Sınırlarımızdaki bunalımdan en az zararla çıkılmasını sağlayacak, bir dış politika çizgisini izlemek yerine, İsrail tehdidi bahanesiyle, iç kamuoyu algısını yöneterek, zaman kazanmaya çalışılıyor. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Türkiye ile ilişkilerine önem verdiklerini açıklaması, AKP’nin son manevrasını nasıl etkileyecek, hep birlikte göreceğiz.
AKP-MHP ortaklığının ekonomi yöntemi; samanlıkta kaybedilen iğneyi, kapının önünde arayanlardan farksız. Ülke tarihinin en yüksek tutarlı sermaye transferi ile sonuçlanan, faizleri indirme operasyonu ardından, başvurdukları önlemlerin olumlu sonuç vermesi imkânsız.
Yaşanan sorunun nedenleri irdelenmiyor. Yoksullaşan geniş kitlelerin enflasyonu yerine, TÜİK’in açıkladığı oranlara dayalı düzelme beklentilerinin bu koşullarda halkta karşılığı da yok.
Tüketimi baskılayarak, enflasyonun etkisiyle yoksullaşan kesimlerin doğrudan ve dolaylı vergi kıskacına alınmaları, teknisyenlerin ön göremeyecekleri toplumsal ve -sonunda- siyasal sonuçlara yol açabilir. Kaldı ki, iyimser beklentilere karşın açıklanan resmi enflasyon oranları dahi izlenen ekonomi politikasının yetersizliğini gösteriyor.
Ekonomiyi düzeltemeyeceğini sezinleyen, Cumhur İttifakının, iktidarını sürdürmek amacıyla zaman kazanmak dışında, somut bir alternatifinin kalmadığı söylenebilir. Bu yüzden son yerel seçim sonuçlarına dayanarak, ülkede genel seçimleri kazanmış ve devir-teslim töreni beklendiği izlenimi veren, CHP’nin rahatlığı karşısında AKP-MHP ortaklığı yeni bir hamle başlattı.
Özellikle içeride sürdürdüğü gerginlik politikasını, Ortadoğu’daki son siyasal gelişmelerle uyumlu olduğu izlenimi uyandıran bir yaklaşımla değiştiriyor. Amacın CHP’sini yalnızlaştırarak, bu partiyi muhalif oyların adresi olmaktan çıkarmak olduğu çok açık.
Yaşadığımız süreçte CHP başta muhalefet partilerinin; radikal değişim içeren gerçek bir değişim programını gündeme getirmekte, neden geciktiklerini anlamak da zor. Bunalımın, muhalefetin söylemlerine yansıyan, salt yolsuzluk ve kayırmacılığın önlenmesiyle aşılacağına, seçmenlerin itibar etmedikleri ortada. Son kamuoyu araştırmalarının sonuçlarına kısaca göz atmak, bu gerçeği görmek için yeterli.
MHP Liderinin üstlendiği, diğer hamlenin bölgede ABD’nin kurguladığı oyun planına uygunluğu seziliyor. Henüz adı tam konmasa bile yeni bir Kürt Açılımının gündemde. CHP’nin özellikle büyük kentlerde oylarını aldığı, Kürt seçmenler üzerinde AKP’nin bu girişiminin etkisi, önümüzdeki süreçte ortaya çıkacaktır.
YENİ BİR AÇILIM SÜRECİ GÜNDEMDE
AKP’nin siyasal yarar sağlamayı önceleyen, son yaklaşımını ele alalım. Sınırlarımızdaki bunalımdan en az zararla çıkılmasını sağlayacak, bir dış politika çizgisini izlemek yerine, İsrail tehdidi bahanesiyle, iç kamuoyu algısını yöneterek, zaman kazanmaya çalışılıyor. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Türkiye ile ilişkilerine önem verdiklerini açıklaması, AKP’nin son manevrasını nasıl etkileyecek, hep birlikte göreceğiz.
Meclisin yeni yasama yılına başlamasıyla gerçekleştirilen ve öncülüğünü MHP Liderinin üstlendiği, diğer hamlenin bölgede ABD’nin kurguladığı oyun planına uygunluğu seziliyor. Henüz adı tam konmasa bile yeni bir Kürt Açılımının gündemde.
CHP’nin özellikle büyük kentlerde oylarını aldığı, Kürt seçmenler üzerinde AKP’nin bu girişiminin etkisi, önümüzdeki süreçte ortaya çıkacaktır.
Kentli seküler yaşama ve kısıtlı da olsa demokratik haklarını kullanmaya başlayan, özellikle genç Kürt seçmenlerin, emir-komuta zinciri içinde oy vermeleri, günümüz koşullarında iyimser bir beklentinin ötesine geçemez.
CHP bu aşamada; uzlaşma ve yumuşama içeren yaklaşımını, özellikle TİP ’ten başlayarak kendi soluna da dönerek, sürdürebilir.
Kürt siyasal hareketi içinde bazı isimlerle, Cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokrasiyi önceleyen bir ortak paydanın oluşmasına öncülük edebilir.
İktidarın siyasal yörüngesi dışına çıkarak, alternatif yol haritalarına katkıda bulunmak amacıyla, uzun yıllar boyunca cezaevinde tutulan, Selahattin Demirtaş ile başlatılacak diyalog, iktidarın İmralı ile denediği öne sürülenden, kuşkusuz daha etkili olacaktır.
Çözüm ve radikal İslam 
Yorum Yazın