, onunla iletişim kurabilmektir.

Bu ortak siyasallaşma talebi, aynı zamanda toplum olma yolunda da iradi olarak atılmış ilk büyük adım olacaktır.

Unutmayalım ki siyaset, siyasetçilere bırakılmayacak kadar değerlidir. Çünkü onların aldıkları kararlar bugünümüzü ve yarınımız belirliyor. Eğer bugünümüzden memnun değilsek yapmamız gereken, tepkilerimizi sosyal medyadan siyasal alana kaydırmak olmalıdır.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı