MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Herkesin Kaybedeceği Oyun

ANA SAYFAEKONOMİHerkesin Kaybedeceği Oyun
Herkesin Kaybedeceği Oyun

Ticaret savaşları taraflardan birisinin ya da iki tarafın birden ithalatı engelleme gücünü kullanmasına dayanıyor. Bu engellemenin en nazik şekli kur savaşları yoluyla en sert biçimi de gümrük vergileri ve kotalar yoluyla yapılanıdır.

09 Nisan, 2025, Çarşamba 02:38
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Mahfi Eğilmez
Mahfi Eğilmez
yazı içi reklam

Daha yüksek refah için küreselleşme sloganıyla çıkılan yolda tam tersi bir aşamaya gelmiş durumdayız.

Satranç ya da tavla gibi iki kişilik oyunlarda bir kazanan varsa mutlaka bir de kaybeden vardır. Poker gibi ikiden çok kişinin oynadığı oyunlarda kazanan sayısı artmaz, kaybeden sayısı artar. Futbol, basketbol, voleybol gibi oyunlarda çok kişi kazanmış gibi görünse de gerçekte bir takım kazanır bir takım kaybeder. Herkesin kaybettiği bir oyun yoktur. Ancak bilgisayara karşı oynanıp da kaybedilen oyunlarda oyuncular kaybeder ve bilgisayar kazanmış olur.

Ekonomide, farklı sonuçlar söz konusu olabilir. Örneğin fiyatlarda indirim yapan bir satıcı indirim sonrası çok daha fazla mal satarak her bir maldan daha az ama toplamda daha büyük kazanç elde ederken tüketiciler de zihinlerinde oluşan fiyattan daha ucuza aldıkları için kazançlı çıkabilirler (tüketici rantı.) Böylece herkes kazanmış olur. Ya da fiyatlarını astronomik bir şekilde artıran bir satıcı, sattığı maldan çok kazansa da toplam satışları düşeceği için eskiye göre daha az toplam kazanç elde eder. Bu malları alan tüketiciler de eskiye göre çok daha fazla para ödeyecekleri için onlar da kaybeder. Bu durumda herkes kaybetmiş olur. Soğuk savaş, ABD ve Sovyetler Birliği’nin nükleer güce sahip olmaları nedeniyle iki tarafı da gerçek bir savaşa girmekten alıkoyan bir ortamdı. Taraflardan birisi nükleer güç kullansa öteki de kullanacak ve yalnız ikisi değil bütün dünya kaybedecekti. İki tarafın da kazançlı çıkmasını sağlayan şey tuhaf biçimde nükleer güç sahipliğiydi ve iki taraf da bu gücün kullanılmasının dünyanın sonunu getireceğinin bilincindeydi.

Ticaret savaşları taraflardan birisinin ya da iki tarafın birden ithalatı engelleme gücünü kullanmasına dayanıyor. Bu engellemenin en nazik şekli kur savaşları yoluyla en sert biçimi de gümrük vergileri ve kotalar yoluyla yapılanıdır. Kur savaşları bir süredir yürütülüyordu. Şimdi Trump’ın başlattığı gümrük vergilerine dayalı ticaret savaşları dönemine girmiş bulunuyoruz. Bu savaş, yalnızca ABD ve Çin arasında olsa kazanan bir ülke kaybeden bir ülke olacak ya da ikisi de kaybedecekti. Ne var ki Trump'ın aldığı ithalat kısıtlayıcı önlemler yalnızca Çin'e değil bütün dünyaya karşı oldu. Şimdilik misilleme yapan yalnızca Çin, ama başta AB olmak üzere diğer ülkelerin bazıları da misilleme yapmaya hazırlanıyor.

Üretimin, dünyanın her yerinden çeşitli bileşenlerin bir araya getirilerek yapıldığı bir dünyada ticaret savaşlarının kazananı olmaz. ABD markaları içinde dünyaca en tanınmış markalardan birisi olan Iphone’u örnek olarak alalım. Iphone’da yer alan parçaları üreten çok sayıda ülkede çok sayıda şirket var. ABD’li Apple şirketi, Iphone’un tasarımını, yazılımını ve bazı parçalarını üretiyor, gerisini aralarında Almanya, Güney Kore, Çin, Japonya, İsviçre, Tayvan’ın da yer aldığı başka ülkelerdeki şirketlere yaptırıyor. Bu kadar farklı ülkede farklı şirketlerin ürettiği parçalar Çin, Tayland, Malezya, Çek Cumhuriyeti, Güney Kore, Singapur, Filipinler gibi ülkelerdeki Iphone üretim birimlerinde bir araya getirilerek telefonlar üretiliyor. En büyük üretim Çin’de yapılıyor. Bu kadar farklı yerde üretim ve montaj yapılmasının ekonomik nedeni o parçaların en ucuza oralarda yapılabilmesi.

Böylesine küreselleşmiş bir üretim yapısı varken gümrük vergilerini artırdığınızda ürünün fiyatı da artacak demektir. Trump’ın gümrük vergileri getirerek yapmak istediği şey dünyanın her tarafına dağılmış bulunan bu üretimi ABD’de toplamak. Gümrük tarifeleri bu ürünlerin çok daha pahalıya mal olmasına yol açacak, böylece parçaları üreten ülkelerin düşük ücret avantajı kaybolacak ve bunları ABD’de üretmek ekonomik hale gelecek. Parçalar ABD’de üretilir hale gelince ABD hem daha fazla istihdam yaratacak hem de daha fazla katma değer içeride kalmış olacak. Oysa böyle bir şey gerçekleşirse Iphone, tüm parçaları ABD’de daha pahalıya üretilen ve dolayısıyla daha pahalıya üretilen ve satılan bir ürün olacak. Çünkü ABD, gerek işçilik ücretleri gerekse üretim girdilerinin fiyatları açısından Uzakdoğu ülkeleriyle karşılaştırılamayacak kadar pahalı bir ülke. Trump’ın bu hayali gerçekleşirse Iphone çok daha pahalıya üretilir hale geleceği için satış fiyatı da katlanacak. Bu kez daha düşük fiyatlı rakip cep telefonları piyasayı ele geçirecek ve Iphone’un satışları düşecek. Rakip cep telefonları da talep arttıkça kalitelerini ve fiyatlarını yükseltecekler. Iphone gibi pek çok örnek verebiliriz. Yalnızca ABD’nin üretimi değil başka ülkelerin çeşitli mallar üretiminde de benzer durumlar olduğu için onlar da gümrük vergilerinden olumsuz etkilenerek fiyatlarını artıracaklar. Sonuçta mal piyasalarında geçerli fiyat dengeleri çok daha yüksek düzeylere taşınacak üretici de tüketici de kaybedecek.

Daha yüksek refah için küreselleşme sloganıyla çıkılan yolda tam tersi bir aşamaya gelmiş durumdayız.

Bu yazı, yazarın izniyle mahfiegilmez.com adresinden alınmıştır.

 

  • Trump’ın Gümrük Vergileri ve Türkiye Trump’ın Gümrük Vergileri ve Türkiye
  • Komşuyu Yoksullaştırma Politikası Komşuyu Yoksullaştırma Politikası
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Dış TicaretTicaret SavaşlarıGümrük vERGİSİ

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Mahfi Eğilmez
    Mahfi Eğilmez

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı