MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Bu seçimlerde ekonomi belirleyici olacak gibi

ANA SAYFAKÖŞE YAZILARIBu seçimlerde ekonomi belirleyici olacak gibi
Bu seçimlerde ekonomi belirleyici olacak gibi

Bu seçimlerde ekonomi belirleyici olacak gibi

25 Mart, 2024, Pazartesi 21:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
yazı içi reklam
Galiba ilk defa bu seçimlerde ekonomik sorunların ağırlığı kimlik sorunlarını da aşarak kimlikler üzerinden oluşan ve sadece kendi kimliğini öne çıkaran anlayışları çöpe atacak gibi. Kimlik siyasetinin baş oyuncusu olan Erdoğan’ın elini havaya kaldırdığı il başkanının yuhalanması ve İstanbul mitinginin sönük geçmesi belki de bunun habercisi.İlginçtir. Bugün Türkiye ekonomisi öyle sıkıntılı bir durumdadır ki eğer bünyesindeki kimlik sorunları olmasa, ekonominin siyaseti daha fazla belirlediği bir dönem yaşayabilirdi. Ama maalesef, bir türlü, bırakın çözmeyi konuşmayı dahi beceremediği kimlik sorunları ekonomik sorunların hala önünde gibi duruyor.Türkiye’de siyasi parti kılığında dolaşan siyaset elitleri aslında farklı kimliklerin çıkarlarını artırabilmek için siyaset yapıyorlar. Ama dikkat edin “kimlikleri” dedim! Kimlikler deyince bunlar aynı zamanda farklı sosyal kesimleri içeren gruplar ya da topluluklardır. Yani belirli bir kimliğin içinde işçisi de işvereni de vardır. Tabii kimliğin siyasette öne çıkmış olması işçi-işveren ilişkisini de içine alır. Yani “Sünni kimlik” dediğimizde bu kimlik Sünni işverenleri de kapsar Sünni işçileri de.  Ya da “seküler kimlik” ya da “Kürt kimliği” dediğimizde de durum aynıdır. Oysa öte yandan biliyoruz ki işçilerin ve işçilerin çıkarları zıttır. Biri için kazanç diğeri için kayıptır.
Peki nasıl oluyor da Sünni bir işçi, ülkede oldukça geniş bir işveren sınıfı yaratmış olan AKP’ye oy veriyor? Bütün gün çalıştıktan sonra aldığı yevmiyeyle evine ekmek dahi götürmekte zorlanan biri bu enflasyonist ortamın yaratıcısı olan Erdoğan’a neden oy veriyor? Veriyor çünkü onu evinin insanı gibi görüyor da ondan.

EVİNE EKMEK GÖTÜREMEYEN İŞÇİ NEDEN ERDOĞAN’A OY VERİYOR?

Peki nasıl oluyor da Sünni bir işçi, yaptıklarıyla ülkede oldukça geniş bir işveren sınıfı yaratmış olan AKP’ye oy veriyor? Tuhaf değil mi? Bütün gün çalıştıktan sonra aldığı yevmiyeyle evine ekmek dahi götürmekte zorlanan biri bu enflasyonist ortamın yaratıcısı olan Erdoğan’a neden oy veriyor?Veriyor çünkü onu evinin insanı gibi görüyor da ondan. Yani bizden. Yani bizim gibi. İnanmış vs. Aklına dahi getirmiyor onun varlığının kendi yoksulluğunu yaratmış olduğu. Tabii açıktır ki, bu kişinin kendisini ve Erdoğan’ı aynı kimlik altında görmesi, aynı zamanda bu kimliğin dışındaki kimliklerin varlığıyla da ilgilidir. Kişi, ne kendisine ve ne de Erdoğan’a benzemeyen birilerinin kendi kimliği için bir tehdit olabileceğini düşündüğünden kendi ekonomik çıkarına aykırı da olsa Erdoğan’ı desteklemekten geri durmayabiliyor.Çağımızın bu tuhaf çelişkisi ne zaman ve nasıl çözülür bilmiyorum. Ama benim aklıma uygun gelen, insanlar arasında farklı kimliklerin bir sorun olmaktan çıktığı zaman bu tuhaf çelişki de çözülür. Bu da toplumun her şeyden önce “demokrat” bir anlayışa evrilmesiyle başarılabilir. Yani başkasının da en az kendisi kadar değerli olduğuna inanan insanlardan oluşan bir toplum sanırım çağımızın bu baş ağrısının da çözüleceği bir toplum olacaktır.
Parti kılığına bürünmüş farklı kimlikler bu yerel seçimde de öne çıkmış durumdalar. Ama bu kez bazı kırılmaların olduğu da ortada. Özellikle Erbakan’ın oğlu ve çevresinin partisi YRP’nin yine benzer bir kimliğin partisi olan AKP’den mesafeli durması bu kırılmalardan biri.

KIRILMALARIN OLDUĞU BİR SEÇİM SÜRECİ

İşte parti kılığına bürünmüş farklı kimlikler bu yerel seçimde de öne çıkmış durumdalar. Ama bu kez bazı kırılmaların olduğu da ortada. Özellikle karizmatik İslami liderlerden biri olan Erbakan’ın oğlu ve çevresinin partisi YRP’nin yine benzer bir kimliğin partisi olan AKP’den mesafeli durması, ayrı adaylarla seçime giriyor olmaları bu kırılmalardan biri. Benzer bir biçimde varlığı büyük ölçüde CHP’nin desteğiyle vücut bulmuş İYİP’in de CHP’den ayrılıp ayrı girmesi de bu cenahta ortaya çıkan bir kırılma. DEM’in, 2019 seçimlerinde AKP’yi düşürmek için karşılıksız destekleme politikasından vazgeçip ayrı adaylar çıkarmasının yanısıra sol siyaset olarak adlandırılan bazı siyasetlerle uzak düşmesi de “sol-seküler” kesimde bir başka kırılmaya işaret ediyor.Bu yazıdaki muradım aslında şu: Galiba ilk defa bu seçimlerde ekonomik sorunların ağırlığı kimlik sorunlarını da aşarak kimlikler üzerinden oluşan ve sadece kendi kimliğini öne çıkaran anlayışları çöpe atacak gibi. Kimlik siyasetinin baş oyuncusu olan Erdoğan’ın elini havaya kaldırdığı il başkanının yuhalanması ve İstanbul mitinginin sönük geçmiş olması belki de bunun habercisi.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İhtiyaç olan tek şey: Samimi bir görüşme
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    Herkül Millas
    Herkül Millas Milli açıklamaların yetersizliği
    Deniz Nas
    Deniz Nas Dönüşen CHP, sol popülizm ve Özgür Özel
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Hakimiyet saplantısı, hassasiyet değildir
    Semih Çoban
    Semih Çoban Bir öğle arası: Stephansplatz’da 20 dakika
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Pijamalı balon
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı