MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Babanın ölümü, kızkardeşliğin doğumu: Kıyıda  

ANA SAYFAKÜLTÜR SANATBabanın ölümü, kızkardeşliğin doğumu: Kıyıda  
Babanın ölümü, kızkardeşliğin doğumu: Kıyıda  

Yasın merkeze oturduğu Kıyıda, ölüm ve doğum metaforlarıyla diyalektik bir yolculuğu anlatıyor. Babanın ölümüyle açığa çıkan buluşma, kırgınlık, yüzleşme ve kavuşma kızkardeşliğin de doğumu...

25 Ağustos, 2025, Pazartesi 03:33
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın

Büşra Bilginer’in ilk uzun metraj filmi Kıyıda, kadınlar için ise vahim bir tabloyu gözler önüne seriyor. Yarayı ailede, dermanı kızkardeşlikte buluyor kadınlar. Bir çırpıda yazdığım bu cümle kadar kolay yaşanmıyor hikâye. Yarayı görmek ve sebebini kabullenmek bazen hiç mümkün olmuyor bazen de yıllar alıyor. Yarayı söküp atmak için babanın/ ailenin ölmesini beklemekle; özgürleşmek ve kenetlemek için yıkılması gereken bir kurumun üzerimize çürümesini beklemekle geçiyor ömür.

Büşra Bilginer’in ilk uzun metraj filmi Kıyıda, görünürde dört kız kardeşin buluşma hikayesini anlatıyor. Babanın ölümüyle açılan filmin daha ilk sahnesinde dört kadının da birbirinden farklı hikayeleri olduğuna anlıyoruz. Defne, Nilüfer, Yasemin aynı dikenli bahçenin çiçekleri olarak; Deniz ise belli ki kızkardeş bir annenin yol arkadaşlığıyla o dikenleri güle çevirerek büyümüş. 
Filmin konusundan kısaca söz etmek istiyorum. Ulusal ve uluslararası film festivallerinden ödül ve adaylıkla ayrılan Kıyıda, Side’de geçiyor. Huzur ve dingin görüntülerin fonda olduğu bir resimle karşı karşıyayız ancak detaylarını bilmediğimiz ana hikâye oldukça dramatik. Çünkü kızkardeşlerin birlikte büyümesine izin vermeyen bir babanın ağır izlerini taşıyor, çatışmasını da buradan alıyor. Babanın yumruğuyla nar tanesi gibi dağılan kadınlar, yine aynı babanın ölümüyle bir araya geliyorlar. Filme hâkim olan yas da babanın ölümünden ziyade bu kadınların ayrılık türküsü. Yasemin ve Defne Gülten Akın’ın “Senin hiç haberin olmasa / Senin hiç haberin olmaz ki/ Başlar biter kendi kendine o türkü” dizeleriyle acısını yaşarken; Nilüfer aynı şiirin “Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa/ Böcekler gibi başlamalı yeniden” dizelerinde. Deniz ise kendi şiirinin dizesi olmanın yolcuğunda. 
Yasın merkeze oturduğu Kıyıda, ölüm ve doğum metaforlarıyla diyalektik bir yolculuğu anlatıyor. Babanın ölümüyle açığa çıkan buluşma, kırgınlık, yüzleşme ve kavuşma kızkardeşliğin de doğumu... Filmin giriş bloğunda bu kardeşlerin hayatının birbirine değmediğine, orta blokta kırgınlıklar ve yüzleşmeye, finalde ise kavuşmaya tanıklık ediyoruz. Üstüne basarak söylemek istiyorum ki tüm bunlar babanın ölümüyle gerçekleşiyor. Aileyi temsil eden babanın ortadan kalkmasıyla kızkardeşler yeniden bir araya geliyor. Bu bir araya geliş gerçekleşene kadar çok büyük yüzleşmelere tanıklık etmiyoruz. Yine filmin “kavuşma” aşamasına gelene kadar kadınlar neredeyse göz teması bile kurmuyor, birbirinden kaçıyorlar. Babanın/ ailenin hayaleti kötü bir ruh gibi dolaşıyor üzerlerinde. Bu birbirinden farklı karakterler aynı silahın farklı kurşunlarıyla vurulmuş. Nilüfer yalnızlığı, Yasemin aileyi, Defne ise sitemi giymiş üstüne korunmak için. Hikâyenin detayını bilmediğimiz için olay değil duygu odaklı, karakterlerin içsel çatışmaları üzerinden ilerliyor film. Geçmişin bilgisini bize verecek diyaloglardan ziyade duyguları öğrendiğimiz vurucu bazı diyaloglara sahip olması da içsel çatışmayı destekliyor. 
Büşra Bilginer’in ilk uzun metraj filmi Kıyıda, genç bir senarist yönetmen için oldukça parlak; biz seyirci için umut verici. Kadınlar için ise vahim bir tabloyu gözler önüne seriyor. Yarayı ailede, dermanı kızkardeşlikte buluyor kadınlar. Bir çırpıda yazdığım bu cümle kadar kolay yaşanmıyor hikâye. Yarayı görmek ve sebebini kabullenmek bazen hiç mümkün olmuyor bazen de yıllar alıyor. Yarayı söküp atmak için babanın/ ailenin ölmesini beklemekle; özgürleşmek ve kenetlemek için yıkılması gereken bir kurumun üzerimize çürümesini beklemekle geçiyor ömür. 

“Aile kurumunun öneminin vurgulanması, aile içindeki birlik ve beraberliğin korunması, mevcut riskler karşısında ailenin topyekûn desteklenmesi amacıyla 2025 yılı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından “Aile Yılı” olarak ilan edilmiştir.”

-Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı (2024-2028)

“Verilere göre 2025’in ilk 6 ayında öldürülen 136 kadından 96’sı, aile üyesi bir erkek tarafından öldürüldü. Kadınların büyük çoğunluğu kendi evlerinde yaşamını yitirirken, ev içi alanın bir şiddet mekânına dönüştüğü vurgulandı.”

-Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2025 Temmuz Raporu

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Büşra BilginerKıyıda

Yorum Yazın

Gülseren Aydın
Gülseren Aydın

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Eser Karakaş
Eser Karakaş Tuhaf yasa maddeleri
Bilgehan Uçak
Bilgehan Uçak Bir tuhaf vergi rekortmenliği
Yüksel Işık
Yüksel Işık Yenilmez sanılanları yenmek…
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan 23 Ağustos: Şapka İnkılabı ve KKM’den kurtuluş bayramı
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Babanın ölümü, kızkardeşliğin doğumu: Kıyıda  
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Kriz yok: Yeni Türkiye bu!
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Yoksulluk tırmanıyor
Murat Aksoy
Murat Aksoy Meydan siyaseti, promter/mesaj siyasetine karşı
Tunay Şendal
Tunay Şendal Türkiye’nin sosyo-kültürel sınıf çizgileri
Deniz Tarım
Deniz Tarım Öğretme ve öğrenme üzerine...
Osman Erden
Osman Erden Almanya-İsrail ilişkileri ve kültür sanat alanında ifade özgürlüğü (2)
Seda Aktaş
Seda Aktaş Hegemonik söylem altında kadın emeği: Ekonomik gerçeklikten ideolojik kurguya
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik Kızıldeniz’de perde arkası güç kayması: Çin ve Rusya Batı’ya meydan okuyor
Bilal Sambur
Bilal Sambur İnsanlığın güruhlaşması ve küresel ahmaklık
Deniz Nas
Deniz Nas Liberal demokrasinin sonu mu: İttifakların gölgesinde liberaller
Aydan Bakan
Aydan Bakan Yazının şeytanı
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı