MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Bugün sokak, yarın ev

ANA SAYFASİYASETBugün sokak, yarın ev
Bugün sokak, yarın ev

Bugün sokak, yarın ev

02 Haziran, 2024, Pazar 05:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Cumhurbaşkanı, sokak köpeklerin yaşam hakkının mesele edilmesini, “Beyaz Türkler”in gündeme getirdiği bir konu olarak da zikretmeye başladı. “Tabii, ilginç olan” durumun böyle olmaması: her sınıftan, hayvanlara sahip çıkan da var çıkmayan da… Daha da ilginç olan, “hayvanlar” konusuna takıntılı bir diğer yönetimin de İran’daki olması. Evde hayvan beslenmesini 2011’de kriminalize etmeye çalışan İran yönetimi, “tüketim kaynaklı gerekler dışında hayvan beslemeyi Batı özentiliğinin” göstergesi kabul ediyor.Türkiye’de neden birden bire sokak hayvanları ile ilgili hukuki düzenlemeyi konuşmaya başladık?Çünkü, iktidar; daha doğrusu Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi böyle öngördü.Şu aralar meydana gelen herhangi bir olay, konu, durum değil mesele; Cumhurbaşkanlığı’nın gündemine geldi ve öyle olması gerektiğini düşünüyorlar. Bu da; hayvan, insan, her türlü canlı, cansız varlık için herhangi bir kararın alınması için yeterli sebep olarak görülüyor.Haberleştirildiği üzere, yasa tasarısının “en can alıcı” yönü, önce “uyutma” ve ardından da, “ötenazi” ile kamuoyuna tanıtılan kısmı. İktidara yakın gazetelerde, dişlerini gösteren vahşi köpek resimleri ile aktarıldığına göre, sokak köpekleri için süreç şöyle işleyecek:“Sahiplendirme İlanları: Her belediye, barınaklarında bulunan köpeklerin fotoğraflarını çekip, bu fotoğrafları internet üzerinden sahiplendirme ilanı olarak yayınlayacak.Sahiplenme Süresi: İlan yayınlandıktan sonra köpeklerin sahiplenilmesi için 30 günlük bir süre tanınacak. Barınak Kapasitesi: Uyutulan köpeklerin yerine barınaklara yeni köpekler alınacak ve süreç aynı şekilde devam edecek.”
Birden bire, “gökten zembille” gündemimize düşen bu yasa tasarısı, tam da bir “başkanlık sistemi” klasiği. Hayvan Hakları Yasası, en son 2021'de değiştirildi. O dönemde getirilen değişiklikler arasında zorunlu evcil hayvan mikroçipi, evcil hayvanları sokağa terk etmeyi cezalandırma ve sahipsiz hayvanları kısırlaştırma hükmü yer alıyordu.  

TAM BİR ‘BAŞKANLIK SİSTEMİ’ KLASİĞİ

Haytap ve diğer hak örgütleri, bu düzenlemeye karşı sokakta yaşayan hayvanlar için adalet talebiyle 2 Haziran’da İstanbul Yenikapı’da bir miting düzenledi.Birden bire, “gökten zembille” gündemimize düşen bu yasa tasarısı, tam da bir “başkanlık sistemi” klasiği.Hayvan Hakları Yasası, en son 2021'de değiştirildi. O dönemde getirilen değişiklikler arasında zorunlu evcil hayvan mikroçipi, evcil hayvanları sokağa terk etmeyi cezalandırma ve sahipsiz hayvanları kısırlaştırma hükmü yer alıyordu.2021’den bu yana geldiğimiz noktayı algılamak açısından, 3 yıl önce Gezegen24’te yer alan bir haber-analizi anımsayalım. Cansu Pişkin imzalı haberde şöyle deniyordu:“Yasada bakımevleri açısından da birtakım yükümlülükler getiriliyor. Yasaya göre, büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan büyükşehir ilçe belediyeleri ile diğer belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması için hayvan bakımevleri kuracak. Bu hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ise sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek.”Ve hayvan hakları konusunda mücadele veren sivil toplum örgütlerinin şu yorumuna da yer veriliyordu:“Böyle bir düzenleme ile hiçbir sağlık sıkıntısı olmayan, sokakta yaşayan hayvanların toplanara ktedavi/kısırlaştırma bahanesiyle öldürülmelerine yol açabilecek”.Sadece üç yıl sonra, artık bir bahaneye de gerek yok. Doğrudan, “uyutulma” ve daha az tepki çeksin diye, “ötenazi” sözcüğü ortaya atılabiliyor.Yine tepki çeken kanuni düzenlemelerde olduğu gibi, “Batı’daki yasalar” gündeme getiriliyor. İktidara yakın medyaya göre, söz konusu yasal düzenleme “İngiltere, Portekiz ve İtalya” gibi ülkeler örnek alınarak oluşturuldu.Özellikle Portekiz’in hayvan hakları yasalarının, Türkiye’deki “uyutma/ötenazi” düzenlemesi için örnek gösterilmesi gerçekten tuhaf. Zira, Portekiz, dünyada en ilerici “hayvan hakları” düzenlemelerine sahip ülkelerden biri olarak gösteriliyor.Türkiye, ilk hayvan koruma yasasını 2004 yılında kabul etti. O zamanlar, “yakala, kısırlaştır, aşıla, geri bırak” (Catch, Neuter, Vaccinate, Release) yöntemini esas aldı. Açıkçası, 2004’teki düzenleme Portekiz’in yasalarına en çok benzeyendi.O dönemki,  "Hayvan Sağlığı ve Denetleme Yasası”nda belirtilen durumlar dışında serbest dolaşımlı köpeklerin öldürülmesini yasakladı. Köpekler "tedavisi olmayan hastalıklar ve ölümcül hastalık gibi rahatsızlıklar" geçirmediği sürece, öldürülmeleri yasaktı.İngiltere’deki yasalarda, her ne kadar “barınakta sahipsiz bırakılan hayvanların” öldürülmesi gibi bir yasal düzenleme olsa da; devreye sadece ülke değil, dünya çapında sahiplendirme için çalışan gönüllü barınaklar giriyor. İngiltere’nin Gayri Safi Kişi Başına Milli Hasılası yaklaşık 47 bin dolar; Türkiye’ninki ise, 11 bin dolar civarı.Türkiye’de “belediyeler ve barınaklar” sahipsiz köpek bırakmasın demek; yerel yönetimleri mesul (ve doğabilecek tüm sorunlardan sorumlu) tutmak demek.2019’da İstanbul ve Ankara gibi “büyükşehirlerin” kaybedilmesi; 2024’te de, “büyükşehirler+” biçiminde yerel yönetimlerin kaybedilmesi, sokak hayvanlarını böyle bir “ölümcül” piyon olarak ileri sürmeyi düşündürttü belli ki…
2021 sonunda yasaklı Pitbull cinsi iki köpeğin saldırdığı dört yaşındaki Asiye Ateş’in ağır yaralanması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, olayın yaşandığı Gaziantep'teki konuşmasında “Beyaz Türkler, hayvanlarınıza sahip çıkın" demişti. Erdoğan, "Tabii, ilginç olan bir şey var. Şimdi bu köpekler parası bol olanların köpekleri...” diye bir sınıfsal çerçeveleme yaratmıştı. O gün bugündür de, hayvan haklarını savunanlar “alt sınıfları küçümseyen horlayan üst sınıflar” gibi çerçeveleniyor. 

