MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Birincilik “beyazın” olmasın

ANA SAYFAKÖŞE YAZILARIBirincilik “beyazın” olmasın
Birincilik “beyazın” olmasın

Birincilik “beyazın” olmasın

04 Mayıs, 2024, Cumartesi 21:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Maalesef, ilk görüşme ertesi açıklamayı yapan Erdoğan oldu ve siyaseten sürecin iplerinin eline aldı. CHP ise, sadece kamuoyuna verdiği şeffaflık sözünü tutamamış oldu. Bu görüşmeler, tarafların birbirini kullandığı görüşmeler. Kullanıldığını bilmek de, kullanılmaya engel olmuyor maalesef. Birinciliği beyaza vermesinler…“Tüm renkler aynı hızla kirleniyordu; birinciliği beyaza verdiler”.31 Mart yerel seçimlerde tarihi bir başarı elde ettikten sonra CHP, gerçekten de Türkiye siyasetinde yenilenmenin önünü açacak muazzam bir fırsata kavuştu. Türkiye’nin “tek adam sistemi” ve kötü yönetim nedeniyle içine yuvarlandığı ekonomik kriz, hukuk devleti krizi gibi “çoklu krizlerden” çıkışın yolunu açacak parti CHP olacak gibi gözüküyordu.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti ve kendisi için nasıl bir “çıkış rotası” çizeceği merak ediliyordu. İronik biçimde, CHP Genel Başkanı ile 8 yıl sonra görüşmesi, rotayı gözler önüne serdi.Erdoğan’ın rotası:-Kendi partisi ve tabanını kendinin muktedirliğine, “siyasetin en mahiri” olduğuna yeniden inandırmak, “yenilemezlik pelerini” algısına bürünmek.-CHP’yi ve siyasette “yumuşama” algısını, Monopoly oyunundaki “çıkış kartı” olarak kullanıp; sıkıştığı köşeden çıkmak.-Ekrem İmamoğlu ile CHP bağını hızla keserek, İmamoğlu’nun ayağının altından parti düzlemini çekmek.-Mansur Yavaş’ı da benzer biçimde, CHP’den uzak, milliyetçi partiler cephesindeki “merkez sağ” tartışmasına itmek.-CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş arasında “liderlik ve Cumhurbaşkanlığı yarışı” izlenimini doğurarak, bu aktörlerin mümkün olduğunca yıpranmasını sağlamak.-CHP’nin, Erdoğan ile diyalog yoluyla elde ettiği bazı “ödünlerin” efsununa kapılıp; krizleri kökten çözmek değil, “ağrı kesici” niyetine bazı yumuşama adımlarının peşinde vakit kaybedip, politika üretmek, muhalefet etmek, parti içi reformları gerçekleştirmekten alıkoymak.-DEM ile yürütülebilecek müzakereleri, CHP üzerinden gerçekleştirip; Kürt Meselesi’nde MHP’yi “kötü polis” ve CHP’yi “iyi polis” olarak kullanmak.
Kendisi için optimum piyasa koşullarına erişince “altınlarını bozdurmak”, “yumuşama” anlamına gelmiyor. Bu nedenle, CHP’nin de; siyasette dışarı yansımasa da, keskin kutuplaşmanın arka planında zaten var olan “siyasi ricacılık” mekanizmasını yürütme görevini üstlenmesi bir anlam ifade etmiyor Türkiye’nin geleceği için…

“YUMUŞAMA” İMKÂNSIZ MI?

Elbette, Gezi tutukluluklarının, Osman Kavala gibi siyasi tutuklularının serbest kalması, müthiş bir haksızlık ve hukuksuzluk ile karşı karşıya bırakılan insanlar ve yakınları için adaletin bir nebze olsun yerini bulabilmesi büyük bir kazanım olur.Fakat, bu tutuklulukların noktalanmasını, Türkiye’nin hukuk devleti olmaya doğru ilerlemesi olarak yorumlamak büyük bir hata olur: Onların en başta siyasi nedenlerle tutuklanmasını sağlayan iktidar; kendilerine “bozdurulacak yastık altı altınlar” gözüyle bakıyor.Kendisi için optimum piyasa koşullarına erişince “altınlarını bozdurmak”, “yumuşama” anlamına gelmiyor.Bu nedenle, CHP’nin de; siyasette dışarı yansımasa da, keskin kutuplaşmanın arka planında zaten var olan “siyasi ricacılık” mekanizmasını yürütme görevini üstlenmesi bir anlam ifade etmiyor Türkiye’nin geleceği için…Dahası, bu gibi bir “Cumhurbaşkanı’na ricacılık” görevinin içine gömülmek CHP için şu sonuçları doğurur:CHP’nin asıl güncel meselesi olan şu hedeflere odaklanmaktan alıkoyar:-Yerel yönetimlerde tüm tuzakları savuşturup olağanüstü başarı göstermek,-Parti içi reformları sağlayıp geleceğin siyasi başarısına yatırım yapma,-Parti örgütlerini ayağa kaldırıp Türkiye genelinde tabana yayılma ve ülkeyi arkasından sürükleyecek politikaları oluşturmanın garantisi olacak kurumsallaşma.“Yumuşama” fikren gayet güzel; ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yumuşama adımlarından herhangi birini kendi başına atması için ne gibi bir CHP desteğine ihtiyacına var?Tek bir, “yumuşama” adımı için CHP’nin rızasına mı ihtiyacı var?Yapacaklarının tümünü CHP’siz de yapabilir; o zaman, CHP’nin bu “oyunun” her anında “ben ne için kullanılıyorum” diye sorması gerek. Ve atılacak her bir adımda, AK Parti’nin “toksitesinin” ne kadarını üstlerine aldığını sorgulamak zorunda CHP…AK Parti yönetiminde olup da el değiştiren belediyelerdeki afallatacı müsrifliği konuşmayı bırakıp da, gizemli “boş koltukları” konuşmaya başlıyorsak; burada yanlış bir şeyler var demektir.Mesele Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti ile görüşmek değil; görüşmelere yönelik CHP’nin stratejisi ve iletişimi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özel ile 31 Mart seçimlerinde iki kez aynı kareye girdi: 23 Nisan’daki resepsiyonda TBMM’de ve AK Parti Genel Merkezi’nde.İlkinde, Hüdapar’ın hemen bir koltuk yanında, eşitiymiş gibi temsil edildi CHP.İkincisindeyse, “boş koltuğun” gölgesi altında bırakılarak.Eminim, ikisinin de “çok masum”, çok tesadüfi sebepleri vardır; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiçbir kasti, arka plan düşüncesi yoktur.Peki; neden şu stratejiyi benimsemiyor CHP: Şeffaflık ve netlik.CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Cumhurbaşkanı Erdoğan” ve “AKP Parti lideri Erdoğan” ile görüşürken, hedeflerinin ve amaçlarının ne olduğunu açıkça kamuoyuyla arasına aracı sokmadan paylaşması, açıklaması. Görüşmelerden sonra da, eğer ortak açıklama yapılması mümkün olmuyorsa; gene Özel’in doğrudan kamuoyunu muhatap alarak, görüşmede ne konuşulduğunu, ne amaçla girip neyle çıktığını kendisinin duyurması…Maalesef, ilk görüşme ertesi açıklamayı yapan Erdoğan oldu ve siyaseten sürecin iplerinin eline aldı. CHP ise, sadece kamuoyuna verdiği şeffaflık sözünü tutamamış oldu.Bu görüşmeler, tarafların birbirini kullandığı görüşmeler. Kullanıldığını bilmek de, kullanılmaya engel olmuyor maalesef.Birinciliği beyaza vermesinler…
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Herkül Millas
    Herkül Millas Batı ile Doğu’nun farkları
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Şehirleri dinlemek: Yerel karar alma süreçlerinde veri neden önemli?
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Alaska satranç tahtası
    Bilgehan Uçak
    Bilgehan Uçak Simi’nin plajları
    Aydan Bakan
    Aydan Bakan Sevgili küçüğüm
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ne kadar iyi olabilirsin ki!
    Beril Esra Atahan
    Beril Esra Atahan Hiçbir yer evin değilse, her yer evin oluyor
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yargının siyaset kıskacı ve Yeni Çözüm Süreci dengeleri
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Kültür ve sanat yoksunluğu: Görünmeyen uçurum
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Görünüşün gücü ve hakikatin çürüme ile imtihanı
    Ahmet Ziya Gökalp
    Ahmet Ziya Gökalp Gerçek, Anlatının Gölgesinde Kayboluyor
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Finans Alla Turca
    Fatih Öztürk
    Fatih Öztürk Türkiye Cumhuriyeti Demokrasisi’ni kurtarmak (3): Temsilcilerin azli
    İlter Turan
    İlter Turan Önceliklerimizi yeniden gözden geçirmek gerekiyor
    Sema Erder
    Sema Erder Dost/Düşman siyaseti ve yer değiştiren kimlikler
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Çerçioğlu'nun transferi ya da siyasetin 'sıfır'lanması
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı Türkiye'nin makroekonomik görünümü
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Teknoloji, pedagoji ve içeriğin kesişiminde ‘etkili öğretim’
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı