MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Şehit aileleri mi dediniz?

ANA SAYFASİYASETŞehit aileleri mi dediniz?
Şehit aileleri mi dediniz?
31 Aralık, 2024, Salı 08:45
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu
yazı içi reklam

Eğer devletin çözmesi gerekip de çözememiş olduğu bir “savaş halinden” söz ediyorsak, her “savaş halinin” iki tarafı olacağına göre bu savaş halinde de her iki tarafın insani kayıpları var demektir. Öyleyse, Özgür Özel bu cümleden, söz edilen “şehit aileleri” “bizden”, öldürülen Kürt gençlerinin aileleri “bizden değil” mi demek istemiş?

Özgür Özel “Şehit ailelerinin ve gazilerin gözlerine bakamayacağımız hiçbir çözümün tarafı olmayacağız!” demiş. Özgür Özel’in danışmanları kendisine, bu cümlenin “tarafgir” bir cümle olduğunu söylememiş olabilirler mi? Eğer devletin çözmesi gerekip de çözememiş olduğu bir “savaş halinden” söz ediyorsak, her “savaş halinin” iki tarafı olacağına göre bu savaş halinde de her iki tarafın insani kayıpları var demektir. Öyleyse, Özgür Özel bu cümleden, söz edilen “şehit aileleri” “bizden”, öldürülen Kürt gençlerinin aileleri “bizden değil” mi demek istemiş?

Sanmıyorum! Ama bu gerçek üzerine söylediği bu cümlenin de kötü bir siyasete denk düştüğü çok açık. Çünkü bu “savaş halinin” ortaya çıkmasının da bunca yıl çözülememiş olmasının da asıl suçlusu ne Türk tarafından ölen insanlar ve ne de Kürt tarafında ölen insanlardır. O nedenle de eğer Bahçeli ve Erdoğan’ın açıklamalarından sonra Öcalan’ın açıklamaları da bu meseleyi çözmenin arifesinde olduğumuza dair bir işaretse o zaman doğru siyaset her iki taraftan ölen insanların ailelerinin de birlikte görüşlerini almak olmalıdır.

Bir kere şunu bilmemiz gerekir ki karşı karşıya olduğumuz sorun oldukça karmaşık ve hassas bir sorundur. Ama dünyadaki benzer örneklerine baktığımızda çözümü de görece daha kolay olabilecek bir sorundur. Kuzey İrlanda’da taraflardan biri “Katolik” diğeri “Protestan”dır. Bosna-Hersek ve Filipinler’de bir taraf “Müslüman” diğer taraf “Hristiyan”dır. Güney Afrika’da bir taraf “Beyaz” diğer taraf “Siyah”tır.

Bizde ise en azından böyle bir “dini” farklılık yoktur. Bizdeki sorun İmparatorluk içinde iki ulusun yan yana yaşarken, ulus-devlet olma sürecinde birinin diğerini “kontrol” altına almak ve “asimilasyon” politikalarıyla eritmek istemesinden kaynaklıdır. Bu sorun da Öcalan’ın “Demokratik Cumhuriyet” fikriyatıyla aynı ulus devlet çatısı altında çözülebilecek bir sorundur.

Yirmi küsur yıl yalnız başına yaşadığı hapishane hayatında bir “doktora öğrencisi” titizliğinde oluşturduğu fikirleriyle hakkında üniversitelerde “tezler” yazılan Öcalan’ı hala “Bebek katili”, “Cani”, “Terörist başı” gibi sıfatlarla anmak gerçekten çözüme hizmet etmeyeceği gibi çözümü daha da zorlaştırır.

“BEBEK KATİLİ” GİBİ SIFATLAR ÇÖZÜMÜ DAHA DA ZORLAŞTIRIR

Ama henüz görüşmelerin ilk aşamalarında olduğumuz gerçeğinden hareketle, daha iyi sonuçlar alabilmek için her şeyden önce siyasetçilerin, aydınların, yazarların ve sosyal medya kullanıcılarının uyması gereken şey konuyla ilgili konuşurken ve yazarken “temiz bir dil” kullanmaya özen göstermeleri olmalıdır. Yirmi küsur yıl yalnız başına yaşadığı hapishane hayatında bir “doktora öğrencisi” titizliğinde oluşturduğu fikirleriyle hakkında üniversitelerde “tezler” yazılan Öcalan’ı hala “Bebek katili”, “Cani”, “Terörist başı” gibi sıfatlarla anmak gerçekten çözüme hizmet etmeyeceği gibi çözümü daha da zorlaştırır.

Bu konu özellikle “devlet erkanı” bakımından çok önemlidir. Çünkü bu sorunun bu kadar büyüyüp çözülmemesinin sorumluluğu “devlete” aittir ve o nedenle de en azından bu sefer “devlet”i yönetenlerin bu sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerekmektedir. Tabii aynı hassasiyete muhalefet tarafından da özen gösterilmeli ve bu yazıya konu olan türden “tarafgir” açıklamalardan kaçınılmalıdır.

Bu yeni yılda ülkemize demokrasi ve barışın gelmesiyle hak ettiğimiz refah seviyesini yakalayabileceğimiz bir Türkiye’nin, içindeki her bir farklı bireyin ya da kimliğin kendi özelliklerini taşıyarak ortak bir “biz”in içinde hissedeceği bir Türkiye’nin yaratılması inancıyla bütün okuyucularıma mutlu, huzurlu ve barış içinde yeni bir yıl dilerim.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Kürt SorunuÇözüm SüreciBarış SüreciŞehit AileleriAbdullah ÖcalanÖzgür Özel

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Terörist İsrail Türkiye’ye saldırabilir mi?
    Murat Paker
    Murat Paker CHP üzerinden narsisizm, haset ve politik liderlik
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Biz ne yaşıyoruz, biz ne yapıyoruz?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Gösteri toplumu: Yaşamı geri alabilir miyiz?
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı