MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Yılın en’leri teranesi

ANA SAYFAKÜLTÜR SANATYılın en’leri teranesi
Yılın en’leri teranesi
04 Kasım, 2024, Pazartesi 07:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Buse Ayazma
Buse Ayazma

Ülkenin gündemi her zaman benim de gündemim olamaz ya, biraz şımarıklık yapıp “Bakalım” dedim, “2024 yılının kelimesi olarak seçilen ‘Brat’ neyin nesiymiş.” Ufak bir araştırma yapıp tam da son dönemde oldukça rahatsız olduğum ve aslında toplumda çok da anlayışla karşılanmayan bir davranış türüne karşılık geldiğini gördüm: “Kendine güvenen, bağımsız ve hedonist bir tutum.” sergileyen bir yaşam tarzı.

Neresinden bakarsanız bakın, yaklaşan korkunç bir dönemin fragmanını yaşadığımızı düşündüğüm şu dönemde elim hiçbir şey ile ilgili yazmaya gitmiyor. Çünkü beynimin odacıklarında kabullenemediğim şeyleri yazıya dökmek beni çok yoruyor. Artık birçoğumuz gibi “Ne olacaksa olsun.” durumuna geldim. Durakta gelecek ilk vasıtayı bekliyorum, beni nereye götüreceğini bilmeden.

Tam da böyle bir boşluğun ortasında, okumaya başladığım ilk günden bu yana müthiş bir aşkla bağlı olduğum “Kelime”ler ile ilgili bir haber gördüm. Ülkenin gündemi her zaman benim de gündemim olamaz ya, biraz şımarıklık yapıp “Bakalım” dedim, “2024 yılının kelimesi olarak seçilen ‘Brat’ neyin nesiymiş.”

Ufak bir araştırma yapıp tam da son dönemde oldukça rahatsız olduğum ve aslında toplumda çok da anlayışla karşılanmayan bir davranış türüne karşılık geldiğini gördüm: “Kendine güvenen, bağımsız ve hedonist bir tutum.” sergileyen bir yaşam tarzı.

Söylem Analizlerinde dikkat ettiğimiz önemli detaylardan biri, peşi sıra kullanılması tercih edilen kelimeler veya kelime öbekleri: örneğin Brat kelimesinin tanımında olduğu gibi. “Kendine güvenen” ile “hedonist bir tutum” kavramlarının peşi sıra kullanımı örneğinde gördüğümüz üzere; bizi normal şartlar altında rahatsız edecek “hedonist tutum”un öncesinde, toplumda daha kabul edilebilir kavramlar olan “kendine güvenmek” ve “bağımsız” olma kavramlarının kullanılması… “İki rahatsız etmeyenin peşine bir adet tepki yaratabilecek kavram ekleyip hepsini aynı potada normalleştirmek” diyebiliriz kabaca. “Brat” kelimesinin şu an popüler olan tanımında da bu tekniği görüyoruz.

Son dönemde “Hazcılık”-“Hedonizm” dediğimiz felsefi akımın, yeni nesilde felsefe, sanat ve psikolojide kabul edildiği anlamından biraz daha farklı anlamda algılandığı ve kullanıldığı aşikar. Hazcılık kavramında var olan acı çekme süreci, hazza erişme noktasını daha kıymetli kılan bir durumken, 2024 yılı “Brat”inde anlaşılıyor ki “Hazcılık” freni patlamış bir kamyon gibi hazza ulaşma yolunda önüne çıkan ne varsa devire devire gitme üzerine kurulu bir sistem. Bunu da “kendine güven ve bağımsız olma” durumu ile güzellemeye çalışıyor. Oysa ki “Hazzı ertele” felsefesi gerçek hazza ulaşmak için benimsenmesi gereken ilk kural değil miydi? “Sonuç değil, süreç.”

Her akım gibi “Brat” akımının da başka bir akıma karşı tepki olarak doğduğu teorisi de gündemde tartışılmakta. Bu da tam olarak, sağlığına dikkat eden, beslenmesi, uykusu, sporu düzenli, temizliğe önem veren, nazik, kibar ve diğer insanlara karşı saygılı, kendi fikri yapısı, kendi iç dünyası ile dış dünyadan daha fazla ilgilenen, meditasyonu, yogası eksik olmayan “Clean Girl” diye tanımlanan bir yaşam stili. Brat dediğimiz akım deyim yerinde ise “Serserilik” şeklinde tanımlanıyorsa “Clean Girl” olmak daha “Hanım hanımcık” olma olarak tanımlanıyor ve günümüzde tercih edilen tabii ki “Brat.” Uluslararası arenada da yılın kelimesi olarak seçilmesi zaten dünyanın nereye doğru gideceğinin habercisi bana kalırsa. Çünkü biliyoruz ki basında, medyada karşımıza çıkan hiçbir şey “öylesine” karşımıza çıkmaz. 2016 yılının seçilen kelimesi örneğin “Popülizm” idi. 2016’dan bu yana siyasetteki tarzı görüyorsunuz… Fazla söze gerek yok.

Dünyamız ilerleyen yıllarda maalesef ki yalnızca “Bencillik” olarak tanımlayıp geçemeyeceğimiz, çok daha acı sonuçlara neden olarak Hedonistik bir döneme girecek. Bunda psikolojik nedenlerin yanı sıra sanıyorum ki fiziki, coğrafi etkenler de göreceğiz. Kıt kaynaklar, barınma sorunları, açlık, susuzluk, sefalet vesaire. Dedim ya “Bencillik” deyip geçemeyeceğimiz nitelikte “İnsanlıktan çıkmışlık” durumları göreceğimiz acı ama büyük bir ihtimal. Dünyamıza yaklaşan ve hiçbir şekilde engel olunamayan bir meteor gibi geldikçe geliyor.

Bizim asıl dokunmamız gereken kısmın “Brat” olmanın “Havalı” ve “Karizmatik” bir şey olduğunu düşünen kısım olduğu gerçeği öylece duruyor karşımızda. Bize sunulan “Havalı” olma, “Serseri” gibi yaşama kodları ile toplum olarak bir sorunumuz olmalı diye düşünüyorum.

“HAVALI” OLMA, “SERSERİ” GİBİ YAŞAMA KODLARI

Günün sonunda bu konuda “Ne yapabiliriz?” üzerine sıkça konuşuyoruz derslerimizde de örneğin. Ben insan ilişkileri konusunda özellikle son yıllarda bardağın oldukça boş tarafına odaklanan bir birey olarak, sınıfımda halen umutlu bireylerin olduğunu görünce çok mutlu oluyorum bir yandan. Fakat onlar zaten “Brat” tarzını benimsemekten çok uzak ve fıtratı buna uymayacak nitelikte insanlar. Bizim asıl dokunmamız gereken kısmın “Brat” olmanın “Havalı” ve “Karizmatik” bir şey olduğunu düşünen kısım olduğu gerçeği öylece duruyor karşımızda. Bize sunulan “Havalı” olma, “Serseri” gibi yaşama kodları ile toplum olarak bir sorunumuz olmalı diye düşünüyorum. Bu yaşam kodlarının baştan reddedilmesi ve güzellemelerinin yapılmaması gerektiği konusunda da çok hassasım aslına bakarsanız. Örneğin “Hangover” şeklinde tabir edilen durumun “Eğlenceli” bir durum olduğunu bize kim öğretti? Veya herhangi bir yasaklı maddenin kullanımının “Bireysel özgürlük” ile iltisaklı olduğu alt metni bize ilk nerede verildi? Ve biz bunu neden kabul ettik? Neden “Requiem For a Dream” tarzı filmler değil de aslında insan neslinin başına gelmiş en kötü şeylerden biri olan bu maddelerin güzellemesinin yapıldığı filmler, diziler toplumda daha çok kabul görüyor? Bize kendimize veya toplumdaki diğer bireylere istediğimiz ve gücümüz yettiği şekilde zarar vermenin “Özgürlük” olduğu ilk nerede öğretildi? Bize yalnızca bireysel hazzımızın tatmin edilmesi gerektiği muhtemelen kaç yaşlarımızda “yüklenmeye” başladı? “Benden sonra tufan” argümanını biz ne ara bu kadar benimsedik, ben bunların temelde cevaplanması gerektiğini düşünüyorum.

Eğer o “Yılanın başını” bulabilirsek “Brat”lerin yılın kelimesi ve geleceğin tarzı olmasının -belki- önünü alabiliriz. Belki.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Buse Ayazma
    Buse Ayazma

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Paker
    Murat Paker Psikoterapi nedir?
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Dezenflasyon masalı, yoksulluk gerçeği
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Siyasette etik omurga
    Deniz Nas
    Deniz Nas Machiavelli'ye göre bir ‘Prens’ hangi özelliklere sahip olmalıdır?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Sistemin enkazı altında kalan hafızayı kurtarmak
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Üniversite bina değildir, üniversite hümanizimdir!
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Kamuoyu desteğinin süresi var mıdır?
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy İnan Güney ya da nöbetleşe mağduriyet
    Herkül Millas
    Herkül Millas Batı ile Doğu’nun farkları
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Şehirleri dinlemek: Yerel karar alma süreçlerinde veri neden önemli?
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Alaska satranç tahtası
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Simi’nin plajları
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Sevgili küçüğüm
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ne kadar iyi olabilirsin ki!
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Hiçbir yer evin değilse, her yer evin oluyor
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yargının siyaset kıskacı ve Yeni Çözüm Süreci dengeleri
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Kültür ve sanat yoksunluğu: Görünmeyen uçurum
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Görünüşün gücü ve hakikatin çürüme ile imtihanı
    Ahmet Ziya Gökalp
    Ahmet Ziya Gökalp Gerçek, Anlatının Gölgesinde Kayboluyor
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Finans Alla Turca
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Türkiye Cumhuriyeti Demokrasisi’ni kurtarmak (3): Temsilcilerin azli
    İlter Turan
    İlter Turan Önceliklerimizi yeniden gözden geçirmek gerekiyor
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı