MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Zana: Erdoğan çözüm sürecini dondurucudan çıkarmalı

ANA SAYFAGÜNDEMZana: Erdoğan çözüm sürecini dondurucudan çıkarmalı
Zana: Erdoğan çözüm sürecini dondurucudan çıkarmalı

Zana: Erdoğan çözüm sürecini dondurucudan çıkarmalı

21 Ocak, 2024, Pazar 19:36
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Leyla Zana uzun süren sessizliğini bozdu. Kürt Sorunu’nu Öcalan’sız ve Erdoğan’sız çözmek isteyenlerin Çözüm Süreci’ni bozduğunu söyledi. Eski HDP Milletvekili Leyla Zana, 8 yıl aradan sonra çözüm süreciyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a röportaj veren Leyla Zana, Erbay’ın “2013’teki barış süreci aslında biraz sizin talep ettiğiniz şekilde ilerledi. Çünkü bir akil insanlar heyeti kurdular. Türkiye’nin her tarafına gittiler, görüştüler. Kandil’le, siyasi partililerle, cezaevleriyle, diasporayla her tarafla görüşmeler yapıldı. Şimdi hep sorulan soruya geldik. Süreç neden bozuldu?” sorusunu şöyle yanıtladı: “AKP’NİN İÇİNDEKİLER BANA DEDİLER Kİ…”“Bu sorunu Öcalan’sız ve Erdoğan’sız çözmek isteyenler, bu işi kendi aramızda çözeriz diyenler oldu. Dünya kadar risk göğüsleyeceksiniz ve kimileri sizleri bu işin dışında bırakarak yol almak isteyecekler. Kabul eder miydiniz? Zor. Bu kadar net. Bunu ilk defa duyuyorsunuz değil mi?Bunu bazılarının yüzüne vurduğum için bu rahatlıkla söylüyorum. Kişilerin adını vermeyeceğim. AKP’nin içindekiler bana dediler ki, ‘Biliyor musunuz sizinkiler Öcalan’ı dışlamak için bu süreci bozdular.’ Ben de döndüm dedim ki, ‘Ben başka bir şey daha biliyorum. Siz de Erdoğan’sız bu işi götürmek istediğiniz için süreç bozuldu.’ Tek bir cevap alamadım. Karşımdaki sustu.” ‘1 KASIM’DAKİ TEKRAR SEÇİMİ ENGELLEMELİYDİK’Zana “Peki ama Erdoğan o zaman güçlüydü, hâlâ çok güçlü. Buna nasıl izin verebilirdi ki?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:“Hatırlayalım, 7 Haziran 2015 seçimlerinde Erdoğan ilk defa Meclis’te çoğunluğu kaybetti. Çözüm süreci yaşanan sıkıntılara rağmen sürüyordu. İddia ediyorum ki, tekrar seçime gitmeyi engelleyecek bir formül yaratılabilseydi, Türkiye’deki vicdanlı, duyarlı kamuoyu, demokratik güçler, Kürtlerin bir kısmı ve Erdoğan, güvenlikçi zihniyete karşı durabilselerdi süreç farklı gelişebilirdi. Sürecin bozulmasında Milli Güvenlik Kurulu kararlarının mutlaka etkisi olmuştur ama sadece MGK kararlarıyla bozulduğu tek başına yanıt olamaz. Bu sorunu çözebilmek için iktidar gücü önemliydi. O zaman da söylemiştim, ‘İkinci bir seçime (1 Kasım 2015) gidersek korkarım ki 90’ları arar hale geliriz.’ O dönem dirsek teması kurulmaya çalışıldı ve Erdoğan’la görüşüldü. Ama artık çok geçti.” “BU TUZAĞA NASIL DÜŞEBİLDİK?”Zana, “Bir yas sürecinden söz ettiniz. Yanı sıra bir küskünlük de var mı?” sorusuna da şu cevabı verdi:“Hayır, bu dava bütün kişiliklerden çok daha büyük, çok daha kapsamlı bir dava. Davaya küsülür mü? Davaya küstüğün zaman kendine küsmüş olursun. Küskünlük, kızgınlık değil. Toplumun sorunlarına cevap olamadığınızda, o zaman ‘kime, neye hizmet ediyoruz’ sorusuyla karşılaştım. Ve uzun süre bu soruları kendi kendime sordum. Ne yapabilirdik de yapamadık? Halen yeterince bir açıklık getirildiğine inanmıyorum. Tamam, sistem bütün şiddetiyle Kürtlere her boyutta saldırıyordu. Senin inkarın üzerine kurulu bir sistem var. Ama biz kendimize ne kadar sahip çıktık? Bu tuzağa nasıl düşebildik? Kişisel görüşüme göre bu bir tuzaktı. Tehlike neden öngörülemedi?Bakın, şu anda İsrail ile Filistin’e