MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Siyasi kabilelerin fakir eğlencesi: Sosyal Medya

Ana SayfaTeknoloji̇Siyasi kabilelerin fakir eğlencesi: Sosyal Medya
Siyasi kabilelerin fakir eğlencesi: Sosyal Medya

Siyasi kabilelerin fakir eğlencesi: Sosyal Medya

23 Aralık, 2023, Cumartesi 04:45
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Mehmet Şafak Sarı
Mehmet Şafak Sarı

Zaten sevmediğimiz ya da ilgilenmediğimiz şeyi beğenmeyince ya da etkileşime girmeyince, okumayınca, izlemeyince, o ve ona benzer şeyler önümüze de düşmüyor. İşte bu yüzden farklı düşüncelerle karşılaşmak pek mümkün olmuyor zaten. Çünkü farklı sesler dinlemek istemiyoruz.

Bu sene birbirinden farklı kurum ve projelerde dijital medya okuryazarlığı ve bilgi düzensizliği üzerine çalışmalar yürütürken, özellikle eğitimlerimde sıklıkla vurguladığım iki mesele vardı: Seçici maruz kalma ve yankı fanusu. Özellikle sosyal ağlarda aşina olduğumuz ve güvendiğimiz bir kaynaktan gelen, tutarlı gözüken, değer ve inançlarımıza uyan ve çevremizdeki insanların da inandığı bilgilere inanma eğilimimiz daha fazla. Diğer yandan yeni edinilen bilgilerin, daha önceden bildikleri bilgilerle çelişmesi durumunda bilgiyi reddetme eğilimimiz de var. Sosyal medyada yalnız kendi görüşlerine yakın paylaşımlarla karşılaştıkça ve onlarla daha çok zaman geçirip etkileşime girdikçe farklı düşüncelerle karşılaşmak pek mümkün olmuyor.

Sosyal medya hepimizi kendimize özel hissettiren kapalı bir fanus

Malum dijital ortamda tüm verilerimiz izlenip, kaydedilip, tasnif edilebiliyor. Hatta adeta ‘köpeksiz köyde değneksiz gezebilmelerinden’ aldıkları cesaretle bu sosyal ağları işleyen ve işleten platformlar, hepimizi birer birer reklam verenlere hazır profillenmiş bir müşteri, satılan bir ürün olarak bizi pazarlıyorlar.  Mevcut ortam ve herhangi bir durumda vereceğiniz tepkiye göre önünüze bir ürün, haber, video, düştükçe; önümüze şekillendirilmiş, damıtılmış, filtrelenmiş içerikler geldikçe; o sırada kullandığımız platformda daha da kalıyor oluşumuz yeniden bu “satış döngüsü”nde dönüp durmamızı sağlıyor. Bu hep istediğimiz, alıştığınız ve bizi mutlu edecek ya da ilgimizi çekecek bir ortam ve hep nabzımıza göre şerbet veriliyor. Zaten sevmediğimiz ya da ilgilenmediğimiz şeyi beğenmeyince ya da etkileşime girmeyince, okumayınca, izlemeyince, o ve ona benzer şeyler önümüze de düşmüyor. İşte bu yüzden farklı düşüncelerle karşılaşmak pek mümkün olmuyor zaten. Çünkü farklı sesler dinlemek istemiyoruz.

Seçici maruz kalmak ne güzel, her şeyi biliyorsun

Bununla beraber, kendi görüşlerimize uygun TV kanalları, gazeteler, haber siteleri ve sosyal medya hesaplarını takip ederek “seçici maruz kalma”yı tercih ediyoruz. Seçici maruz kalma, bilerek kendi görüşlerimizle uyumlu bilgi kaynaklarını kullanmayı tercih etmek demek. Bu yüzden takip ettiğimiz mecralardaki yanlış bilgiyi veya çeşitli siyasal manipülasyonları farkında olmadan yayabiliyoruz. İnsanların duygusal durumu, kendi görüşlerinin doğruluğu inancını pekiştiriyor. Örneğin öfke, insanların ideolojik görüşleri ve bilgi edinme ortamları doğrultusunda, görüşlerine daha sıkı sarılmalarına yol açıyor. Bu durum sonucunda yanlış bilgiyi eleyemez hale geliyoruz.

Ver negatifi al prestiji

Elimizde bir rapor var. Siyasi rakipleri yerden yere vurmak viral olmanın en etkili yolu gibi gözüküyor. Sosyal medyanın bu sapkın teşvikleri bizi daha da acımasızca ve iştahla, işi gücü bırakıp rakip gördüğümüz siyasi klanları ve liderleri eleştiren paylaşım yapmaya itiyor. Cambridge Üniversitesi akademisyenleri tarafından yürütülen ve ABD'deki medya kuruluşları ya da siyasi yelpazenin farklı kesimleri tarafından yayınlanan 2,7 milyon Tweet ve Facebook gönderisini analiz eden bir araştırmaya göre durum tam da bu. Başka bir raporda ise olumsuz eleştirel Twitter paylaşımlarının daha olumlu olanlara göre viral olma olasılığının daha yüksek olduğunu buluyor. Şaşırtıcı olmasa gerek. Araştırmacılar, İspanya'da 2017 yılında Katalanlara bağımsızlıklarını geri vermeyi amaçlayan bir referandum gibi siyasi açıdan duygusal bir olay sırasında Twitter paylaşımları üzerinde yaptıkları analiz bu. Bu başka bir yazının konusu ama burnunuza kokusu çoktan gelmiş olmalı; acaba bu şirketler bizim böyle sürekli birbirimizle didişmemizin bilerek önünü mü açıyor? Bu soruyu bir kenara koyup düşünelim.

Bilgiye, olgu ve kavramlara sadece herkesin yürüdüğü patikalardan ulaşmak, herkesi tek bir patikaya zorlamak veya herkese farklı yollara sapmadan belirli patikaları zorunlu kılmak medeniyetimizin bugüne kadarki gelişim sürecine set örmüyor mu sizce de? 

Koşma, bağırma, az sev yeter

Bu dev sosyal medya platformlarına yedi yürmidört veri verip gönüllü çalışırken, yetmedi bu şirketler bizi metalaştırıyorken, üstüne bir de bu platformlar üzerinden siyasi kutuplaşmayı düstur edinmiş kabile liderlerinin gönüllü borazanlığına ayak uydurmaya çalışmamız neden? Biraz sosyal medya ile ilişkimizi gözden geçirmenin zamanı değil mi? İnternete girerken, yeni medya platformlarını dolaşırken tribünü inleten holiganlar olmak zorunda değiliz. Bunu yaptığımızda artık farklı bilgiler, ilgiler, sesler, düşünceler ulaşılamaz hale geliyor. Platformlar yukarıda da bahsettiğim gibi neye teşne isek onu önümüze koymakta mahir. Ne kadar sakin ve ölçülü bir internet deneyimi yürütürsek o kadar çok sesli, sakin gezintilerimiz olacak. Bunun karşılığını bir süre sonra almaya başlayacağınızı göreceksiniz. İnternet dostlukların ve öğrenmenin hala en etkili yolu. Kendini gerçekleştirmenin de… Bilgiye, olgu ve kavramlara sadece herkesin yürüdüğü patikalardan ulaşmak, herkesi tek bir patikaya zorlamak veya herkese farklı yollara sapmadan belirli patikaları zorunlu kılmak medeniyetimizin bugüne kadarki gelişim sürecine set örmüyor mu sizce de?   

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Mehmet Şafak Sarı
Mehmet Şafak Sarı

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı