CHP, sokakla birlikte siyaset yapmayı, siyasi aktivizmi yani mücadele partisi olmayı sevdi. Ama bu, tek bacakla yarışı kazanmaya çalışmaya benziyor. CHP, bu uzun ve zorlu yarışı ancak sağlıklı bir çift bacakla kazanabilir. Bu yüzden CHP’nin geliştirmesi gereken bacağı, kası parti mutfağının üreteceği “alternatif Türkiye hayali”dir.
CHP, 19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu merkezli siyasi operasyon sonrası, salon siyasetini büyük ölçüde terk ederek, sokakla birlikte siyaset yapmaya başladı.
7 akşam süren Saraçhane, onu takip eden Maltepe Mitingi ile CHP, tabanı dışında kalan farklı toplumsal kesimlerle bugüne kadar kurulmamış yeni bir siyasi ilişki kurdu. Farklı toplumsal kesimler İmamoğlu ve arkadaşlarının uğradığını düşündüğü haksızlıklar için bu mitinglere katılarak bir anlamda kendi özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıktı.
CHP mitingleri sürüyor. Her çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde ve her haftasonu Türkiye’nin bir ilinde düzenlediği mitinglerle CHP halkla buluşmaya devam ediyor.
Bunlar dışında Genel Başkan Özgür Özel, grup toplantılarıyla, konuk olduğu TV programlarıyla, partisinin düzenlediği açılışlarla sürekli halkın karşısına çıkıyor, topluma uğradıkları haksızlıkları anlatıyor.
Anlattığım bütün bu tablo, CHP’nin 19 Mart’a kadar izlediği salon merkezli siyasetinden farklı bir siyasi çizgiye, arayışa denk düşüyor.
Bu siyaset tarzının sonuçları son dönemde yapılan kamuoyu araştırmalarına da CHP adına olumlu yansıyor. Ve CHP, pek çok araştırmada Türkiye’nin “şimdilik” birinci partisi olarak çıkıyor.
POLİTİKASIZ İKTİDAR GELİR Mİ?
Şimdi bir soru soralım; 19 Mart’tan bugüne izlenen siyasi mücadele ve aktivizm, CHP’yi yapılacak ilk seçimde gerçekten iktidar yapabilir mi?
Bu politik iklim devam ederse bu soruya “evet” cevabı vermek mümkün olabilir. Ama ben bu cevabın, bugünkü koşullarda yanıltıcı olabileceğini düşünüyorum.
CHP, sokakla birlikte siyaset yapmayı, siyasi aktivizmi yani mücadele partisi olmayı sevdi. Ama bu, tek bacakla yarışı kazanmaya çalışmaya benziyor.
CHP, bu uzun ve zorlu yarışı ancak sağlıklı bir çift bacakla kazanabilir.
Bu yüzden CHP’nin geliştirmesi gereken bacağı, kası parti mutfağının üreteceği “alternatif Türkiye hayali” yani politika üretmesidir.
CHP’nin bu dönemde temel eksiği budur.
Bunu yazılarımda sıkça ifade ettiğim için gelen tepkiler genellikle “hazırlanıyor” oluyor.
İmamoğlu “değişim” çıkışını 29 Mayıs 2023’de yaptı.
Değişim mottolu olan kurultay 4-5 Kasım 2023’de yapıldı.
Bu iki tarihten ilki üzerinden yaklaşık 2, ikincisi üzerinden yaklaşık 1.5 yıl geçti.
Ve bu geçen sürede, Türkiye’nin yaşadığı ekonomi başta olmak üzere adalet, eğitim, işsizlik, tarım gibi pek çok alanda CHP’nin kurumsal olarak ne dediğini okuyabileceğimiz politika notları ne yazık ki yok.
Genel başkan, MYK üyeleri, TV’lerde konuşan partililer elbette bu konularda konuşuyorlar ama bu konuşmaların hepsi günlük siyasete cevap yetiştiren açıklamalardan ileri gitmiyor.
Bakın en son 22 Ekim’de MHP lideri Bahçeli’nin açıklaması ile başlayan terörsüz Türkiye hedefi kapsamında PKK, yaptığı tartışmalı açıklama le silah bıraktı.
CHP’nin bütün bu gelişmelere cevap verecek “Kürt Sorunu Söylem Politikası” var mı? Konuyla ilgili en son çalışma 2011 sonrasında hazırlanmış olan “22 Soru, 22 Cevap” başlıklı çalışmadır.
Bunun dışında bir çalışma olup olmadığını bilmiyorum.
CHP şunu görüyor olmalı; sadece Türkiye değil Türkiye çevresinde de tarih hızlandı.
ABD’de Trump’ın başkanlığı ile başlayan yeni dönem, her bölgede bir tür belirsizlik hali yarattı.
Ve konu dış politika olduğunda kabul edelim ki, iktidar bloğu muhalefete karşı göreli bir üstünlüğe sahip ve dış politikadaki gelişmeler iç politikaya tahvil etmede çok başarılı.
Bu yüzden CHP’nin meydanlarda mücadele etmesine, siyasi aktivizmine evet ama yetmez. Yapması gereken “politika” kasını geliştirmek ve koşuya öyle devam etmesidir.
Türkiye, Türkiye’nin çevresi ve dünya bu kadar değişirken CHP’nin bu değişimler karşısında ne dediğini genel hatlarıyla topluma sunmalıdır.
CHP’nin bulunduğumuz konjonktür ve siyasi iklimde bir Türkiye ve dünya analiz yaparak, partiyi bu Türkiye’de nerede; Türkiye’yi bu dünyada nasıl konumlandırdıklarını içine alacak temel bir siyasi analiz metni ortaya konulmasıdır.
Bu çerçeve metnin içinde ayrıca;
CHP’nin;
* Kürt sorununa bakışı ve gelinen noktaya bakışı nedir?
* Eğitimde yaşanan sorunlara bakışı ve çözüm önerileri nelerdir?
* Dış politikaya bakışı nedir, şu anda yaşanan kritik sorunlara nasıl yaklaşmakta, ne düşünmektedir?
* Ekonomide enflasyon, işsizlik başta olmak üzere temel sorunlara yaklaşımı nedir, çözüm öneriler nelerdir?
* Yargı alanında yaşanan sorunlara yaklaşımı ve çözüm önerileri nelerdir?
* Mevcut sistemle mi devam edilecek yoksa yarı başkanlık ya da parlamenter sisteme geçiş mi öngörülmektedir?
gibi temel sorulara cevap verecek yaklaşımı hızla toplumla paylaşmalıdır.
Özetle CHP kurumsal olarak, gündelik siyasete cevap üreten bir aktivizme ek olarak ülke sorunlarına çözümler öneren politik hattını da güçlendirmelidir.

Yorum Yazın