MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Bazen zamanlama her şeydir

Ana SayfaEkonomi̇Bazen zamanlama her şeydir
Bazen zamanlama her şeydir
22 Aralık, 2024, Pazar 07:50
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu

Faiz artışıyla talep baskısını kontrol altına almayı hedefleyen politikalar, öte yandan sanayide çarkları yavaşlatıyor, şirketleri borç krizine sürüklüyor ve konkordato taleplerini artırıyor. Şu soruyu sormak artık kaçınılmaz: Faiz indirimine gitmek, tam da böyle bir ortamda ne kadar doğru bir hamle olur?

Merkez Bankası, 26 Aralık 2024 günü politika faizini açıklayacak. Görünüyor ki faiz indirimi bekleyenlerin sesi giderek yükseliyor. Ancak şu bir gerçek ki, 2023 Haziran ayından bu yana izlenen para politikası artık çok kritik bir yol ayrımında. Daha önce denenen ve başarısız olmuş politikalara geri dönmek, bu yol ayrımında çıkmaz bir sokak yaratabilir.

Hatırlanacağı üzere, 2023 yılı Mayıs ayında yapılan seçimlerin öncesinde politika faizi %8,5 seviyesindeydi. Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı, Hafize Gaye Erkan'ın ise Merkez Bankası Başkanı olarak atanmasının ardından bu oran, Haziran 2023’te %15’e yükseltildi. Ardından gelen agresif faiz artışları sonucunda Mart 2024 itibariyle politika faizi %50'ye ulaştı. O gün bugün, bu seviye korunuyor.

Ancak, bu sürecin ekonomide yarattığı çelişkiler dikkat çekici. Faiz artışıyla talep baskısını kontrol altına almayı hedefleyen politikalar, öte yandan sanayide çarkları yavaşlatıyor, şirketleri borç krizine sürüklüyor ve konkordato taleplerini artırıyor. Şu soruyu sormak artık kaçınılmaz: Faiz indirimine gitmek, tam da böyle bir ortamda ne kadar doğru bir hamle olur?

Doğru zamanda atılacak bir adım, hem ekonomiyi rahatlatabilir hem de uzun vadede kalıcı iyileşme sağlayabilir. Ancak zamanlama yanlışı, bütün planları altüst eder. Ne yazık ki, mevcut görünüm, Merkez Bankası’nın faiz indirimine ilişkin kararının zamanlama bakımından hataya açık olduğunu gösteriyor.

ZAMANLAMANIN ÖNEMİ

Hayatta olduğu gibi ekonomide de zamanlama, her şeyin önündedir. Doğru zamanda atılacak bir adım, hem ekonomiyi rahatlatabilir hem de uzun vadede kalıcı iyileşme sağlayabilir. Ancak zamanlama yanlışı, bütün planları altüst eder. Ne yazık ki, mevcut görünüm, Merkez Bankası’nın faiz indirimine ilişkin kararının zamanlama bakımından hataya açık olduğunu gösteriyor.

Ekonomi yöneticileri talebin yeterince kontrol altına alınamadığını belirtse de, enflasyonun kalıcı yüksek seviyelerde seyretmesi, zaten kırılgan olan tüm düzenin üzerine daha fazla yük bindiriyor. 2024 yılının ikinci ve üçüncü çeyreğinde görülen negatif büyümeye rağmen talebin kontrol altına alınamaması, paradoksal bir tablo oluşturuyor. Faiz indirimi, bu tabloyu daha karmaşık hale getirebilir.

“HER ŞEYİN ZAMANI” VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

Albert Einstein’ın şu ünlü sözü, ekonomik karar alıcılar için altın bir rehber olmalı: “Zaman, her şeyin gerçekleşme sırasıdır.” Doğru zamanda alınmayan bir kararın yanlış etkileri, uzun yıllar boyunca hissedilebilir. Merkez Bankası’nın politika faizini indirme ihtimali, işte tam da bu perspektiften ciddi şekilde sorgulanmalıdır.

Son verilere bakıldığında, Kasım 2024 itibariyle açıklanan fiyat artış oranları enflasyonist baskıların halen çok güçlü olduğunu gösteriyor. Böyle bir ortamda faiz indirimi yapmak, hem piyasa beklentilerini bozabilir hem de uzun vadeli fiyat istikrarı hedeflerinden sapma riski taşır.

PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ÇELİŞKİSİ

Enflasyonla müadelede, para ve maliye politikalarının uyumu şarttır. Ancak Türkiye’nin mevcut durumunda, bu iki aracın birbiriyle çelişiyor olması dikkat çekiyor. Artan kamu harcamaları, mali disiplini zayıflatıyor ve enflasyonist baskıları daha da körüklüyor. 2024 yılı boyunca yaklaşık %75 artan bütçe giderleri, bu baskıların önemli bir sebebi.

Dolaylı vergilerdeki artış ise hanehalkı üzerindeki yükü artırarak tüketim talebini daraltmaya yönelik para politikalarıyla çelişiyor. Sonuçta, maliye politikalarının para politikalarıyla uyumlu olmadığı çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu uyumsuzluk, ekonomik dengeleri daha kırılgan hale getiriyor ve olası bir faiz indiriminin yaratabileceği hasarı artırıyor.

SONUÇ

Bugün Merkez Bankası, faiz indirimine gitme kararı alarak kısa vadeli kazançlar elde etmeyi hedefleyebilir. Ancak bu adım, orta ve uzun vadede enflasyonla mücadeleyi zorlaştırır. Hanehalkının artan vergi yükü altında ezildiği, bütçe açıklarının yüksek seyrettiği ve kamu harcamalarının kontrolsüz bir şekilde arttığı bir ortamda, faiz indirimi, enflasyonla mücadeleden taviz verme anlamına gelecek.

Ekonominin ihtiyacı olan, doğru zamanlama ile alınacak cesur ve dengeli kararlar. Zamanlama bir denge sanatıdır; ne erken ne de geç olmalı. Ancak mevcut görünümde, bu dengeden çok uzakta olduğumuz açıkça görülüyor.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
FaizMerkez BankasıFaiz İndirimi

Yorum Yazın

Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Herkül Millas
    Herkül Millas Türkiye gelişmedi mi, yoksa geri mi kaldı?
    Onur Tuğrul Karabıçak
    Onur Tuğrul Karabıçak 5 Soruda AKP iktidarına karşı nasıl direneceğiz: Toplumsal müzakere, yurtdışından örnekler ve iktidar pratikleri
    Bora Şahin
    Bora Şahin Kadıköy’de üç milyarder
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy The Piano: Yönetmeni kadın olan en iyi film
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Kent, Mekân, Geçicilik (2)
    Bilal Sambur
    Bilal Sambur Kadın ve aile tartışmasının arkaplanı
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’siz yeni sürecin imkansızlığı  
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin Disiplin, ölüm ve sessizlik
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Yıkımın adı Jarhanpur, acının adı Filistin
    Deniz Nas
    Deniz Nas Sosyal Demokrasi ve Sol Liberalizm: Modern siyaset felsefesinde özgürlük ve eşitlik açıklaması
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Tersine dönen modernleşme
    Gönen Orhan
    Gönen Orhan Belediyeler “rayiç” yerine taş mı yesinler? 
    Akın Özçer
    Akın Özçer Süreç ya da Çözüm Komisyonu
    Yavuz Saltık
    Yavuz Saltık Üretimin ve emeğin sessiz tanıkları: Türkiye’de emeklilik, yaşlılık ve toplumsal adalet
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Komisyonda MHP+CHP+DEM Parti+muhalefet birlikte hareket edebilir mi?
    Özgür Çoban
    Özgür Çoban Almanya'da demokrasinin sessiz intiharı
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Öğrenci konuşmalarının eğitimdeki yeri ve TED-Ed
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Bilgisiz inanç mı, yoksa bilginin değişken inancı mı?
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı