MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Bölünmüş toplumlar ve biz olmak

ANA SAYFASİYASETBölünmüş toplumlar ve biz olmak
Bölünmüş toplumlar ve biz olmak

İktidar, bölünmüş olduğumuzun nedenlerini gerçekten biliyor olabilir mi? Bugüne kadarki “kimlikçi” siyaseti, yani herkesi “Siyasal İslam” kimliği içinde eritmeye çalışması gayretleri düşünülürse bu soruya evet demek zor.

01 Temmuz, 2025, Salı 06:05
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu

İktidar, bölünmüş olduğumuzun nedenlerini gerçekten biliyor olabilir mi? Bugüne kadarki “kimlikçi” siyaseti, yani herkesi “Siyasal İslam” kimliği içinde eritmeye çalışması gayretleri düşünülürse bu soruya evet demek zor. Ama Abdullah Öcalan’ın bildiğini varsayabiliriz. “Türk-Kürt İttifakı” sözünün ve hepsinden önemlisi, herkesin kendi kimliğini yaşayarak “biz” olabiliriz düşüncesinin mimarı olması onun bildiğini düşündürüyor.

Bölünmüş toplumlarda her şey bölünmüştür. Duygular bile. Bölünmüşlük insana pek olumlu bir şey gibi gelmiyor. O nedenle de insan, bu bölünmüşlüğü nasıl aşmalı gibi bir soruyu sormadan edemiyor. Ama açıktır ki bu sorunun cevabı her şeyden önce neden “bölünmüş” olduğumuzu bulmaktan geçiyor. Neden bölünmüş olduğumuzu bilmeden nasıl bölünmekten kurtulabiliriz sorusunu cevaplamak zor.

Batı’da bu bölünmüşlük genellikle göç konusuyla ilgili. Biliyoruz ki Batı, göçleri kendine çeken bir özelliğe sahip. Tarihsel bir perspektiften bakınca Batı toplumlarının ucuz işgücü gereksinimi göçleri Batı dışı toplumlardan kendine çekerken, Batı dışı toplumlardaki insanlık dışı uygulamalar da göçleri Batı’ya doğru iten etkiyle Batı ülkelerini heterojenleştirmiştir.

Bizim gibi ülkelerde ise İmparatorluklar yıkılırken Batı ülkelerinin de katkısıyla, kurulan ulus-devletler çok-uluslu devletler olmuşlardır. Yani onlar kuruluştan itibaren çok-ulusludurlar. Yani “bölünmüş” toplumlardır.

Peki ama “bölünmüş” bir toplumdan bir ulus-devlet yaratmak kolay mıdır? Değildir!  Bizi en çok ilgilendiren soru da budur. Çünkü Türkiye devleti, üzerine kurulduğu topraklarda farklı uluslar olmasına rağmen “Ne mutlu Türküm!” diyerek (ya da “Ne mutlu Sünni Müslümanım!” demek de olabilir) Türklük ve (Sünnilik) üzerinden kuruldu.

Bu nedenle de öyle ya da böyle bugünün dünyasında neredeyse bütün ulus-devletler “bölünmüş” devletlerdir. Tabii aralarında derece derece farklar vardır ama sonuçta hepsi bölünmüştür.

Bölünmüşlükten kastımın “farklı fikirlerin” varlığıyla ilgili olmadığını anlamışsınızdır sanırım. Farklı fikirler değil ama “farklı değerler”in, farklı dillerin, farklı kültürlerin, farklı yaşanmışlıkların varlığı “farklı kimlikleri” oluşturarak toplumları bölünmüş hale getiriyor. Bu nedenle de bence “bölünmüşlükten kurtulmak” bugün bütün toplumların derdi bence.

Kimileri Batı ülkelerini “bölünmüş toplumlardan” saymama itiraz edebilir. Ama ben Batı ülkelerinin bu bölünmüşlüğü yeni yeni fark etmekte olduğunu düşünüyorum. Mesela, bir zaman önce Alman Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, gençler için bir yıllık “kamu hizmeti” uygulamasının sosyal ayrılıkları aşmanın iyi bir yol olabileceğini öne sürmüştü.

Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 2023’ün yazında yaşananların ardından ülkede bölünme tehdidine karşı harekete geçmek istediğini duyurmuştu. (In Focus, DW, 2023). Biliyorum bunlar yeterli örnekler olmayabilir. Ama Batı ülkelerinde, kürtaj, iklim değişikliği, göç, ırkçılık gibi konuların (ki bunların hemen hepsi değer yargılarıyla ilgilidir) varlığı “bölünmüşlüğü” simgeleyen potansiyel konulardır.

Acaba AKP+MHP iktidarı “Barış ve Demokrasi” sürecini “bölünmüş” bir ülke olarak Türkiye’nin “bölünmüşlükten kurtulması” için atılması gereken bir adım olarak mı gündeme getirdi bilmiyorum. Ama “bölünmüşlükten kurtulmak” o kadar kolay bir mesele değil. Yazının girişinde dedim ya neden bölünmüş olduğumuzu bilmeden nasıl bölünmekten kurtulabiliriz sorusunu cevaplamak zor.

İktidar, bölünmüş olduğumuzun nedenlerini gerçekten biliyor olabilir mi? Bugüne kadarki “kimlikçi” siyaseti, yani herkesi “Siyasal İslam” kimliği içinde eritmeye çalışması gayretleri düşünülürse bu soruya evet demek zor. Ama Abdullah Öcalan’ın bildiğini varsayabiliriz. “Türk-Kürt İttifakı” sözünün ve hepsinden önemlisi, herkesin kendi kimliğini yaşayarak “biz” olabiliriz düşüncesinin mimarı olması onun bildiğini düşündürüyor.

Ne dersiniz bu süreci o yönetiyor olabilir mi?

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman Sol dönüşüm ve kültür
    Akın Özçer
    Akın Özçer Seyfettin Çilesiz’in çilesi
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş İhale kanununun iki, üç maddesi Türkiye’yi bitirdi
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 17 Ağustos’tan alınması gereken hisse
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Program tıkır tıkır Maşallah!
    Cengiz Kapmaz
    Cengiz Kapmaz Rojava süreci bozar mı?
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Büyük Dil Modellerinin Ateşi Çıkarsa
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı “Yeter söz milletindir” sloganı üzerine (2)
    Murat Paker
    Murat Paker Psikoterapi nedir?
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Kamuoyu desteğinin süresi var mıdır?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İnan Güney ya da nöbetleşe mağduriyet
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Dezenflasyon masalı, yoksulluk gerçeği
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Sistemin enkazı altında kalan hafızayı kurtarmak
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Siyasette etik omurga
    Deniz Nas
    Deniz Nas Machiavelli'ye göre bir ‘Prens’ hangi özelliklere sahip olmalıdır?
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Üniversite bina değildir, üniversite hümanizimdir!
    Herkül Millas
    Herkül Millas Batı ile Doğu’nun farkları
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Şehirleri dinlemek: Yerel karar alma süreçlerinde veri neden önemli?
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Alaska satranç tahtası
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Simi’nin plajları
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Sevgili küçüğüm
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ne kadar iyi olabilirsin ki!
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Hiçbir yer evin değilse, her yer evin oluyor
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı