MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Yoksa turpun büyüğü Saray’da mı?

ANA SAYFASİYASETYoksa turpun büyüğü Saray’da mı?
Yoksa turpun büyüğü Saray’da mı?

Peki devlete yakın olup da zenginleşmek nasıl oluyor? Tabii ki ihale ve rüşvet çarkı birinci derecede önemli. Burada da bürokraside olmayı bir kenara bırakırsak asıl önemli olan iktidar milletvekili olmak bence. Çünkü iktidar milletvekili olmak devlete yakın olmayı sağlayan bir pozisyon. 

22 Nisan, 2025, Salı 06:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu

Türkiye’nin temel meselesi bu bugünlerde. Hızlı zenginleşen ve üstelik de bu zenginleşmenin kaynağı devlet olan bir kesim iktidarı bırakmak istemiyor. İki nedenle: Birincisi zenginlik zenginliktir. İçinde yaşadığımız kapitalist sistemde vazgeçilmesi zor bir durum. İkincisi ise, bir dönem sonra gelecek iktidarın bu zenginliklerin kaynaklarının sorma olasılığı.

Bir ülkede zengin olmanın yolu devletten geçiyorsa o ülkede adil bir ekonomik yapının oluşması da imkansızdır. Hele hele o ülkede farklı kimlik grupları varsa bu savaşın daha da güçlü bir savaş olacağı ve daha da adaletsiz bir ekonomi ortaya çıkacağı açıktır. Çünkü böylesi bir durumda hem zengin olmak ve hem de hegemon kimlik olmak amaçları iç içe geçeceğinden kavga da büyük olacaktır.

Bugün itibariyle Türkiye ekonomisi bu hale gelmişse, bunun arkasında siyaseten Cumhuriyeti paranteze almak gibi iddiası olan bir kimliğin aynı zamanda zengin olmak gibi bir amaçla davranmış olmasının bir sonucu değil midir? Daha açık söyleyeyim. Bugünkü ekonomik çöküntünün nedeni, “siyasal İslam” kimliği içinde siyaset yapan kesimlerin, yani AKP cenahının ekonomik bakımdan zenginleşmesi değilse nedir? 

Geçmişte, “seküler kesimler”in iktidarları doğru dürüst bir ulus-devlet yaratmayı becerememiş oldukları halde nasıl kendi zenginlerini yaratmışlarsa tıpkı onun gibi Siyasal İslam kimliği altında iktidara gelmiş olanlar da aynı şeyi yapmış, kendi zenginlerini yaratmışlardır. Sonuçta çok yüksek bir gelir dağılımı sorunu ve rayına bir türlü oturamayan bir ekonomi olmuştur.

Peki devlete yakın olup da zenginleşmek nasıl oluyor? Tabii ki ihale ve rüşvet çarkı birinci derecede önemli. Burada da bürokraside olmayı bir kenara bırakırsak asıl önemli olan iktidar milletvekili olmak bence. Çünkü iktidar milletvekili olmak devlete yakın olmayı sağlayan bir pozisyon. 

Geçen dönem Plan-Bütçe komisyonunda vekil olarak görev yaparken en çok şaşırdığım şeylerden biri Bakanlar’ı karşılarken ya da yolcu ederken vekillerin bakanların ellerine verdikleri pusulalardı. Önce hiçbir anlam verememiştim. Sonra anlamıştım ki o pusulalarda vekillerin bakanlardan özel ricaları yer almaktaymış. 

Ama doğrusu anlaşılan bu sistem Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle öyle bir hale gelmiş ki artık “Turp’un büyüğü”, Saray’ın içinde yetişiyor gibi. Geçenlerde Kıbrıs’da yayınlanan bir haber-röportajda konu olan kişilerin bağlantılarının Saray’la ilişkili olduğu iddia edildi. Dolarlar havada uçtu. Tabii bu bir iddiadır ve araştırılması gerekir. Ama Özgür Özel’in aradığı gibi bir savcı da henüz daha ortaya çıkmamıştır.

Toplumumuz boşuna “Bal tutan parmağını yalarmış!” gibi bir özdeyiş üretmemiştir. Bu topraklarda, devletin sermaye edinme aracı olduğu neredeyse yüzyılların bilgisi. Bir zamanlar bir Bakan yardımcısı “Hocam biz çok zenginledik. İlke, inanç kalmadı” demesini Dilipak geçenlerde yazdığı bir yazıda çok iyi anlatmış bence. “Maneviyattan maddiyata öylesine hızlı geçtiler, dünyevi zevklere kendilerini öylesine kaptırdılar ki, kulaklarından altınlar, pırlantalar fışkırdığını herkese seyrettirmek istiyorlar”.

İşte Türkiye’nin temel meselesi bu bugünlerde. Hızlı zenginleşen ve üstelik de bu zenginleşmenin kaynağı devlet olan bir kesim iktidarı bırakmak istemiyor. İki nedenle: Birincisi zenginlik zenginliktir. İçinde yaşadığımız kapitalist sistemde vazgeçilmesi zor bir durum. İkincisi ise, bir dönem sonra gelecek iktidarın bu zenginliklerin kaynaklarının sorma olasılığı. O nedenle de bu iktidarın ve arkasındaki bu sermaye gruplarının basit bir seçimde kaybettikleri için iktidarlarını bırakacaklarını sanmak ve öyle düşünmek sanırım fazla iyi niyetli bir beklenti olur. Onun için sakin olup bu olasılık üzerinden düşünmekte yarar var.

  • Özel neden “Türkiye Demokratları” diyemiyor? Özel neden “Türkiye Demokratları” diyemiyor?
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Turpun BüyüğüBakanlarMilletvekilleri

Yorum Yazın

Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Özgür Öğütcen
    Özgür Öğütcen “Liyakat”: Sahte bir kavram
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Yeni çözüm Süreci için üç parti imkânsızı başarabilmeli
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Ekonomik gelişme, demokratikleşme ve Kürt Sorunu
    Emir Berke Yaşar
    Emir Berke Yaşar Manifest düşmanlığı kadın düşmanlığıdır
    Hasan Bülent Kahraman
    Hasan Bülent Kahraman Sol dönüşüm ve kültür
    Akın Özçer
    Akın Özçer Seyfettin Çilesiz’in çilesi
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş İhale kanununun iki, üç maddesi Türkiye’yi bitirdi
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 17 Ağustos’tan alınması gereken hisse
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Program tıkır tıkır Maşallah!
    Cengiz Kapmaz
    Cengiz Kapmaz Rojava süreci bozar mı?
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Büyük Dil Modellerinin Ateşi Çıkarsa
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı “Yeter söz milletindir” sloganı üzerine (2)
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı