Düşünüyorum iktidar niçin böyle bir medya çalışması sürdürüyor? Bu manşetler iktidar elitlerinin fikirsizlik dünyasını mı yansıtıyor? Kendileri böyle oldukları için mi böyle yayınları destekliyorlar. Zannetmiyorum, biliyorum ki hayır. Sorun iktidarın ne yapacağını bilemiyor olması ile ilgili. Az çok tutarlı bir çizgi olacak ki kafası çalışan birikimli yazarlar ya da konuşmacılar onları tutarlı bir kalıp halinde yazabilsin, anlatabilsinler. Öyle ya bugün ak dediğinize yarın kara derseniz bu sizi tutarsız göstereceği gibi düşman da kazandırır.
Uzun bir süredir bende takıntı haline geldi, iktidar medyasını yakından izliyorum. Sabır işi gerçekten ama gerek basılı gerekse dijital ortamda izliyor ve üzerine düşünüyorum. Pek çok soru uyanıyor zihnimde ama bunları esas olarak bir ya da iki soruya indirgemek mümkün.
Öncelikle beraber bir göz atmamızda fayda var. Başlayalım.
Manşet;
“En düşük maaş 70000 tl oldu”.
Manşet elbette koca koca harflerle atılmış. Manşetin altında büyük bir Tayyip Erdoğan fotoğrafı var. Gayet iyi biliniyor ki okurların yahut bakarların çoğu altındaki “haberi” okumayacak. Ya da okusa da anlayamayacağı düşünülmüş olmalı. Gerçekte ise Cumhurbaşkanı fotoğrafı ile servis edilen bu haber, bir AKP belediyesinin işçileriyle yaptığı pazarlığın sonunda verdiği rakamla ilgili. Bunu genel bir ücret artışı olarak algılayan okur/bakar ay başı geldiğinde bankaya yatan miktarı gördüğünde ne düşünür acaba? Manşeti atanların böyle bir sorunu yok. Onlar okunduğu andaki etkiyle ilgililer.
O etki onlara ne kazandıracaktır bu ise bir muamma. Okurlarını çok mu iyi tanıyorlar acaba? Neyi amaçlamaktalar?
Manşet;
“Almanya Eurofighter almamızı engelliyor.”
Manşet;
“Altıncı nesil savaş uçağımız herkesi şaşırtacak.”
Manşet;
“Kaan satın almak için pek çok ülkeye sıraya girdi.”
Şimdi birlikte düşünelim. Kaan diye 5.Nesil bir savaş uçağı yapmışsınız. Kendini kanıtlamış olmalı ki pek çok ülke sıraya girmiş. Ama siz Almanya’nın beşinci nesil bile olmayan Eurofighter’ı size vermediğinden şikayetçisiniz. Hatta 6.Nesli yapmak üzeresiniz ki o uçağın da temsili bir resmini koymuşsunuz “haberinize”. Okurunuzu nasıl tanımlıyorsunuz acaba?
Manşet;
“Emekliye para yağacak.”
“Maaşlarla birlikte başvuranlara 100000 tl’ye varan ek ödeme yapılacak.”
Habere yakından bakıyorsunuz. Devlet bankaları hesaplarını kendilerine taşıyan emekli vatandaşlara maaş durumuna göre 100000 tl’ye varan uzun vadeli ve piyasaya göre düşük faizli kredi verecekmiş. Yani bunun adı ek ödeme değil, bildiğimiz kredi. Yani yeni borç. Neden veriliyor? Batık borçlarını ödesin diye. Peki 16.800 tl emekli maaşı alan bir vatandaş bu kredinin taksitlerini nasıl ödeyecek? Onu da kendi mi düşünsün? Peki niçin böyle anlatıyorsunuz? Devlet bankaları bu durumdan acaba nasıl etkilenecek o da ayrı bir soru. Çünkü pek çok vatandaşın tasarrufları o bankalarda yatıyor.
Manşet;
“Kanseri önlüyor, hapır hupur yiyin.”
“Para yağacak” “Şöyle yiyin” gibi dil meselelerini geçtim çünkü zaten hemen bütün manşetlerde yukarıdan aşağı bir dil var. Vatandaş aptal ya ancak bu dilden anlar diye düşünülüyor olmalı.
Habere bakıyorsunuz mesela brokoli imiş bu kanser ilacı. Kim demiş. Hangi otorite onaylamış ama yok cevabı. Siz yeyin. Nasılsa bir şey yiyeceksiniz.
Manşet;
“Bilmem kim geberdi. Cehennemde yeri hazırdır.”
Gazeteci bu ya, inandığı Allah’ın işini kolaylaştırmak için ölen insana yeri kendi seçmiş ve gönderivermiş. Yani zebaniler bile bu kadarını bilemez doğrusu.
Neyse sizlere kısa bir dizi örnekleme yaptım. Bunları sonsuzca uzatmak mümkündür. Dil bakımından yaklaşım bakımından, içerik doğruluğu bakımından iktidarı destekleyen ve her gün milyonlarca lirayı çöpe atan medya vatandaşları olan bitenden haberdar etmek yahut belli konularda aydınlatmak yerine bunlarla uğraşmakta.
Düşünüyorum iktidar niçin böyle bir medya çalışması sürdürüyor? Bu manşetler iktidar elitlerinin fikirsizlik dünyasını mı yansıtıyor? Kendileri böyle oldukları için mi böyle yayınları destekliyorlar. Zannetmiyorum, biliyorum ki hayır.
İktidarın kadrolarında zehir gibi zeki, eğitimli insanlar da var. O insanların etkileri neden bu yayınların hiçbirinde görünmüyor? İktidar niçin kendi siyasi, ekonomik, kültürel, toplumsal pozisyonlarını vatandaşlarına açıklamak ve beğendirmek için niçin bu kadrolarına başvurmuyor? Pespayelikten ne umuluyor?
Galiba sorun iktidarın ne yapacağını bilemiyor olması ile ilgili. Az çok tutarlı bir çizgi olacak ki kafası çalışan birikimli yazarlar ya da konuşmacılar onları tutarlı bir kalıp halinde yazabilsin, anlatabilsinler. Öyle ya bugün ak dediğinize yarın kara derseniz bu sizi tutarsız göstereceği gibi düşman da kazandırır. Hatta Türkiye’de sıkça görüldüğü üzere dün iktidarı desteklemek için yazarsınız, sonra iktidarın tavrı değişir ve siz pekâlâ destek için yazdığınız yazıdan yargılanabilir eziyet çekebilirsiniz. Böyle tehlikeli bir alana hangi akıllı santrafor girmek ister ki? Bırakalım maskaralar oynasın, alıcısı olmasa da dersiniz fakat milyarlar yutan bir sektör bu. Devam edebilir mi?

Yorum Yazın