“BEYAZ TÜRK PROBLEMİ” ÇERÇEVESİ

“Uyutma”, “ötenazi” adını ne koyarsanız koyun; sonuçta bahsettiğimiz “öldürme” ve bu da, 20 yıldır Türkiye’de yasaktı.Yerel belediyeler, sokak köpeklerine bakmakla görevlendirildi; kısırlaştırma, aşılama ve toplum tarafından yönetilen barınaklarda onları rehabilite etme dahil. Barınakta, köpeklere kulaklarına izleme çipleri yerleştirilmiş kimlik numaraları verildi.2012’de, yine “başıboş hayvanları sokaklardan uzaklaştırmak ve onları kasaba ve şehirlerin dışındaki barınaklara yerleştirmek” için AK Parti tarafından bir yasa teklifi sundu. Yasa, kitlesel protestolar ardından rafa kaldırıldı.2018'deki seçim zaferinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “hayvan koruma yasalarını güçlendirme” sözünü verdi.2021’de, hayvan haklarıyla ilgili yeni bir yasa tasarısını onaylandı. Yasa, tüm kedi ve köpeklerin evcil hayvan dükkanlarında satışını yasakladı, onları “canlı varlıklar” olarak sınıflandırdı ve hayvanların istismarı, “dört yıla kadar hapisle” cezalandırılabilir bir suç haline getirildi. Yasa, ayrıca evcil hayvan sahiplerinin evcil hayvanlarını dijital kimliklerle kaydettirmesini gerektiriyordu.2021’deki yasadan sonra Cumhurbaşkanı’nın başka bir söylemi daha ön plana çıktı: ülke çapındaki tüm belediyeleri başıboş köpekleri toplayıp barınaklara göndermeye çağırdı. Cumhurbaşkanı ayrıca, sokak köpeklerin yaşam hakkının mesele edilmesini, “Beyaz Türkler”in gündeme getirdiği bir konu olarak da zikretmeye başladı.Daha da açarsak, 2021 sonunda yasaklı Pitbull cinsi iki köpeğin saldırdığı dört yaşındaki Asiye Ateş’in ağır yaralanması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, olayın yaşandığı Gaziantep'teki konuşmasında “Beyaz Türkler, hayvanlarınıza sahip çıkın" demişti.Erdoğan, "Tabii, ilginç olan bir şey var. Şimdi bu köpekler parası bol olanların köpekleri...” diye bir sınıfsal çerçeveleme yaratmıştı.O gün bugündür de, hayvan haklarını savunanlar “alt sınıfları küçümseyen horlayan üst sınıflar” gibi çerçeveleniyor.“Tabii, ilginç olan” durumun böyle olmaması: her sınıftan, hayvanlara sahip çıkan da var çıkmayan da…Daha da ilginç olan, “hayvanlar” konusuna takıntılı bir diğer yönetimin de İran’daki olması. Evde hayvan beslenmesini 2011’de kriminalize etmeye çalışan İran yönetimi, “tüketim kaynaklı gerekler dışında hayvan beslemeyi Batı özentiliğinin” göstergesi kabul ediyor.O noktaya da gelir mi Türkiye?Evet, bu sistemde evde hayvan beslemek de kriminalize edilebilir veya vergi konusu yapılabilir.Mesele, tepeden inmeci sistemde çünkü…İsteniyor ki, “kaybedilen” ve bütçesiz bırakılan belediyeler, sokak hayvanlarının tüm mesuliyetini alsın; yapılamayan her konu da onlara fatura edilsin.Ve ötesinde, zaten “sözde Batı özentisi” hayvan sevgisi, giderek kriminalize edilsin veya “günah vergisine” tabi olsun.Neden mi?Çünkü öyle…Çünkü “başkanlık sistemi”.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Ece Uğuz
    Ece Uğuz CHP ne yapıyor, ne yapmalı?
    Ali Arslan
    Ali Arslan Araştırma Üniversitesi yerine araştırma yapan akademisyen destek programına geçilmelidir
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Müzayede
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Silah bıraktırma devletin, demokratikleşme siyasetin işi
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Yapay zeka, robotlar ve insanlık
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm süreci komisyonuna dair
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Şakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye
    Seda Aktaş
    Seda Aktaş Kapitalizmin “Gaslighting” Stratejisi: Yapısal eşitsizliklerin görünmez kılınması
    Zeynep Gizem Özpınar
    Zeynep Gizem Özpınar Batı Trakya Türk Azınlık Okulları neden kapatılıyor?
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Şimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Gerçek diplomalar, sahte akademi
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Sevr’den dersler çıkartmak
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Çok yaşa Kralım!
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı