MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

21'inci Yüzyıl Menüsünde Neler Var?

Ana SayfaEkonomi̇21'inci Yüzyıl Menüsünde Neler Var?
21'inci Yüzyıl Menüsünde Neler Var?

Bir gerçek var bir de gerçek ötesi. Gerçek ötesi, bir gerçeğin saptırılarak ya da tamamen farklı biçimde sunulması ve insanların bu sunuma inandırılması eylemi olarak tanımlanabilir. Ortaya atılan yalan bilgilerin insanlarca kabul edilmesi, bu yalanları ortaya atanlara, insanları bu yalanlarla manipüle etme fırsatı veriyor.

16 Şubat, 2025, Pazar 07:00
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Mahfi Eğilmez
Mahfi Eğilmez

21’inci yüzyıl öncekilerden değişik bir yüzyıl olacak. İlk çeyrek yüzyıllık bölüm bunu bize net bir biçimde gösterdi. Bazı özellikler önceki yüzyıldan devren gelse de bazıları yeni, bazıları da güncellenmiş olarak kaşımıza çıkıyor.

Gerçek Ötesinin Kullanılması [i]

Bir gerçek var bir de gerçek ötesi. Gerçek ötesi, bir gerçeğin saptırılarak ya da tamamen farklı biçimde sunulması ve insanların bu sunuma inandırılması eylemi olarak tanımlanabilir. Ortaya atılan yalan bilgilerin insanlarca kabul edilmesi, bu yalanları ortaya atanlara, insanları bu yalanlarla manipüle etme fırsatı veriyor. Bu eylem 20’nci yüzyılda Hitler, Mussolini, Stalin ve diğer diktatörlerce bolca kullanıldı. 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde gerçek ötesi kullanılmaya ve insanları etkilemeye devam ediyor.

Piyasa Aldırmazlığı [ii]

Piyasa aldırmazlığı benim tarafımdan ortaya atılmış bir kavram. İnsanların sosyal ve siyasal düşünceleri ve yaklaşımlarıyla finansal yatırımları arasında sıkışıp kalması ve sonunda tercihlerini finansal yatırımlarından yana kullanarak yaşadıkları ortamın iyileşmesine engel olmalarını anlatan sosyo-ekonomik bir kavram. İnsanlar, finansal yatırımları zarar görmesin diye aslında hiç tasvip etmedikleri siyasal düzene rıza gösterebiliyorlar. Bu eğilim piyasaların dalgalanmasını önlüyor ya da sınırlıyor ama sosyal ve siyasal yaşamın giderek bozulmasına yol açıyor. 21’inci yüzyıla damga vuran olgulardan birisinin bu olduğunu düşünüyorum.

Dış Güçler Bahanesi

Ortaya çıkan kötü sonuçları başkalarının tavrına ve davranışlarına bağlama eğilimine dış güçler bahanesi diyebiliriz. Bu eğilim, okul sıralarında başlar ve kendisinde kusur aramamaya alıştırılmış kişiler için yaşam boyu sürer. Derslerinde zayıf olan öğrencilerin bir bölümü bu durumun sorumluluğunu hocada, ana babasının ilgisizliğinde ya da kendisi dışındaki başka bir nedende aradığında ortaya çıkan bahaneler sonraki yaşamda farklı şekillerde sürüp gider. Kişilerin kendilerinde kusur aramayıp sürekli başkalarını suçlamaları kendi yaşamları çerçevesinde kaldığı sürece toplum için önemli bir sorun oluşturmaz. Ne var ki bu şekilde yetişmiş kişilerin devlet, belediye, şirket yönetimlerine gelmeleri ve bu bahaneleri oralara taşımaları halinde toplumsal sıkıntılar, kayıplar ortaya çıkmaya başlar. Yanlış yönetilmiş bir ekonomi politikasının enflasyonu hızla yükseltmesi veya büyüme hızını düşürmesi ya da işsizliği artırması halinde bu yönetimden sorumlu olanların kabahati dış güçlere atması, bu sorunların çözülemeyeceği bir aşamaya gidişe yol açar.

Bu olgu da aslında eski bir olgudur, 20’nci yüzyılda özellikle gelişme yolundaki ülkelerde birçok örneği görülmüştür. 21’inci yüzyıl, bu olgunun yavaş yavaş gelişmiş ülkelere taşındığını gösteriyor.

Kural Dışılık [iii]

Kurallar konusunda üç durum söz konusu: (1) Kurallar vardır ve yeterlidir ve insanlar kurallara uyarlar. İstisna olan kurallara uyulmaması haldir. (2) Kurallar yetersizdir, o nedenle bütün davranışları kapsamaz, bu da toplumda huzursuzluğa yola açar. (3) Kurallar vardır ama toplumda kurallara uymama eğilimi söz konusudur.

21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde asıl olarak görülen sorun üçüncüsü: Giderek daha çok sayıda insan mevcut kurallara uymamaya yöneliyor. Bu eğilime kural dışılık diyorum. Bunun da çeşitli nedenleri var: (1) Kurallar anlamsız olabilir ve insanlar bu anlamsızlıklara tepki olarak kurallara uymuyor olabilirler. (2) Kuralları koyanların ya da uygulayanların kurallara uymaması insanları da kurallara uymamaya itebilir. (3) Bunların dışında özel nedenler olabilir.

Bu dönemde ağırlıklı olarak ikinci grupta yer alan davranışlar önemli oluyor. Yani kuralları koyan siyasetçilerin ve kuralları uygulamakla yükümlü olan görevlilerin bu kurallara uymamaları ya da kendi lehlerine ayrıcalıklar yaratmaları hali. En tipik örneği belli bazı unvanları taşıyanlara emniyet şeridini kullanma ayrıcalığı tanınması durumudur. Ambulans, polis ve itfaiye dışında tanınacak her geçiş üstünlüğü insanların trafik kurallarına uymaması için davetiye çıkarmak olmaktadır.  

Fanatiklik

Fanatizm; bir düşünceye, bir dine, bir spor kulübüne, bir siyasal görüşe, bir siyasal görüşün başındaki lidere veya benzer olgu ya da kişilere saplantılı bir şekilde inanmak, bağlanmak demek. Fanatikliği taraftarlıktan ayıran şey eleştiriye, farklı görüşlere kapalı olmaktır. Bir siyasal partiye veya lidere fanatiklik ölçüsünde bağlı olan kişi, o parti ya da liderin yaptığı yanlışları görmez ya da görmezden gelir.   

Bu, yeni bir olgu değil. 20’nci yüzyılda bunun pek çok örneğini siyasetten futbola kadar her alanda yaşadık, gördük. Taraftarı olduğu kişiyi, kulübü, düşünceyi eleştirenlere saldıracak, onları tehdit edecek hatta öldürecek kadar fanatik olan pek çok kişinin yaptıklarına tanık olduk. 21’inci yüzyılda bunların devam edeceğini ilk çeyreklik bölümde yaşayarak gördük. Oysa bu kadar birikim bu kadar eğitim faaliyeti sonrasında artık bu yüzyılda insanların meselelere daha objektif bakacakları bekleniyordu. Böyle olmayacağı anlaşılıyor. Özellikle çeşitli partilerin, kulüplerin parayla beslediği trollere bakınca 21’inci yüzyılda öncekilerden farklı olarak işin artık amatörlükten profesyonelliğe evrildiği görülüyor.

Özgürlüğün Sonu [iv]

İnsanlar artık eskisine göre çok daha yaygın ve üst düzey bir gözetim altında bulunuyor. Bu gözetim yaygınlığı, teknolojinin geldiği aşama sonucunda ortaya çıktı. Cep telefonunuzda herhangi bir malın fiyatını araştırdıktan saniyeler sonra açtığınız her farklı sayfada karşınıza o aradığınız ürünle ilgili reklamlar çıkıyor. Bilgi teknolojisinin yaşamınıza karışımı bu kadarla kalmıyor: Gittiğiniz yerler, yemek yediğiniz lokantalar hepsi izleniyor.

20’nci yüzyılda insanların davranışlarını izlemek yine insanlar eliyle yapılıyordu ve bu sınırlıydı. Oysa 21’inci yüzyılda bu görev bilgi teknolojisi eliyle çok daha kolay ve yaygın olarak yapılıyor. Şimdi elimizdeki cep telefonları adeta bizi ihbar eden makineler gibi çalışıyor. George Orwel’in 1984 romanında yazdığı bilim kurgunun çok ötesine geçmiş durumdayız. 

Sansür ve Oto sansür [v]

Sansür, düşünce ve ifade özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir. Bir toplumun ileri gidebilmesi özgür düşünce sahibi insanları yetiştirmesine ve bu insanların düşüncelerini özgürce açıklamasına bağlıdır. Düşünceleri baskılanmış bir toplum hiçbir alanda ileri gidemez.

Geçmişten gelen uygulamalar arasında yer alan sansür günümüzde hükümetlerin uygulamalarıyla sınırlı kalmıyor. Çeşitli kurumların yöneticileri, çalışanları düşüncelerini açıklamak konusunda baskı altına alabiliyor. Bu tür baskılar da ikiye ayrılıyor: (1) Yöneticilerin, siyasal iktidarın isteği doğrultusunda sansür uygulaması. (2) Siyasal iktidardan gelen böyle bir istek olmasa da olabileceği endişesiyle sansür uygulaması. Her ikisi de ifade özgürlüğünü engellemesi açısından siyasal iktidarın doğrudan sansür uygulamasından farksız görünüyor. Hatta otosansürün, dolaysız sansürden çok daha kötü olduğunu söylersek yanlış olmaz: Görünürde bir yasaklama olmadığından düşüncesini ifade edemeyen vicdan azabı çeker. 21’inci yüzyıl bu tür baskıları arttığını gösteren örneklerle başladı.  

Sosyal Medya Fenomenliği ve Influencerlik

Sosyal medyanın gelişmesiyle birlikte 21’inci yüzyılda ortaya çıkan bu iki durum neredeyse meslek haline gelmiş iki hastalık gibi duruyor. Eskiden hiçbir şekilde bir yerde görünmesi veya adının geçmesi mümkün olmayan kişiler, bu dönemde sosyal medya fenomeni ya da influencer adı altında ortaya çıkıyor ve özellikle gençler arasında ciddi etki yaratabiliyor. Bu etkiler eğer beğeni, izleme, yorumlama aşamalarında kalsa pek de toplumsal yapıyı ilgilendirecek konular olmayabilirdi. Ne var ki genç insanlar bu fenomen ve influencerların kazandığı paralara bakarak kendilerine de bu işleri meslek olarak seçmeye yöneliyorlar.

Bu yeni yönelimin en ciddi etkisi giderek daha az insanın bilime, araştırmaya yönelmesi olarak çıkıyor karşımıza. Bu tür boş işlerle uğraşanların gerçek dışılıktan, fanatiklikten, dış güçler bahanesinden etkilenmesi de çok daha kolay oluyor.

------------------

[[i]] Gerçek ötesi kavramı için ayrıntılı yazım: https://www.mahfiegilmez.com/2025/01/gercek-otesi.html

[[ii]] Piyasa aldırmazlığı kavramı hakkında daha geniş bilgi sahibi olmak isteyenler bu yazıma bakabilirler: https://www.mahfiegilmez.com/2017/12/piyasa-aldrmazlg.html

[[iii]] Bu konudaki ayrıntılı yazım: https://www.mahfiegilmez.com/2025/02/kural-dslk-cag.html

[[iv]] Bu alt başlıktaki görüşler için Yuval Noah Harari’nin Neksus adlı kitabındaki düşüncelerden esinlendim.

[[v]] Bu alt başlıkla ilgili daha ayrıntılı bilgi arayanlar şu yazıma bakabilir: https://www.mahfiegilmez.com/2025/01/silivri-soguktur.html

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Mahfi Eğilmez
    Mahfi Eğilmez

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman 27 Mayıs 1960 Darbesine Yeni Bakışlar (1)
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Erdoğan’ın uğradığı en büyük hezimet
    Adnan Ekinci
    Adnan Ekinci Anayasa Günlüğü - İlk Gün
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık Ey CHP: Titre ve Kendine Dön
    Tuğba Muslu
    Tuğba Muslu Düşünmeyen nesiller projesi
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beyaz Saray’da aşk başkadır!
    Osman Erden
    Osman Erden “Führer’e İtaat”
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı