Dünyadan; Fed referans faizini 25 baz düşürdü. Küresel azgınlık pardon, küresel iştah bundan çok memnun oldu. Yıl sonuna kadar iki defa daha faiz indirimi beklentisi %80’lere kadar çıktı. Powell faiz indirimi kararının en büyük nedenini artan işsizlik olarak gösterdi. Açıklamanın ertesi günü işsizlik maaşı başvuru oranları açıklandı ve veriler son dört yılın en büyük düşüşünü gösteriyordu.
Piyasalar faiz indirimine gösterdiği olumlu tepkiyi yakında sorgulamaya başlarlar. Fed faizi Trump baskısından mı indirdi yoksa verilere dayanarak mı? Bundan sonra gelecek ekonomik veriler faiz indirimi desteklemez ve Fed kararında siyasi baskı algısı başlarsa Fed in karizması ciddi çizilecek ve piyasalar ciddi dalgalanmalar yaşayacaktır.
Diğer yandan ABD hükümeti yine kapanma tehlikesi ile karşı karşıya. Hemen hemen her yıl aynı konu gündem olduğundan sanırım artık dikkate alınmıyor. Demokrat ve Cumhuriyetçi senatörler anlaşamazsa 1 Ekim’de ABD hapşırır, dünya verem olabilir.
ABD ve AB ile Rusya arasındaki gerilim tırmanmaya devam ediyor. Rusya’ya karşı çok daha sert yaptırımlar konusunda AB ve ABD birbirlerine gaz verip duruyorlar.
Türkiye’den; Türkiye siyasi gerilimleri gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Bir mahkeme CHP ye kayyum atıyor, diğeri bu kararı yok hükmünde sayıyor. İki milyon kaşesiz oyu kabul edip rejimi değiştiren, İmamoğlu’na siyasi yasak getiren YSK’nın bir anda görev bilinci uyanıp “CHP’nin kurultayı yapılabilir, bu konuda kesilecek racon varsa ben keserim” diyor. Bu haber piyasaları coşturuyor tabi.
TBMM yeni açılım komisyonunda Hizbullah üyeliğinden ceza alan bir şahıs hem Türk ordusuna hem PKK ya, ikisini de aynı kefeye koyarak ithamlarda bulundu. DEM toplantıyı terk etti ama milletin, ordunun, emniyetin savunucusu MHP olayı sadece kınadı. Piyasalar hafiften sallanıp kayda değer bulmayınca hayatına devam etti.
Hafta sonunun sürprizi Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak getiren cezanın onaylanması oldu. İş artık yargıtayda. Yeni bir süreç, yeniden gündemde kargaşa. Gündem sürekli ekonomiden başka yöne çekiliyor. CHP tutuklamaları, CHP içindeki Truva atları, CHP mitingleri, CHP açılım süreci, Gazze, futbolumuzun rezilliği.
Önder Öcalan; Terörist Apo’dan kurucu önder Abdullah Öcalan’a gelinen kısa süreç bana 2009 yılını hatırlatıyor. Mortgage krizi öncesi yabancılar dövizlerini alıp gitmeye Türkiye’yi dımdızlak bırakmaya başlıyordu. Kasket düşüp kel görünecekti ki, Mortgage krizi ile piyasalara pompalanan paradan aslan payını Türkiye aldı. Bunun yanına bir de “Kürt açılımı” gelince kimse ekonomi konuşamaz oldu. Bugün yine ülkeye para yağıyor, yine Kürt açılımı var, yine siyasi kargaşa var. Yeter ki ekonomi konuşulmasın.
F-35 uçaklarının üretici ortağıydık şimdi 40 milyar dolar ödeyip neden alıyoruz. Hem de emekliye, memura, işçiye %1 refah payı bile vermek bütçeyi saptırıyorken. Okullara sabun veremezken yabancı futbolculara nasıl 100 milyon Avrolar veriyoruz. 2023 Enflasyon hedefi %10 iken 2025 hedefi %30 altında gelecek diye utanmadan nasıl zafer çığlıkları atabiliyorsunuz. Almanya’da enflasyon %3 üstüne çıktı diye adamlara ekmek bulamıyorlar diyebiliyorsunuz.”
Faizi düşük tuttunuz, birileri aşırı zengin oldu, ortalık hayalet şirketlerle doldu. Şimdi yüksek TL faiz yüzünden tüm şirketlerimizin ciddi döviz açığı ve döviz kredisi var. Yabancı birden giderse bu şirketler ne olacak. 20 yıl önce GSMH dan tarımın payı %20 iken bugün %5 e düştü. Tarımı bitirdiniz. Yarın net tarım ithalatçısı bir ülke olacağız. Adamı diksen yeşerecek verimlilikteki Anadolu’da dünyanın en yüksek enflasyonunu yaratmayı nasıl becerdiniz. Bunlar konuşmamalı.
Ne olacak?; Fed faizi ile birlikte doların tüm paralar karşısında değeri düşecek. TL karşısında da tabi. Türkiye’ye sıcak para girişinde artış olabilir, TL değerlenmeye devam edebilir. Enflasyon düşmeye devam edebilir. MB gösterge faizini yıl sonuna kadar en az 400 baz daha düşürebilir. İktidar yine her şeyi güllük gülistanlık gösterebilir. Ama bu durum ihracatın azalmasına, ithalatın artmasına yol açacaktır. Türkiye dövizi daha ucuz faiz oranları ile bulacak ama daha çok borçlanacaktır. Eninde sonunda yabancı yüksek gelirini elde edince dövizini alıp gitmek isteyecektir. Yabancı derken ne kadarı gerçek yabancı ne kadarı bıyıklı ya da sakallı emin değilim. Gerçek yabancı oranının düşük olduğunu düşünüyorum.
12.09.2025 BDDK ve TCMB verilerine göre;
Yabancı Portföy; ilgili hafta 165 milyon dolar hissede satış var. Üst üste üçüncü haftayı satışla kapadılar. Tahvilde 588 milyon dolar alış var. Yıl toplamında başa baştalar, sürekli al sat yapıyorlar, yeni giren para yok.
TCMB rezerv ve DTH; İlgili hafta MB’nın üç rezervi de 2 milyar dolar civarında azaldı. DT hesaplarında vatandaş 2 milyar dolar, kurumlar 800 dolar artırdı. Yılbaşından bu yana döviz hesapları artmaya devam ediyor.
Krediler; MB faiz indirimi zaten bekleniyordu, o yüzden pek etki etmedi. Şimdi önümüzdeki iki toplantı beklentisi başlayacak ve biraz daha faizleri aşağı çekecektir. ilgili hafta krediler hacimsel olarak sakindi. Ortalama üç aylık mevduat %50 üstünde, bireysel kredi faizleri %60 üstünde ve ticari kredi faizleri %50 üstünde kalmaya devam etti.
Piyasalar;
Dünya emtia endeksi; 106 puan direncinden döndü. Gevşeme biraz daha devam edebilir.
Dolar/TL; 41,03 destek, direnç 42,35. Haftayı 41,40 civarından kapatabilir.
Eur/Usd; 1,1830 direncini kırmayı denedi 1.1919 seviyesini görüp sert kar realizasyonu gördü. 1.1675 destek. 1.1575 oldukça kuvvetli.
ABD 10 yr tahvil; Fed faiz indirimi beklenti bitti etkisi ile tahvile bir miktar satış getirdi ama %4,14 hedefi devam ediyor. Gevşeme devam edecektir.
Dolar endeksi; 99,50 puan ile 96,75 puan arasında sıkışmaya devam. Bir aydır 97.60 puan civarında kapanıyor. 96,50 puan kırılırsa ilginç günler başlayacak.
Bist100; 103 puan desteğinden Türkiye’de siyasi tansiyon yumuşaması ve FED kararı ile sert yukarı döndü. 10900 destek, 11600 direnç.
Altın ons; 3625 dolar destek. 3450 dolar altına gelmedikçe yükselişin devam etmesi daha yüksek olasılık.
Gümüş; İki ay 43 dolar ile 44,50 dolar arasında sıkışıp sonra yukarı doğru sert bir hareket olasılığını yüksek görüyorum.

Yorum Yazın