baktığımızda, biz bunu 2015’te yaşamışız. Tarihin hiçbir döneminde cesetlerimiz 7 gün cadde üstünde, sokakta kalmadı. En zor süreçlerde bile gidip kemiklerimizi toplayıp getirebildik. Ama Taybet Ana’nın cenazesi 7 gün sokakta kaldı ve çocukları bile gidip alamadı. Cizre’de küçücük bir çocuğu annesi alıyor, dondurucuya koyuyor. Dondurucu kelimesini her duyduğumda o anı yaşıyorum. Bir anne çocuğunun vücut bütünlüğü bozulmasın diye kalkıp dondurucuya koyuyorsa çaresizliğinden, bu hepimizin ayıbıdır. Bütün bunlar beni derin bir sorgulamaya götürdü.” ‘BARIŞ OLSA UKRAYNA’DAN MERCİMEK GETİRMEZSİN’Leyla Zana, “Çözüm süreci Erdoğan’ın inisiyatifi dışında mı bitti?” sorusunu da şöyle yanıtladı:“Sayın Cumhurbaşkanı ‘Süreci dondurucuya kaldırdım’ diyor. E artık miadı geçmek üzere, bence dondurucudan çıkarıp bu işi esastan ele almak gerekiyor. Zaman kaybetmeden… Ama görülüyor ki böyle bir çabaları yok. Artık zamanı ötelemeye, ertelemeye tahammül kalmadı, anlatabiliyor muyum?Orta Doğu’nun geneline baktığımızda koşullar bunu herkese dayatıyor. Kürtlere de dayatıyor, Türkiye Devleti’ne de dayatıyor. Hayat dayatıyor, toplumun beklentisi oradan çıkıyor. Kürtler ölüme aşık değil. Kürtlerin devleti yıkmak gibi bir yaklaşımları yok zaten, bir hak arayışı var, yok sayıldığı için bir biçimde direnmek zorunda kalıyor. Devlet açısından baktığımızda, borçları artık milyar dolarları çoktan aştı. E bu borcu nasıl ödeyeceksin? Barış hâkim olsa bu topraklar kimi beslemez? Hiç Ukrayna’dan buğday, mercimek almana gerek yok. Bir diyalog geliştirsen, sağlıklı bir iş birliğine gitsen Avrupa’yı da ısıtabilecek kaynaklara sahibiz… İktidarı ve muhalefetiyle enerji, zaman ve kaynaklar buna harcanmalı. Bu sorun herkesi yakmaya başladı.”  
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Herkül Millas
    Herkül Millas Batı ile Doğu’nun farkları
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Şehirleri dinlemek: Yerel karar alma süreçlerinde veri neden önemli?
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Alaska satranç tahtası
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Simi’nin plajları
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Sevgili küçüğüm
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ne kadar iyi olabilirsin ki!
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Hiçbir yer evin değilse, her yer evin oluyor
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yargının siyaset kıskacı ve Yeni Çözüm Süreci dengeleri
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Kültür ve sanat yoksunluğu: Görünmeyen uçurum
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Görünüşün gücü ve hakikatin çürüme ile imtihanı
    Ahmet Ziya Gökalp
    Ahmet Ziya Gökalp Gerçek, Anlatının Gölgesinde Kayboluyor
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Finans Alla Turca
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Türkiye Cumhuriyeti Demokrasisi’ni kurtarmak (3): Temsilcilerin azli
    İlter Turan
    İlter Turan Önceliklerimizi yeniden gözden geçirmek gerekiyor
    Sema Erder
    Sema Erder Dost/Düşman siyaseti ve yer değiştiren kimlikler
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Çerçioğlu'nun transferi ya da siyasetin 'sıfır'lanması
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı Türkiye'nin makroekonomik görünümü
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Teknoloji, pedagoji ve içeriğin kesişiminde ‘etkili öğretim’
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı