MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Normalliğin deliliği ve Özgür Özel

ANA SAYFAGENELNormalliğin deliliği ve Özgür Özel
Normalliğin deliliği ve Özgür Özel
17 Haziran, 2024, Pazartesi 14:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Sedef Erken
Sedef Erken
yazı içi reklam

Yani bugün olduğu gibi normalleşelim, sonra bu sayede günü gelince iktidarı alacağız, sonra da hep birlikte mutlu olacağız rüyası aslında gerçekten de bir rüyadan başka bir şey değil.

Yeni Arayış yazılarına kitaplarla başlamışken oradan devam edeyim istiyorum. İlk hafta Şule Öncü’nün Hepimiz Narsitiz kitabından bahsetmiştim, sonraki yazıda Teoman’ın ilk romanı Sayın Bay Rock Yıldızı ile devam ettik.Şimdi sıra Arno Gruen’in Normalliğin Deliliği kitabında. Elbette bu kitap diğer iki kitaba göre çok daha eski. Ülkemizdeki ilk baskısı 2003 yılında yapılmıştı ama kitabın orijinal baskı yılı 1987.Bu kitabı yıllar önce okumuştum, geçenlerde tekrar okudum.

Gruen bir psikiyatrist, 1930’lu yıllarda Almanya’dan Amerika’ya göçen bir ailenin çocuğu. Uzun yıllar bu alanda çalışmış, çok önemli eserler vermiş bir yazar aynı zamanda. 2015 yılında öldüğü için yeni bir kitabı bulunmuyor. Ona ihtiyaç duyduğum anlarda eski kitaplarını tekrar okuyorum. Yazı vesilesiyle ilginizi çekerse Kendine İhanet, Empatinin Yitimi gibi çok güçlü kitaplarını da hararetle tavsiye edebilirim.

Seçimden sonraki günlerde muhalefet partisinin önce yumuşama olarak algılanan eğilimi gözlendi, sonra da siyaset arenasında üzerine en çok konuşulan konu normalleşme oldu.

Normal nedir diye düşündüğümüzde belki de ilk aklımıza gelmesi gereken kavramlardan biri itaat olacaktır. Okulda, evde hatta bütün sosyal ortamlarda normal, kurallara uyan ve aslında kendisinden beklenenlere dair beklentiye itaatle karşılık veren biridir. O normal görünür, normal davranır, normal tepkiler verir. Çünkü kabul edilmesi için gerekli şartların farkındadır ve bunlara uyumlanmaya hazırdır.

Özgür Özel buna yumuşama demeyelim, bunun adı normalleşme diyerek aslında tavrını açıkça belirtti. Ortada normal olmayan bir şeyler vardı ve onlar en kısa zamanda normalleşmeliydi. Sonra zaten iktidar el değiştirecekti.

Hatta bugünlerde de aynı eğilim sürüyor. Birileri demeçleriyle normalleşmeyi sabote etmekle suçlanabiliyor, itiraz eğilimindekilere biraz susun normalleşelim artık, biz değiştik daha ne istiyorsunuz deniyor. Özetle normalleşme olarak adlandırılan bu süreç gelecek günlerin tek umudu gibi sunuluyor.Normal nedir diye düşündüğümüzde belki de ilk aklımıza gelmesi gereken kavramlardan biri itaat olacaktır. Okulda, evde hatta bütün sosyal ortamlarda normal, kurallara uyan ve aslında kendisinden beklenenlere dair beklentiye itaatle karşılık veren biridir. O normal görünür, normal davranır, normal tepkiler verir. Çünkü kabul edilmesi için gerekli şartların farkındadır ve bunlara uyumlanmaya hazırdır.İsyan etmek, kural yıkmak, mevcut durumu değiştirmek, dönüştürmek aslında pek de ona göre değildir, o mevcut düzene çalışır. Peki geçtiğimiz dönem yaşadığımız seçimlerden sonra beklediklerimizle bu normalleşme tanımları ne kadar uyumlu?

Gruen’e göre uygarlık ve onun itaat talep eden kuralları insanın kendilik nef­retinin oluşumunda belirleyici etkenler. İnsanın mutsuzluğunun asıl nedeni de bu.İktidar kültünü ayakta tutan ideolojiler adına gerçek görmezlikten gelindiği sürece toplumun ekonomik ve politik çizgisi ne olursa olsun insanın mutsuzluğu yaşamımızın sürekli özelliği haline gelecek.

Ruhsal değişimlerde olduğu gibi toplumsal değişimler de ancak o toplumun kendi hikayesini anlama­sıyla mümkün olabilir. Hasta ancak, bir zamanlar iktidara boyun eğme kararını ken­disinin verdiği konusunda sorumluluğu üstlenirse değişme sürecine girebilir.

Çünkü özerk güçlerini sakatlayan ve ruh­sal deformasyonuna neden olan bu boyun eğiştir.Yani bugün olduğu gibi normalleşelim, sonra bu sayede günü gelince iktidarı alacağız, sonra da hep birlikte mutlu olacağız rüyası aslında gerçekten de bir rüyadan başka bir şey değil.

Düzene uyumlu normalliğin nasıl da gerçek bir deliliğe evrildiğini bu kitabı okuyunca daha da iyi görüyor insan. Umarım siyasetteki bu normalleşmenin akıbeti de bu olmaz.

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Sedef Erken
    Sedef Erken

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı