MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Yamalı Bohçaya Dönen Hayatlar: 8 X 8

Ana SayfaKültür SanatYamalı Bohçaya Dönen Hayatlar: 8 X 8
Yamalı Bohçaya Dönen Hayatlar: 8 X 8
18 Eylül, 2024, Çarşamba 07:24
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın

Kıvanç Sezer, son filmi 8 X 8’in karakterleri ve dünyası çok tanıdık. Film adını yazım tekniğinden alıyor. Her biri sekiz sahneden oluşan sekiz sekans halinde yazıyor Sezer filmi.

Son yıllarda herkesin dilinde aynı soru var. “Bize ne oluyor?” Arkadaşlık, flört ya da seks ilişkilerinde yozlaşmadan söz edip duruluyor. “Biz nasıl bu hale geldik, yalnız feci yozlaştık!”. Kuşkusuz düne dair her şeyin pirüpak olduğuna inanmak sürdürmesi daha kolay bir eylem. Hesap kitap yapmadan, kendini ortaya dökmeden, yüzleşmeden ve tabii ki sorumluluk almadan. Hal böyle olunca maraz ve defoların üstü kapatılıyor.

Dünya üzerinde yalnız değiliz. Bu basit cümleyi son zamanlarda düşünüp duruyorum. Bir çocuğun istismarından, şiddet gören kadından, faşizme maruz kalan mülteciden sorumluyuz. Tamir edilmek yerine üzeri örtülen defolar öyle kolay değiyor ki bir başkasına. Tüy gibi havalanıp bıçak gibi saplanıyor. Televizyon karşısında kötülüğe lanet okuyup, hashtagli tweetler atmak ise sarıyor yaralarımızı.

Kendini kapatmayan her oyuk, başkasının mezarı oluyor. Yamalı bohçaya dönen karakterlerin dünyasında film de böyle başlıyor. Bu filmde iyiler ve kötüler aynı karakterin içinde mi yoksa iyilerin kötü olmak için bahanesi mi var? Cevaplanması kolay olmayan sorular. Şundan eminim ki gri karakterlerin sahte dünyası, ilmek çözerek yaşayanlar için bir cehennem haline geldi. 

Gökyüzüne değen beton yığını, yalanlarla bezeli konuşma, noktalama işareti yerine kullanılan küfür. Yeni yeni ve iyi ki hayatımıza giren ilişki şiddeti terimleri: gaslighting/ manipülasyon, love bombing, ghosting, çatıda her zaman akıtan ama tamir edilmeye gerek duyulmayan erkeklik, karakter olmayan/ olamayan birey.  

Ana akım diziler ve bağımsız filmler ayakları yere sağlam basan, hayata değen işlere odaklandı. İçinde iyiyi ve kötüyü barındıran, derinleşmeyen, yamalı bohça, gri karakter çıkıyor karşımıza. Dizilerde karakterin hasarları travmalara; yanlışları birilerine bağlanıyor. Tıpkı gerçek dünyadaki gibi. Ancak kötülüğü aklamak için bahaneler üreterek iyiyi yüceltmek karakteri kartonlaştırıyor. Bağımsız filmler tüm zorluklarına rağmen bu konuda şanslı. Yaşadığımız dünyanın penceresinden bakıp iyi ve kötü özellikleri tek bir karakter potasında eritiyor.

Evet oradaki karakter de yamalı bohça ama bağımsız sinema tam olarak bunu yapmaya çalışıyor, yaşadığımız çağa ve insana ışık tutarken her insanın içinde iyi ve kötü vardır diyor. Bu sözü üretirken de yukarıda bahsettiğim cehenneme dönen dünyayı mekân olarak seçiyor. Gökyüzüne değen beton yığını, yalanlarla bezeli konuşma, noktalama işareti yerine kullanılan küfür. Yeni yeni ve iyi ki hayatımıza giren ilişki şiddeti terimleri: gaslighting/ manipülasyon, love bombing, ghosting, çatıda her zaman akıtan ama tamir edilmeye gerek duyulmayan erkeklik, karakter olmayan/ olamayan birey.  

Kıvanç Sezer, son filmi 8 X 8’in karakterleri ve dünyası çok tanıdık. Film adını yazım tekniğinden alıyor. Her biri sekiz sahneden oluşan sekiz sekans halinde yazıyor Sezer filmi. Satranç karelerini bir sahne olarak düşünüyor ve satranç tahtasını dolduran bir eser tasarlıyor. Simge ve motif olarak satrancın karşımıza çıktığı filmin adı tıpkı Kıvanç Sezer’in dediği gibi, hem çok şey söylüyor hem de hiçbir şey söylemiyor. Film ve karakterler de tam olarak böyle aslında. Gri karakterler ve çok yakından tanıdığımız bu dünyanın izleri. Hem çok şey söylüyor hem de hiçbir şey söylemiyor. Çünkü bu çağa özgü. Bu yüzden de filmi izlerken herkes kendisinden bir an ya da benzerlik kurarak duygudaşlık kuruyor.

Birey olamadan sevgilinin her şeyi olmaya çalışanların, sığ ve çamurlu denizde sahte keyfiyetlerle yüzenlerin, hiçbir zaman suçlu olmayıp her zaman mağdur olanların hikayesi. Kendi yarattığı mağduriyetlerden karakter devşirmeye çalışan yamalı bohça ruhların hikayesi. İyi ve kötüsüyle kendinden mesul olmadığı için bir yabancının başına gelen kötülükten sorumlu olanların hikayesi.

Film ayrılığın eşiğindeki Sarp ve Eda’nın kiraladıkları airbnb evinde geçiyor. Eda, yurtdışına taşınacağı için ilişkileri çatırdamaya başlamış. Bu bir veda tatili aslında. Sarp, bu ayrılığı kabullenemiyor. Çoktan Almanca kursuna başlamış. Eda’nın hayatı hakkında söz sahibi olmakla ilgilendiği için kendine ait bir hayatı olmadığını fark etmiyor bile. Eda da canhıraş ayrılmak istediği Sarp’la o tatile çıkarken, Sarp’ın ayrılmak istemediğini çok iyi biliyor. Sarp’ın yaşatmaya; Eda’nın öldürmeye çalıştığı bu ilişki aynı hayatın içinde.

Ne var ki ikisi de kendisinden ziyade karşısındakinin kusurlarıyla ilgilendiği için suçlamalar, kavgalar, özürler, sevişmeler ve sevişememeler mikserlenerek toksik ilişki keki kabarmış halde seyirciye sunuluyor. Yeterince toksik bu ilişkiye, evdeki yabancı Can, ölüm temsiliyetiyle dahil oluyor ve üçgen tamamlanıyor. Karakterler arasında ve karakterlerin kendi içindeki iyi ve kötü dengesi sürekli değişiyor. Bu da tek mekânda geçen filme ritm katıyor. Diyalogların akıcı olması ve karakterlere dair doneler taşıması; oyunculuk başarısıyla birleşince ortaya leziz bir iş çıkıyor. 

Eda, Sarp ve Can üçgeninde ilerleyen ve finallenen 8 X 8, yaşadığımız dünyayı yaşadığımız dünya haline getirenlerin, bizim, her birimizin hikayesi. Birey olamadan sevgilinin her şeyi olmaya çalışanların, sığ ve çamurlu denizde sahte keyfiyetlerle yüzenlerin, hiçbir zaman suçlu olmayıp her zaman mağdur olanların hikayesi. Kendi yarattığı mağduriyetlerden karakter devşirmeye çalışan yamalı bohça ruhların hikayesi.

İyi ve kötüsüyle kendinden mesul olmadığı için bir yabancının başına gelen kötülükten sorumlu olanların hikayesi. Dilerim bu dünya içinde çocuklar ve hayvanlar olmadığında yanıp kül olur.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı