Türkiye ekonomisi, 2025 yılında enflasyonla mücadeleye odaklı sıkı para politikaları ve yapısal reformlarla istikrar arayışını sürdürmektedir. Büyüme oranlarında yavaşlama öngörülse de, makroekonomik göstergelerdeki iyileşme ve politika güvenilirliğinin artması, uzun vadede ekonomik istikrarın sağlanmasına katkı sağlayabilir.
2025 yılı sonu itibariyle Türkiye ekonomisine ilişkin beklentiler, enflasyonla mücadeleye odaklı sıkı para politikalarının etkisiyle şekillenmektedir. Büyüme oranlarında yavaşlama öngörülürken, enflasyonun düşürülmesi ve makroekonomik istikrarın sağlanması hedeflenmektedir.
Büyüme Beklentileri
2025 yılı için Türkiye'nin büyüme beklentileri, çeşitli kurumlar tarafından şu şekilde tahmin edilmektedir:
TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi: %2,9
IMF: %2,7
OECD: %3,1
Bu tahminler, 2024 yılında gerçekleşen %3,2'lik büyümenin ardından, 2025'te daha ılımlı bir büyüme sürecine girileceğini göstermektedir. Sıkı para politikaları ve yüksek faiz oranları, iç talebi sınırlayarak büyüme üzerinde baskı oluşturmaktadır.
Enflasyon Beklentileri
Enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan politikaların etkisiyle, 2025 yılı sonu enflasyon beklentileri şu şekildedir:
TCMB: %24
Piyasa Katılımcıları Anketi (Mayıs 2025): %30,35
IMF: %35,9
Bu farklılıklar, enflasyon beklentilerindeki belirsizlikleri ve piyasa katılımcılarının temkinli duruşunu yansıtmaktadır.Buna ek olarak, merkez bankasının enflasyon beklentisini tekrar revize edeceğine işarettir.
Türkiye'nin Dış Borç Stokları (31 Aralık 2024 itibariyle)
Brüt Dış Borç Stoku, 515,5 milyar ABD dolarıdır. Bu, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın (GSYH) yaklaşık %39'ına denk gelmektedir. Net Dış Borç Stoku, 252,97 milyar ABD dolarıdır. GSYH'ye oranı yaklaşık %19,7 olarak gerçekleşmiştir. Hazine Garantili Dış Borç Stoku: 16,4 milyar ABD dolarıdır.
Bu borçlar, kamu kurumları veya özel sektör tarafından alınan ve Hazine tarafından garanti edilen dış borçları kapsamaktadır.
Borçlu Sektörlere Göre Dağılım:
· Kamu Kesimi: 216 milyar ABD doları
· Özel Sektör: 264 milyar ABD doları
• Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB): 35 milyar ABD doları
Vade Yapısına Göre Dağılım:
· Kısa Vadeli Borçlar: 113 milyar ABD doları
· Uzun Vadeli Borçlar: 402 milyar ABD doları
Bu dağılım, toplam brüt dış borç stokunun 515 milyar ABD doları olduğunu göstermektedir.
2025 yılı Mart ayı itibariyle kısa vadeli dış borç istatistikleri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanmaktadır. Bu veriler, bankaların aylık döviz pozisyonları, özel sektörün yurtdışından sağladığı krediler ve ticari kredilere ilişkin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri gibi kaynaklardan derlenmektedir.
2024 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin dış borç stoku, GSYH'nin yaklaşık %39'una ulaşmıştır. Özel sektörün dış borçlardaki payı, kamu kesimine kıyasla daha yüksek olup, toplam borcun yaklaşık %51'ini oluşturmaktadır. Kısa vadeli borçların toplam borç içindeki payı ise %22 civarındadır.
Bu veriler, Türkiye'nin dış borç yapısının büyük ölçüde özel sektör kaynaklı olduğunu ve kısa vadeli borçların önemli bir kısmını oluşturduğunu göstermektedir. Bu durum, döviz kuru dalgalanmaları ve küresel finansal koşullardaki değişimlere karşı ekonominin duyarlılığını artırabilir.
Bu borçların, 2024 yılı itibarıyla faiz ödemeleri, toplam borç servisi içinde önemli bir yer tutmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın verilerine göre, 2024 yılında dış borçlara ilişkin toplam faiz ödemesi yaklaşık 260,1 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam, dış borç anapara ödemesi olan 387,9 milyar TL ile birlikte toplam 648 milyar TL'lik dış borç servisini oluşturmaktadır.
Ayrıca, 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine göre, bu üç yıllık dönemde yapılması öngörülen toplam faiz ödemeleri 5.358 milyar TL olarak tahmin edilmektedir. Bu, toplam bütçe harcamalarının yaklaşık %13,9'una tekabül etmektedir.
Bu veriler, Türkiye'nin dış borç faiz ödemelerinin bütçe üzerindeki yükünü ve mali disiplinin önemini ortaya koymaktadır. Dış borçlanma stratejileri ve faiz oranlarındaki gelişmeler, önümüzdeki yıllarda bütçe dengesi üzerinde belirleyici olacaktır.
Diğer Ekonomik Göstergeler
İşsizlik: 2025 yılında işsizlik oranının %10 civarında seyretmesi beklenmektedir.
Cari Açık: Mart 2025 itibarıyla 12 aylık birikimli cari açık 12,6 milyar dolar seviyesinde olup, yıl sonu için cari açığın GSYH'ye oranının % 2'nin altında tutulması hedeflenmektedir.
Dolar/TL Kuru: 2025 yıl sonu için Dolar/TL kurunun 45 TL'nin altında kalması beklenmektedir.
Genel Değerlendirme
Türkiye ekonomisi, 2025 yılında enflasyonla mücadeleye odaklı sıkı para politikaları ve yapısal reformlarla istikrar arayışını sürdürmektedir. Büyüme oranlarında yavaşlama öngörülse de, makroekonomik göstergelerdeki iyileşme ve politika güvenilirliğinin artması, uzun vadede ekonomik istikrarın sağlanmasına katkı sağlayabilir.
Bu süreçte, küresel ekonomik gelişmeler, jeopolitik riskler ve iç siyasi dinamikler, ekonomik performans üzerinde belirleyici olacaktır.

Yorum Yazın