MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Bir Tema Parkı olarak Venedik: VeniceLand (1)

Ana SayfaGezi̇Bir Tema Parkı olarak Venedik: VeniceLand (1)
Bir Tema Parkı olarak Venedik: VeniceLand (1)

Bir Tema Parkı olarak Venedik: VeniceLand (1)

02 Mayıs, 2024, Perşembe 21:45
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Venedik dev bir eğlence parkına, Venedik’te yaşamaya devam edenler de, bu eğlence parkını işleten, bilet kesen, güvenliği sağlayan, temizliği yapan çalışanlara benziyor. Yolum Venedik’e ilk kez on beş yıl kadar önce düştü. Havalimanından tekneyle kente yaklaşırken denize serpiştirilmiş adacıklar üzerine yüzyıllar önce neredeyse iç içe geçmiş şekilde inşa edilmiş, her yönüyle modernite öncesinin estetiğini ve kent planlamasını yansıtan pastel renkli binalar, kuleler, saraylar, meydanlar, sokakların ve caddelerin büyük kısmını oluşturan kanallar, karasal yolları bu kanalların üzerinden birbirine bağlayan köprüler, tekne suyun üzerinde yavaşça kayarken tekne kente değil de, kent tekneye yaklaşıyormuş gibi bir görüntü veriyor(du). Tekne ilerledikçe, Venedik’i oluşturan adalar tekne gözlemcisinin konumuna göre bir kalıp halinde yaklaşmayı aşıyor, adalar, girintili çıkıntılı kıyılar, referans noktası olarak sivrilen bazı kuleler, mendirekler ayrı hareket etmeye başlıyor ve daha önce böylesi görüntülere çok alışık olmayan post/modern gözlemci olup biteni, kendisine en tanıdık görsellere, sinemaya, video oyunlarına, arttırılmış gerçeklik ekranlarına gönderme yaparak betimlemeye çalışıyor. Modern zamanların öncesinde, pre-modernitede inşa edilen gerçek bir kent, tekne ona yaklaştıkça postmodern yapay görüntülerin atasıymış gibi görünüyor.Gözlemcilerin tıpkı premodernitede dünyanın sabit olduğunu ve gökyüzünün dünyanın çevresinde döndüğünü gözlemleyip, bunu duyumsaması gibi, tekneyle Venedik’e yaklaşan gözlemciler de, Venedik onların çevresini sarmalıyor gibi gözlemliyor ve böyle duyumsuyorlar. Kent en uçtaki kollarını siz içeri girmeye devam ettikçe sanki arkanızdan kapatmaya başlıyor ve içeride yeni ayrıntılar, kulelerin ardına gizlenmiş yeni binalar, yeni meydanlar, ortaya çıkmaya başlıyor. Siz bir kuleyi göz hizanıza alınca, bu kez o kule yeni sabitiniz haline geliyor ve Venedik sizin retinanız için şimdi o kulenin ardından yavaşça bir geçit töreni düzenliyor. Venedik, gözlemci teknedeyken, gözlemcinin bir uydusu gibi, merkeze onu alıyor ve onun çevresinde dönüyor. Yanılsama tekne limana yaklaşıp da siz karaya ayak bastığınızda gözlemcinin merkez olduğu şaşalı deneyim sona eriyor. Artık Venedik patron ve merkez, siz de orada yüz binlerce gözlemciden birisine dönüşüyorsunuz. Bundan böyle siz Venedik’in çevresinde dönen bir uydusunuz.Bağıranlar, çağıranlar, tur rehberinin peşinden koşanlar, her köprü başında, her gondol önünde fotoğraf çekenler ve çektirenler, karaya çıkanlara daha adım atar atmaz bir şeyler satmaya çalışan seyyar satıcılar üzerlerindeki sayısız renkteki kıyafetler, şapkalar, bayraklar, selfie çubuklarıyla premodern düş dünyasının içerisine sızmış postmodern turizmi, o turizmin bir parçası olarak deneyimlemeye başlıyorsunuz. Romantik, esrarengiz, sıradışı, sürprizli, masalsı görünen kent, bir anda bir film platosuna dönüşmeye yüz tutuyor. Bir dönem filmi çekmek için kurulmuş ortaçağ setinde, film çekimi sırasında çalışan onlarca şortlu, tişörtlü, güneş gözlüklü kısacası postmodern giyimli insanın mekanla uyumsuz görünüş, hal ve tavırlarıyla karşılaşınca gözlemcide uyanan bağdaşmazlığın yarattığı ruh halinin aynısı gerçekleşiyor. Burası bir “stüdyo platosu” diyorsunuz. Tıpkı pek çok dönem filmi ve dizisinin çekimlerinin gerçekleştirilmesi için Roma’da 400 dönüm üzerine kurulmuş Cinecitta Stüdyolarındaymış gibi hissediyorsunuz.

Venedik doğumluların kenti terk etmelerinin nedeni ise gerçek bir kentte yaşama arzuları. Üniversite okuma yaşına gelen neredeyse her Venedikli genç, tıpkı minicik bir köyde yaşıyormuşçasına kendisini hemen Venedik dışındaki bir kente atıyor ve bir daha da Venedik’e dönmüyor.

Mekansal ve mimari bütünlük ile tümüyle uyumsuz bu insan tipolojisi hem görünüş, hem davranış, hem de mekanla iletişim kurma bakımlarından kentle herhangi bir aidiyet ilişkisi oluşturmuyor. Bunun nedeni hiçbirinin kentte yaşamıyor oluşu. Onlar geçici olarak gelmiş birer turistler, tıpkı sizin gibi. Bu yüzden de bir Venedikli gibi değil, Venedik’e gelmiş bir turist gibi davranıyorlar; tıpkı bir dönem filmi çeken set ekibinin uyumsuzluk yaratan görünüşü, davranışı ve mekanla iletişim kurma biçimleri gibi.Kentte yaşayan yerleşik nüfusla, kenti birkaç günlüğüne turistik deneyimler için ziyarete gelen nüfus arasında, sayıca turistler lehine olan uçurum, Venedik’i yaşanabilir, gerçek bir kent olmaktan çok, turistik bir geçici deneyim sahası olmaya sürüklüyor. Turizm dışındaki tüm ekonomik faaliyetler uzun süredir kentten sürülmüş durumda. Venedik’e ilk gittiğimde yerel halkla konuştuğumda, orta yaşlılar ve yaşlılar, son yıllarda artık Venedik’te doğmuş hiçbir gencin yaşamlarına Venedik’te devam etmeyi seçmediklerinden şikayet ediyorlar ve Venedik denen bir kentin artık Venedikli olmayanlarca var edildiğini söylüyorlardı. Venedik doğumluların kenti terk etmelerinin nedeni ise gerçek bir kentte yaşama arzuları. Üniversite okuma yaşına gelen neredeyse her Venedikli genç, tıpkı minicik bir köyde yaşıyormuşçasına kendisini hemen Venedik dışındaki bir kente atıyor ve bir daha da Venedik’e dönmüyor.Bir şekilde Venedik’ten çık(a)mamış olanlarsa, yaşam alanlarını fotoğraf makineleriyle, kameralarıyla, telefonlarıyla şaşkın şaşkın gezerek, kanallarını uzun sıralar bekleyerek binebildikleri turistik gondollarla sıkış tıkış hale getirerek, tüm kiralık evleri, tüm restoranları, tüm cafeleri ağzına kadar doldurup, yerli halkın bunları tüketebilmesi için gereken makul fiyatların çok üzerine çıkararak ellerinden almış turistler karşısında hınçlı Venedikliler denk geldikleri her yerde hırsla turistlere çarpıyorlar, “burası bizim evimiz, yolumuzdan çekil” gibi sözleri artık daha fazla içlerinde tutamayarak dışa vuruyorlar. Emekli ya da işsiz değillerse de, sevmedikleri bu kalabalık turist güruhuna hizmet vermek için çalışıyorlar. Venedik dev bir eğlence parkına, Venedik’te yaşamaya devam edenler de, bu eğlence parkını işleten, bilet kesen, güvenliği sağlayan, temizliği yapan çalışanlara benziyor.Devamı yarın…
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı