MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Bildiğin cehennem bilmediğin cennetten iyi midir gerçekten?

ANA SAYFAGENELBildiğin cehennem bilmediğin cennetten iyi midir gerçekten?
Bildiğin cehennem bilmediğin cennetten iyi midir gerçekten?
17 Temmuz, 2024, Çarşamba 18:49
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Beril Esra Atahan
Beril Esra Atahan

Zaman zaman, elimizdekilere o kadar sıkı sıkı tutunuruz ki, parmaklarımızın arasında başka fırsatlara yer kalmaz. Ama işte bu noktada, nörolojimizin ve psikolojimizin bize anlatmaya çalıştığı bir gerçek var: Bırakmak, aslında ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır.

Bir şeyleri bırakmak ve yeniye kucak açmak, hayatın sürükleyici bir romanında yeni bir bölüme geçmek gibidir. Bizler yoğurt kaplarını biriktiren annelerin çocuklarıyız. Ondan zamanında bir saksı olurdu belki ama dünya şimdiki hızındayken bitmiş hikayelerden olsa olsa rengarenk prangalar olur.Zaman zaman, elimizdekilere o kadar sıkı sıkı tutunuruz ki, parmaklarımızın arasında başka fırsatlara yer kalmaz. Ama işte bu noktada, nörolojimizin ve psikolojimizin bize anlatmaya çalıştığı bir gerçek var: Bırakmak, aslında ileriye doğru atılmış büyük bir adımdır. Öylece giden bir şeyi bırakmaktan bahsetmiyorum.

Elinden geleni yaptığın halde değişmeyen, kollarını kopartan yükleri bırakmayı kastediyorum.Nörolojik Perspektiften bakarsak beynimiz, eski alışkanlıklarımızın konforuna sığınırken, yeni şeylere yer açmayı unutur. Bu tıpkı, bir kitabın aynı sayfasında takılıp kalmak gibidir; hikaye ilerlemez. Ancak, beynimiz yeni deneyimlere ve bilgilere aç olduğunda, sinir hücrelerimiz yeni bağlantılar kurar. Bu bağlantılar, hayatımıza renk ve derinlik katar. Yeni şeyler öğrenmek, beyni taze ve genç tutar. Biraz yer açmak, beynin büyümesi ve gelişmesi için gereklidir.

Yeni fırsatlara ve deneyimlere yer açmak, kendi sınırlarını zorlamak ve kendini keşfetmek demektir. Korkularımızla yüzleşmek, konfor alanından çıkmak ve bilinmeyene adım atmak, insanı daha güçlü ve esnek kılar. Bu durumu özetleyen güzel bir alıntı var Elizabeth Gilbert’ın “Ye, Dua Et, Sev” kitabından: “Bir şeyi bırakmak, boşluğu kabullenmektir. Eskiyi bırakmazsak, yeniye yer açamayız.”

‘ESKİYİ BIRAKMAZSAK, YENİYE YER AÇAMAYIZ’

Psikolojik Perspektife göre ise, eski alışkanlıklarımız ve düşüncelerimiz güvenli ve tanıdıktır. Ancak, büyüme ve mutluluk genellikle bu güvenli çemberin dışına çıkmakla gelir. Yeni fırsatlara ve deneyimlere yer açmak, kendi sınırlarını zorlamak ve kendini keşfetmek demektir. Korkularımızla yüzleşmek, konfor alanından çıkmak ve bilinmeyene adım atmak, insanı daha güçlü ve esnek kılar.Bu durumu özetleyen güzel bir alıntı var Elizabeth Gilbert’ın “Ye, Dua Et, Sev” kitabından: “Bir şeyi bırakmak, boşluğu kabullenmektir. Eskiyi bırakmazsak, yeniye yer açamayız.”

Gilbert, hayatının en karanlık anlarında bile, bırakmanın ve boşluğa izin vermenin yeni başlangıçlara kapı açtığını anlatıyor. Bu, hayatımızın her anında geçerli. Eski alışkanlıklarımızı, bitmiş ilişkilerimizi veya işe yaramayan düşünce kalıplarımızı bıraktığımızda, kendimize yeni başlangıçlar için bir şans vermiş oluruz. Şimdi hep beraber yeniden kendimize soralım; bildiğimiz cehennem bilmediğimiz cennetten iyi midir gerçekten?

Unutma, hayatın romanında her zaman yeni bölümler vardır. Elindekini bırakmak, hikayeni yeniden yazman için bir fırsattır. Ve her yeni sayfa, yepyeni maceralar, dostluklar ve keşiflerle dolu olabilir. Yeniliklere yer açmak için eskiyi bırakmaktan korkma; belki de en güzel hikayeler, tam da o boş sayfalarda yazılmayı bekliyordur.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Beril Esra Atahan
Beril Esra Atahan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Bora Şahin
Bora Şahin Baba – oğul politik rollerine yeni bir soluk: Nişanyanlar
Armağan Öztürk
Armağan Öztürk Çerçioğlu olayı ve belediyelerin çözülüşü
Kübra Evliyaoğlu
Kübra Evliyaoğlu Eksilen pay, çalınan rıza
Özgür Öğütcen
Özgür Öğütcen “Liyakat”: Sahte bir kavram
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Yeni çözüm Süreci için üç parti imkânsızı başarabilmeli
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu Ekonomik gelişme, demokratikleşme ve Kürt Sorunu
Emir Berke Yaşar
Emir Berke Yaşar Manifest düşmanlığı kadın düşmanlığıdır
Hasan Bülent Kahraman
Hasan Bülent Kahraman Sol dönüşüm ve kültür
Akın Özçer
Akın Özçer Seyfettin Çilesiz’in çilesi
Eser Karakaş
Eser Karakaş İhale kanununun iki, üç maddesi Türkiye’yi bitirdi
Yüksel Işık
Yüksel Işık 17 Ağustos’tan alınması gereken hisse
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Program tıkır tıkır Maşallah!
Cengiz Kapmaz
Cengiz Kapmaz Rojava süreci bozar mı?
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen Büyük Dil Modellerinin Ateşi Çıkarsa
Fahri Bakırcı
Fahri Bakırcı “Yeter söz milletindir” sloganı üzerine (2)
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı