Osmanlı torunu olmak…

Neden bir Sinan olmaya çalışmıyorsunuz? Yıkmak kolay olduğu için mi? Ya da bir Baki olsanız, Nef’i de olabilirsiniz belki, Nedim de Katip Çelebi de olabilir. O da tehlikelidir ama adınız iyi kalır. Tabii önce okuma yazma öğrenmeniz ve çok okumanız gerekir değil mi? Hay Allah nasıl da unuttum? Kitaplar pahalı değil mi?

“Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen

 İki kazma, iki kürek, iki de ırgat gerek

Ancak hadi gel, yapalım şunu geri desen,

Bir Sinan, bir de Süleyman gerek“

Mehmet Akif Ersoy

Biliyorsunuz bu aralar ülkemiz “Osmanlı Torunu” dolu. Elinizi sallasanız bir “toruna” değiyor. Torunluk mu değersizleşti, lümpenlik mi çoğaldı orasını bilemiyorum. Aslında bu yazıyı geçen hafta yazacaktım ama biraz rahatsızlandığım için bu haftaya kaldı. Ama bu meselenin daha uzun süre gündemde kalacağı her halinden belli. İşin içinde para ve “itibar” olunca böyle olur. Hayatta hiçbir şey olanlar işin kolayını bulmuş gibi görünüyor. “Osmanlı Torunu” oluveriyorlar.

Geçen günlerde bunlardan biri Sayın Özgür Özel’e bir saldırıda bulundu malumunuz. Sonra adeta bir avukat elinden çıkmış gibi görünen bir de ifade verdi. Çok “duygusal” bir vatandaşmış! Öfkelenivermiş! Hayretimi celbeden tesadüfe bakın ki öfkelendiği anda Özgür Özel oradaymış!

Neyse, Sn. Özel kim? Türkiye Cumhuriyetinin protokol uygulamalarında bugünkü haliyle 5. Sırada yer alan bir kişi. Yani Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı. Bugünkü haliyle diyorum çünkü aslında 4. Sırada olabilirdi. 4. Sıra ise seçimlerde en çok oy alan partiye ait. Yerel Seçimler bu bağlamda sayılmıyor.

Her neyse mevcut “müesses nizama” göre Sn.Özel bakanlardan filan önde gelen bir devlet adamı.

İmdi madem “Osmanlı Torunu”yuz bu olay Osmanlı’da olsa ne olurdu önce ona bakalım. Böyle bir devlet adamı Osmanlı İstanbul’unda sokakta dolaşmaya çıksa onun korunması görevini Yeniçeriler üstlenirdi. Yeniçeriler bittabi Sn. Özel’in koruma polislerine benzemezdi. O tokat atıldığı anda havada bir kılıç parıldar, bizim “torun” kelleyi kaptırırdı. Sonra Orhan Pamuk’un “Benim Adım Kırmızı” romanında kesilen kellenin baktığı gibi celladına hayretle bakakalırdı. Yani devlet öyle böyle “torun” filan dinlemezdi. Sanırım can acısı bile duyamazdı. Çok keskin olur o kılıçlar.

Bu özeldeki bir duruma ilişkin torunluk halidir. Bir de Osmanlı Torunu olmanın daha genel sonuçları vardır. Siz siz olun öyle hemen torun olmaya filan atlamayın. Her sakallı dedeniz olmayabilir. Dedeniz de olsa güvenmeyin derim hatta. Neden mi?

Mesela uzunca bir süre padişah kızlarının erkek çocukları hanedana ortaklık iddiasında bulunamamaları için “basitçe” boğduruluvermişlerdir. Alın size bir “torunluk” hali. Kesin olmamakla birlikte bu uygulama Kanuni Sultan Süleyman’a kadar sıkça rastlanılan bir olaydır.

Fakat Fatih Sultan Mehmet’ten sonra bırakın torunluğu sanırım kimse Osmanlı Oğlu olmak istemezdi. Kutsal kanları dökülmesin diye kementle boğularak öldürülen Osmanlı Şehzadelerinin sayısını herhalde Abaküs kullanarak hesaplıyorlardı.

Hadi diyelim siz torun ve şehzade olmaktan vazgeçtiniz bu bilgiler üzerine ve eliinizi arttırdınız. Ben “Osmanlı Padişahı”yım dediniz. Biraz argomun kusuruna bakmayın ama aman derim. Size en başta Sultan 2.Osman’ın feci akıbetini hatırlatırım. Tüyleriniz diken diken olur. Öldürmekle kalmayıp bir de tecavüz ettiler koca sultana. Kısacası aile içi cinayetler saymakla bitmez.

Fakat siz niçin “Osmanlı”yı her zaman şiddetle birlikte anmaktasınız. Koskoca altı yüzyıldan sadece şiddet mi tevarüs ettiniz? Elinize balta kılıç alıp yahut tabanca ve av tüfeği edinip videolar çekip “erkek” olunca mı Osmanlı olunuyor? Söyleyeyim sadece komik olunuyor.

Neden bir Sinan olmaya çalışmıyorsunuz? Yıkmak kolay olduğu için mi? Ya da bir Baki olsanız, Nef’i de olabilirsiniz belki, Nedim de Katip Çelebi de olabilir. O da tehlikelidir ama adınız iyi kalır. Tabii önce okuma yazma öğrenmeniz ve çok okumanız gerekir değil mi? Hay Allah nasıl da unuttum? Kitaplar pahalı değil mi?

Unuttuğum bir şey daha var Osmanlı’da yaşasanız öyle “Osmanlı Ocakları” filan da kuramazdınız. Ne haddinize? Padişah duymadan Sadrazam icabınıza bakardı. Birkaç yeniçeri gelir “Höst ulan avareler size mi kaldı hanedana ocak kurmak” diye ocağınızı başınıza geçirirdi.

Sizin de işiniz zor. “Cumhuriyet Ocakları” kurmak para etmiyor ki.