MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Suriye’de yeni dönem: Kazananlar ve kaybedenler

Ana SayfaDiş Poli̇ti̇kaSuriye’de yeni dönem: Kazananlar ve kaybedenler
Suriye’de yeni dönem: Kazananlar ve kaybedenler
09 Aralık, 2024, Pazartesi 07:05
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Suriye’de yeni denklemde İsrail, ABD ve Türkiye kazanan, Rusya ve İran kaybeden tarafta görünmektedir. Erdoğan bu kazanımı erken seçimle kalıcı hale getirmek isteyebilir. Ama bütün bunlar Suriye’nin geleceğine kısa vadede Suriyelilerin talepleri değil İsrail-ABD başta olmak üzere uluslararası güçlerin iradeleri belirleyeceği gerçeğini değiştirmiyor.

Suriye’de bir dönem sona erdi. Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalifler yaklaşık 11 gün süren ilerleyiş sonunda Şam’a girdiler. Esat, Rusya ve İran’dan beklediği desteği alamayınca direnemedi ve 61 yıllık BAAS Rejimi sona erdi. 

Suriye’de dün Esat, Rusya ve İran kaybederken, Türkiye, İsrail ve ABD kazanana tarafta oldular. Kuşkusuz bir başka kaybeden ise uzak olsa da Çin’dir.

Bu arada Rusya konusunda bir parantez açarak şunu söylemek mümkün olabilir. Rusya, Esat’a destek vermemesinin karşılığını Ukrayna’da alabilir.

Suriye’de yaşanan bu sürecin başlangıcı bir anlamda 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e karşı gerçekleştirdiği terör saldırısıdır. İsrail’in bu saldırıya karşı savaş sadece Gazze’de Hamas’a karşı değil, Kuzey’de Lübnan’da da Hizbullah’a karşı sürdürdü. Bu süreçte Hamas ve Hizbullah’ın neredeyse tüm üst düzey liderlerini öldürdü. Yine aynı süreç içinde İran ve Suriye’ye de saldırılar düzenlemekten geri durmadı.

İsrail bir anlamda İran adına Filistin ve Lübnan’da vekâlet savaşı yürüten tüm terör unsurlarına (Hamas, Hizbullah) büyük ölçüde etkisiz hale getirdi. Bu aynı zamanda Esad Rejimi’nin de zayıflaması anlamına geldi. Nitekim, bu süreçte İsrail, Şam’a sık sık bombalı saldırı düzenledi.

Kuşkusuz İsrail’in bu savaşı büyük ölçüde ABD başta olmak üzere kimi Avrupa ülkelerinin siyasi desteği ile sürdürdü.

Esat Rejimi’nin yıkılmasının görünür aktörleri HTŞ ve Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) olsa da, arkada İsrail’in örtülü desteğinin büyük payı vardır.

Kuşkusuz İsrail’in desteğinin anlamı ABD’nin de bu süreçte olduğudur.

Evet Esat Rejimi’nin yıkılmasında İsrail ve ABD kazanmıştır ama bir kazanan da Erdoğan dolayısıyla Türkiye’dir. Sonuçta SMO’nun en büyük destekçisi Erdoğan’dır. Bu anlamda SMO uzunca bir süredir Türkiye’nin Suriye’deki vekâlet gücüdür.

Burada HTŞ üzerinde özellikle durmak gerekiyor. HTŞ, Erdoğan iktidarı tarafından SMO gibi açıktan desteklenmedi. Ancak HTŞ, ideolojik olarak Erdoğan siyasi anlayışının akrabalıkta açıktır.

Nitekim, HTŞ lideri Colani, El Kaide’nin Suriye temsilcisidir.

HTŞ’nin ideolojik olmasa da siyasi olarak İsrail’le olan angajmanı, Erdoğan iktidarından daha güçlüdür. Dahası HTŞ güç olarak Suriye’de kalıcı olmasının yönü siyasi pratikler açısında kendini ideolojik olarak törpülemekten geçmektedir.

Yakın gelecekte iki sorunun cevabı önemli olacaktır. İlki, HTŞ-SMO arasındaki ilişkisi, ikincisi de YPG/PYD hakim olduğu bölgenin geleceğinin ne olacağıdır. Bu iki sorununun cevabı esas olarak ikinci sorunun cevabına bağlıdır. 

CEVABI ARANAN İKİ SORU

Bu açıdan yeni dönemde Suriye’de iki önemli soru önümüzde durmaktadır.

İlki, HTŞ-SMO arasındaki ilişkisi, ikincisi de YPG/PYD hakim olduğu bölgenin geleceğinin ne olacağıdır.

Bu iki sorununun cevabı esas olarak ikinci sorunun cevabına bağlıdır. İkinci sorunun cevabı ise büyük ölçüde ABD’nin tavrına bağlı olacaktır.

Sonuç olarak unutmayalım ki ABD, YPG/PYD’nin yaklaşık 10 yıldır en büyük koruyucusudur. Bunun gerekçesi de İŞİD’e karşı verilen mücadeledir. Ve ABD, bu tehdidin hala geçerli olduğunu ifade ederek YPG/PYD’yi korumaya devam edeceği yönünde açıklaması henüz yenidir.

Bu noktada ABD-İsrail arasındaki siyasi ortaklığı düşündüğümüzde, İsrail’in de ABD ile birlikte YPG/PYD’nin hamisi olmaya devam edeceğini düşünmek yanlış olmayacaktır.

Bu durumda YPG/PYD’nin sınırlarını henüz bilmesek de özerk yapı olarak mevcut statüsünü koruyacağını söyleyebiliriz.

Bu durumda şunu sorabiliriz, Suriye’nin yeni yönetimi yani HTŞ liderliği YPG/PYD ile anlaşması kaçınılmaz mı?

Bu sorununun cevabı, Türkiye’nin ABD/İsrail ile olan ilişkisinin geleceğine bağlı olacaktır. Tabi bu ilişki, aynı zamanda SMO’nun geleceğini de belirleyecektir. 

Kuşkusuz, HŞT-SMO’nun Suriye’de rejim değiştirmesi Erdoğan iktidarı için sadece siyasi değil ideolojik olarak da bir kazanımdır. Ve bunu iç siyasette iktidarını konsolide etmek için kullanacaktır. Hatta bu başarı “erken seçimi” dahi iktidarın gündemine getirebilir.

Ama bu başarı, Türkiye’yi Suriye’nin geleceğinde özellikle istediği YPG/PYD’nin tasfiye edilmesi hedefine şimdilik ulaşmayabilir.

Kuşkusuz, Türkiye YPG/PYD’nin kendisi için “siyasi risk” olmasını arzu etmiyor. O yüzden Bahçeli, içerde PKK’nın terör eylemlerine fiili olarak son vermesi için Öcalan’dan silah bırakma çağrısı yapmasını talep etti.

Ancak, Türkiye’nin sınır ötesinde YPG/PYD’yi devre dışı bırakma imkanı “şimdilik” zor görünmektedir. Çünkü Türkiye, bölge bağlamındaki siyasi tercihlerde İsrail-ABD karşısında ne yazık ki, güçlü değil zayıftır. Bu zayıflık büyük ölçüde ekonomik zayıflık ve son yıllardaki Batı’ya mesafe alma başta olmak üzere güvensiz politik tercihlerden kaynaklanmaktadır.

Bu açıdan Suriye’nin geleceğine kısa vadede Suriyelilerin talepleri değil İsrail-ABD başta olmak üzere uluslararası güçlerin iradeleri belirleyecek.

Bu açıdan Suriye’nin geleceği toprak bütünlüğü muhtemelen üç bölgeli federatif ülke ile olarak gerçekleşebilir.

Dünkü yazımda ifade ettim iktidar Suriye’de olanları iç siyasette zafer olarak sunma olasılığına karşı, özellikle CHP’deki siyasetsizliğe bir kez daha dikkat çekmekte yarar var.  

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
SuriyeBAASHeyet Tahrir eş-ŞamHTŞRusyaABDSuriye Milli OrdusuSMOYPGPYD

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı