MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Toplumsala bakışta görünenle dijitalin savaşı 

Ana SayfaMedyaToplumsala bakışta görünenle dijitalin savaşı 
Toplumsala bakışta görünenle dijitalin savaşı 

İnsan fizyolojisi ve nörobilimsel olarak da gözle görünen ve somutun daha gerçek algılanıyor olması, görüntülü ve hatta bireylerin bizzat gözlemlerinin dil ile aktarılması olarak yansıyan sosyal medya nedeniyle gerçeklik algımızın daha da bulanıklaşmasına neden olmaktadır.

26 Haziran, 2025, Perşembe 06:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Eda Çağlayan Ertok
Eda Çağlayan Ertok

Gerçek kişilerin deneyim olarak aktarımının görüntülerden farkı, o olaya yol açan neden sonuç dizgesini de dil ile aktarabiliyor olmasıdır. Keza görüntü neden sonuç dizgesini, yeteri kadar temellendirerek ve ikna edecek şekilde temsil etmeyebilir. Buradan hareketle, günümüzde gerçekte var olmayan neden sonuç ilişkileriyle ortaya çıkan çarpıtılmış gerçekler üzerine düşünme ve hatta yeni gerçeklikler inşa etmek adeta doğallaşmıştır.

Her birimiz içine doğduğumuz aile, ailemizin ait olduğu sosyal gruplar ve sosyal statü, o sosyal statüyü tanımlayan eğitim, kültür, gelenek ve ahlak kodları eliyle toplumsallaşır. Kapitalist düzenin getirdiği devlet biçimi ve politikalarının el verdiğince bireysel olarak da toplumsallaşma sürecimizi yaşam boyu inşa ederiz. Sosyal olayların analiz biçimi de tarih boyunca felsefi ve bilimsel ilerlemelerin klavuzluğunda sürekli bir değişime uğramıştır. Uyguladığımız metot ne olursa olsun, toplumsala dair olana; Sosyal olaylara, sosyal, ekonomik, kültürel şartların evrilmesiyle insan topluluklarının yaşam biçimlerinde oluşan değişimlere, devletler arası düzlemde yaşananların belli bir toplumdaki yansımalarına bakmak için görüneni ele alarak analize başlarız. 

Bu yazıda, yeni medyanın ortaya çıkışıyla birlikte görünenin, önceki görünenden veya önceki sosyal fenomenlerden nasıl farklılaştığına bunun da sosyal bilimler pratiğine nasıl yansıdığına dair bir tartışma başlatmayı düşünmekteyim. Yalnızca sosyal bilim pratiği yapanlar için değil, sosyal olanı izleyip eleştirel sorular klavuzluğunda aktarması beklenen gazeteciler ve hatta sıradan tüm vatandaşlar için de görünenle gerçek arasındaki uçurum yeni medyanın, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla gittikçe büyümüştür. 

İnsanla ve insan topluluklarının yaşamlarıyla ilgili her olay, her deneyim, elbette önce dilin kullanımı, sonra felsefe ilerledikçe özgül kavramların kullanımı aracılığıyla dolayımlanmıştır. Ancak önce anolog sonra yeni medyanın yaygınlaşması olanların, olayların varlığının niteliklerini ve varlıklarının dışsal koşullarını birebir yansıtmaktan daha da uzak hale gelmiştir. Kullandığımız dil ve gündelik kelime dağarcığımızın çok ötesinde bir indirgeme ve bazen de bulanıklaştırma filtrelerinden bahsediyor gibiyiz. 

İnsan fizyolojisi ve nörobilimsel olarak da gözle görünen ve somutun daha gerçek algılanıyor olması, görüntülü ve hatta bireylerin bizzat gözlemlerinin dil ile aktarılması olarak yansıyan sosyal medya nedeniyle gerçeklik algımızın daha da bulanıklaşmasına neden olmaktadır. Böylelikle mantıken o ana kadarki kişisel ve sosyalleşme deneyimimizle mümkün olmayacağı sonucuna varabileceğimiz bir olay, bazen gerçek kişilerin ağzından duyduğumuz veya gerçek görüntüleri gördüğümüz varsayımıyla gerçek kabul edilir. Gerçek kişilerin deneyim olarak aktarımının görüntülerden farkı, o olaya yol açan neden sonuç dizgesini de dil ile aktarabiliyor olmasıdır. Keza görüntü neden sonuç dizgesini, yeteri kadar temellendirerek ve ikna edecek şekilde temsil etmeyebilir. Buradan hareketle, günümüzde gerçekte var olmayan neden sonuç ilişkileriyle ortaya çıkan çarpıtılmış gerçekler üzerine düşünme ve hatta yeni gerçeklikler inşa etmek adeta doğallaşmıştır. 

Önümüzdeki gizem, sosyal medya içeriklerinin ne zaman toplumsal gerçekliğin ayrılmaz bir parçası olduğu, ne zaman gerçek olayları aktarırken bulandıran bir aracı olduğudur. Sosyal bilimci, gazeteci veya toplumun her hangi bir ferdi olarak yapmamız gereken, gerçekliğin bu iki görünümünü birbirinden ayırt etmeye çalışmaktır. Böyle bir durumda kaçınılmaz olarak, günümüzde herhangi bir sosyal olayı, bireylerin kitlesel yayınlarından ayrı olarak kavramak yerine, ne kadar ilgisiz görünürse görünsün, sosyal ortamda mevcut tüm olay, durum ve gelişmelere dair anlam oluşturmanın ayrılmaz parçası olarak düşünebileceğimiz sosyal medya içeriklerini bir başka deyişle kişilerin kitlesel yayınları da hesaba katarak takip etmemiz gerekmektedir. 

Başka yazılarımda da ayrıntısıyla işlemeyi düşündüğüm bir konu, sosyal medya kullanımı ile yaratılan toplumsala dair güncel anlam ağlarının ne ölçüde toplumsal olanın geneline etki edebildiğini sosyal analizlerimize katmak durumda oluşumuzdur. Ancak, sosyal medya içeriklerinin çoğunun da kişilere ait kitlesel yayın üretme mekanizması olarak, tek tek kişilerden bağımsız ekonomik, kültürel bir sistem olarak toplumun da yansımaları olduğunu kabul etmektir. Yine konunun önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yönü, tek tek bireylerin yeni medyayla yarattığı anlamların, medyanın ilk günlerinden itibaren toplumla etkileşim düzeylerinin de analizidir. Sonraki yazılarımda bu konularla yeniden buluşmak dileğiyle.

  • Modernite, iletişim araçları, demokrasi ve ifade hakkı Modernite, iletişim araçları, demokrasi ve ifade hakkı
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
İletişimDijitalSosyal Medya

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Eda Çağlayan Ertok
    Eda Çağlayan Ertok

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Fatih Altaylı’dan bağımsız medyaya 
    Özgür Çoban
    Özgür Çoban İsrail–Almanya ilişkileri: Pragmatik ya da duygusal 
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Astana Zirvesi ve Çin’in Sessiz Yürüyüşü
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Çöl Gezegeni’nden Ortadoğu’ya: Dune’un zamansız mesajı
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Günde sadece iki saat eğitim
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı TCMB Temmuz itibariyle faizleri düşürmeli mi?
    Eda Çağlayan Ertok
    Eda Çağlayan Ertok Toplumsala bakışta görünenle dijitalin savaşı 
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı Güçlendirilmiş iç cephe üzerine
    Onur Tuğrul Karabıçak
    Onur Tuğrul Karabıçak İç cepheyi sıkı tutmak: Siyasal iktidarın yeni bir sahne yaratması için yıllardır kullandığı söylem
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Muharrem İnce ve Baba Ocağı
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Eşekler ve eşitlikçi bir dünya hayali
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Taç ve gövde
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Sevgi yetmiyor: İnsanların asıl savaşı sürdürmekle
    Sema Erder
    Sema Erder Yeni iletişim çağında otoriter popülizm 
    Akın Özçer
    Akın Özçer Özgür Özel CHP’de neyi değiştirdi?
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Soyadlarımız farklı ama adımız Türkiye!
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz “Barış için savaşın kahramanlarına ihtiyaç duymadan toplum olmak”
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar CHP: Baba evi
    M. Coşkun Cangöz
    M. Coşkun Cangöz Mutluluk Endeksinin Gör Dediği ile Görmedikleri: Küresel Oyun Parkındaki Salıncak Kavgası
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı