MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Özel neden “Türkiye Demokratları” diyemiyor?

ANA SAYFASİYASETÖzel neden “Türkiye Demokratları” diyemiyor?
Özel neden “Türkiye Demokratları” diyemiyor?

Peki ama Özgür Özel neden sadece “Türkiye Demokratları!” diyemiyor. Çünkü demokratlık, tanımı icabı zaten farklı fikirde olanları da kapsayan bir terim değil mi?

15 Nisan, 2025, Salı 08:37
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu

Bunca zaman sonra son günlerde bu kesimin ve bu kesimin temsilcisi olan CHP’nin ve sergilediği mitinglerin geçmişteki beceriksizlikleri giderebilme potansiyeli taşıdığını da söylemeliyim. Özellikle yukarıda altını çizdiğim gibi, ideolojik olarak zaten prim vermemeleri gereken “bireyci” ve “bencil” tavırlar yerine “birlikte”, “aynı amaca” yönelmenin önemine uygun davranıp “kapsayıcı” bir muhalefet siyaseti oluşturmaları gerekiyor. Bu nedenle de her şeyden önce “Ya hep beraber ya hiç birimiz!” sloganındaki “biz”in kimlerden oluştuğuna karar vermeleri gerekiyor.

Eski bir filimdi “Spartaküs”. 60’lı yıllarda Stanley Kubrick yönetmişti. Konusu Roma İmparatorluğu ile ilgiliydi. Daha doğrusu Spartaküs ve arkadaşlarının (yani kölelerin) imparatora baş kaldırması konusunu işliyordu. Filimin en önemli sahnesinde, Romalı general isyanda başarısız olan köleleri bir meydana toplayarak onlara eğer isyanı başlatanın adını söylerlerse bir şey olmamış gibi eski hayatlarına dönebileceklerini söyler. O sırada Spartaküs (Kirk Douglas), “Spartaküs benim!” diye bağırarak ayağa kalkar. Arkasından köleler, aralarında hiçbir biçimde konuşma ve tartışmaya girmeksizin tek tek ayağa kalkarak, “Spartaküs benim!” diye bağırmaya başlarlar. Bu durumda Romalı general isyanı başlatanın kim olduğunu belirleyemediğinden hiçbirine bir ceza veremez. a

Bu filmin buraya aldığım hikayesinden çıkacak kıssadan-hisse “birlikte” davranmanın, bir başka deyişle aynı amacı paylaşan insanların aralarında böylesine bir koordinasyon kurabilmelerinin ne kadar güçlü bir davranış olabileceği idi. Bu nedenle de son zamanlarda, bugüne dek hep “bireyselliği” vurgulayan felsefelere karşı yeni bir söylem olarak “Takım muhakemesi” (Team reasoning) konusu giderek önemli bir tartışma ve araştırma konusu olmakta.

Yazıya neden böyle başladığımı soracak olursanız, nedeni basit. 19 Mart’tan itibaren, yani Ekrem İmamoğlu’nun bir oldu bittiyle cezaevine konulması sonrasında (aslında daha önce de kullanılıyordu ama) yapılan mitinglerde herkesin yürekten bir biçimde

 “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!” sloganının öneminin altını çizmek.

Gerçekten de ekonomi literatüründe özellikle “liberal iktisat” ekolleri hep birlikte insanın “homo economicus” olduğu, yani bir çeşit “bencil” bir yaratık olduğu ve daima kendi “çıkarını” düşünerek davrandığını söylerler. Gerçi bu düşüncenin doğru tarafı da vardır kuşkusuz. Ama bu doğru taraf da insanlığın feodal düzenlerden sonra yarattığı “kapitalizmin” gerçekten de insanı bu hale dönüştürmeye çalışmasıyla ilgilidir. Buna rağmen insanların “dayanışma” ve “birlikte davranma” gibi duygu ve eğilimlerinin hala var olması bu meselenin sona ermediğini de göstermekte.

Türkiye’de artık miadını doldurmuş bir iktidar olduğu çok açık. Ne sahip oldukları vizyon, ne sahip oldukları insan kalitesi ve ne de sahip oldukları seçmen tabanı 85 milyonluk bu koca ülkeyi yönetebilmek için uygun olmadığı halde 23 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. Bu tarihsel çelişkinin nedeni ise kendini bu grup içinde görmeyen, özellikleri bakımından “seküler” ve siyaseten “Kemalist” olan siyasi elitin ve bu eliti destekleyen seçmen kitlesinin becereksizlikleri olduğunu söyleyebilirim. (Ama bu konuya burada girmeyeceğim).

Bunca zaman sonra son günlerde bu kesimin ve bu kesimin temsilcisi olan CHP’nin ve sergilediği mitinglerin geçmişteki beceriksizlikleri giderebilme potansiyeli taşıdığını da söylemeliyim. Özellikle yukarıda altını çizdiğim gibi, ideolojik olarak zaten prim vermemeleri gereken “bireyci” ve “bencil” tavırlar yerine “birlikte”, “aynı amaca” yönelmenin önemine uygun davranıp “kapsayıcı” bir muhalefet siyaseti oluşturmaları gerekiyor. Bu nedenle de her şeyden önce “Ya hep beraber ya hiç birimiz!” sloganındaki “biz”in kimlerden oluştuğuna karar vermeleri gerekiyor.

Bu konu çok önemli. Çünkü bu konu “Nasıl bir Türkiye?” hayalinin sınırlarını da ortaya koyacak bir konu. Genel Başkan Özgür Özel bu “biz”i açıklarken genellikle, “milliyetçi demokratlar”, “muhafazakar demokratlar”, “sosyal demokratlar”, “Kürt demokratları” ifadelerini kullanıyor. Peki ama Özgür Özel neden sadece “Türkiye Demokratları!” diyemiyor. Çünkü demokratlık, tanımı icabı zaten farklı fikirde olanları da kapsayan bir terim değil mi?

O nedenle de eğer bu rejimin değişimi isteniyorsa, her birimizin “Spartaküs” olarak ayağa kalkmamız isteniyorsa bu “biz” in de iyi tanımlanması gerekiyor. Her birimizin aslında “Spartaküs” olduğunun görünür kılınabilmesi için…

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
CHPÖzgür Özel

Yorum Yazın

Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Bora Şahin
    Bora Şahin Baba – oğul politik rollerine yeni bir soluk: Nişanyanlar
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Çerçioğlu olayı ve belediyelerin çözülüşü
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Eksilen pay, çalınan rıza
    Özgür Öğütcen
    Özgür Öğütcen “Liyakat”: Sahte bir kavram
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm Süreci için üç parti imkânsızı başarabilmeli
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Ekonomik gelişme, demokratikleşme ve Kürt Sorunu
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar Manifest düşmanlığı kadın düşmanlığıdır
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman Sol dönüşüm ve kültür
    Akın Özçer
    Akın Özçer Seyfettin Çilesiz’in çilesi
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş İhale kanununun iki, üç maddesi Türkiye’yi bitirdi
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 17 Ağustos’tan alınması gereken hisse
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Program tıkır tıkır Maşallah!
    Cengiz Kapmaz
    Cengiz Kapmaz Rojava süreci bozar mı?
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Büyük Dil Modellerinin Ateşi Çıkarsa
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı “Yeter söz milletindir” sloganı üzerine (2)
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı