MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

New York Times Yayın Kurulu: “Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Bu cesaret, sessizlikten daha fazlasını hak ediyor”

ANA SAYFAÇEVİRİNew York Times Yayın Kurulu: “Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Bu cesaret, sessizlikten daha fazlasını hak ediyor”
New York Times Yayın Kurulu: “Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Bu cesaret, sessizlikten daha fazlasını hak ediyor”
28 Nisan, 2025, Pazartesi 09:37
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
yazı içi reklam

New York Times, İmamoğlu protestolarına yayın kurulu imzalı başyazıyla destek verdi: “İmamoğlu laik bir ilerici, 71 yaşındaki Erdoğan ise dindar bir muhafazakar. İmamoğlu, Erdoğan'ın bir zamanlar olduğu gibi olma potansiyeline sahip: Orta Doğu'daki çatışmaları dizginlemeye yardımcı olurken yurtiçinde istikrar sağlayabilecek pragmatik ve popüler bir Türk lider olabilir. Dış ilişkilerdeki tutumu da ılımlı. 7 Ekim 2023'teki terörist saldırıları nedeniyle Hamas'ı kınadı ve o zamandan beri İsrail'i Gazze'ye yaptığı saldırı nedeniyle eleştirdi. Buna karşın Erdoğan ise Hamas'ı bir kurtuluş örgütü olarak övdü ve İsrail'in yok edilmesi çağrısında bulundu.” Serbesiyet'te yayımlanan çeviriyi szlerle paylaşıyoruz.

Amerika Birleşik Devletleri uzun zamandır sicili oldukça kötü olan yabancı hükümetlerle dostane ilişkiler kurmaya istekli olmuştur. Tehlikeli bir dünyada demokrasiler, demokrasi karşıtı ülkeleri kendilerine yabancılaştırmayı göze alamazlar. Ancak otokratik bir rejimle kurulacak herhangi bir ittifak, en azından trade-off’ların dikkatli bir şekilde tartılmasını gerektirir. Bu türden bir ilişki Amerikanın çıkarları açısından ne kadar değerli? 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 22 yıllık iktidarının büyük bölümünde bu ikilemin simgesi oldu. Avrupa, Asya ve Orta Doğu’nun kesişme noktasında bulunan Türkiye, NATO’daki ikinci en büyük orduya sahip önemli bir Amerikan müttetikidir. Ancak Türkiye son on yıldır otokrasiye doğru kayıyor. Erdoğan gücünü artırmak için anayasayı değiştirdi, mahkemeleri kendi kontrolü altına aldı, seçimleri manipüle etti, üniversite hocalarını tasfiye etti, medya kuruluşlarını kapattı, gazetecileri ve protestocuları tutukladı.

Geçtiğimiz ay Erdoğan demokrasiye yönelik saldırılarını yeni bir noktaya taşıdı. Hükümetine yönelik memnuniyetsizliğin artmasıyla birlikte, bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki muhtemel rakibi, İstanbul’un popüler belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ve İmamoğlu’nun çevresindeki yaklaşık 100 kişiyi oldukça şaibeli suçlamalarla gözaltına aldı. Tutuklamalar Türkiye’yi, Rusya’nın son yirmi yılda kat ettiği aşamaya sürükledi: Erdoğan, demokratik yollarla oturduğu koltuğun yetkilerini ülkeyi bir otokrasiye dönüştürmek için kullanıyor.

İmamoğlu Silivri Cezaevi’nden şu sözleri sarf etti: “Bu, cumhuriyetimizin kurumsal temellerinin kasıtlı olarak ortadan kaldırılmasıdır.”

Dünyanın geri kalanından gelen tepkiler ise zayıf oldu. İmamoğlu’nun tutuklanmasından kısa bir süre sonra Trump, Erdoğan için “Ben onu severim, o da beni sever” dedi. Pek çok Avrupalı lider sessiz kaldı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen sadece tutuklamanın “derin bir biçimde endişe verici” olduğunu belirtmekle yetindi. Türkiye’nin stratejik önemi ve Erdoğan’ın iktidarı elinde tuttuğu düşünüldüğünde kolay cevaplar vermek zor. Ancak dünya’daki demokrasiler dengeyi yanlış kuruyor. Türkiye halkını desteklemek ve Erdoğan üzerinde baskı kurmak için daha fazlasını yapabilirler.

Önemli bir nokta da Türk seçmenlerin Erdoğan’dan bıkmış görünmeleri. Anketlere ve siyasi analistlere göre bugün seçim yapılsa muhtemelen İmamoğlu kazanacak. Kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan 54 yaşındaki İmamoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1919 yılında bir direniş grubu olarak kurduğu ve daha sonra modern Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk iktidar partisi haline gelen Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir üyesi. Parti, Türkiye için laik bir siyasal tasavvuru taahhüt etmektedir.

İmamoğlu 2019 yılında Erdoğan’ın adayına karşı güçlü bir zafer kazanarak İstanbul Belediye Başkanı oldu. Aslında iki zaferden bahsetmek mümkün zira Erdoğan idaresi ilk seçimi iptal etti ve İmamoğlu daha sonra gerçekleşen ikinci seçimi daha kararlı bir şekilde kazandı. O zamandan beri İstanbul’un önemli su yollarından biri olan Haliç’in etrafındaki bölgeyi geliştirerek ve çocuklara ücretsiz süt sağlayarak etkileyici bir yönetim sicili oluşturdu. Dış ilişkilerdeki tutumu da ılımlı oldu; 7 Ekim 2023’teki terörist saldırıları nedeniyle Hamas’ı kınadı ve o zamandan beri İsrail’i Gazze’ye yaptığı saldırı nedeniyle eleştirdi. Buna karşın Erdoğan ise Hamas’ı bir kurtuluş örgütü olarak övdü ve İsrail’in yok edilmesi çağrısında bulundu.

Tüm farklılıklarına rağmen İmamoğlu laik bir ilerici, 71 yaşındaki Erdoğan ise dindar bir muhafazakar. İmamoğlu, Erdoğan’ın bir zamanlar olduğu gibi olma potansiyeline sahip: Orta Doğu’daki çatışmaları dizginlemeye yardımcı olurken yurtiçinde istikrar sağlayabilecek pragmatik ve popüler bir Türk lider olabilir. İktidardaki ilk yıllarında Erdoğan geniş bir siyasi koalisyon oluşturdu, ordudaki subayları sivil bir kontrol altına aldı, ekonomiyi büyüttü, ılımlı bir İslamcılığı teşvik etti, Kürt azınlıkla uzun süredir devam eden çatışmayı çözmeye çalıştı ve komşusu olan Yunanistan ile ilişkileri normalleştirdi. Yaklaşımı George W. Bush ve Barack Obama’yı kendisiyle ilişki geliştirmeye teşvik etti.

Ancak zaman içinde Erdoğan daha aşırılıkçı, daha yozlaşmış ve iktidarını pekiştirmeye daha fazla odaklanır hale geldi. 2003’te başbakan olarak iktidara geldi ve 2014’te cumhurbaşkanı seçildikten sonra Anayasa’yı değiştirmek üzere harekete geçti. O zamandan beri de otoritesini her şeyin üstünde tutuyor. Dış İlişkiler Konseyi’nden Steven Cook, “Başarılı bir siyasetçinin sağlıklı düzeyde görülebilecek türden paranoyası ve özgüveni, egomaniye ve kindarlığa metastaz yaptı. Bu metastaz Türk siyasi sistemindeki tüm kurumsal kontrol ve dengeleri yok etti.” İmamoğlu’nun tutuklanması, Erdoğan’ın Türkiye’nin süresiz cumhurbaşkanı olmak istediğinin bir işaretidir.

Bu hedefe doğru atacağı bir sonraki adım, bir sonraki seçimin yapılacağı 2028 yılında yeniden aday olmasını engelleyecek olan dönem sınırlamalarından kaçınmaya çalışmak olabilir. Bunu da erken seçim çağrısı yaparak ya da Anayasa’yı yeniden değiştirerek yapabilir.

Erdoğan’ın rakibinin tutuklanması emrini Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesinden sadece iki ay sonra vermesi dikkat çekicidir. Trump, hem kendi ülkesinde iktidarı sağlamlaştırma girişimleri hem de Vladimir Putin gibi otokratlara yönelik övgüleriyle demokrasiyi küçümsediğini göstermiştir. Trumpist dünya görüşü, benzer düşünen liderleri kendi güçlerini iç muhalefeti ezmek için kullanmaya cesaretlendiren bir güç şovudur.

Ancak Trump’ın Erdoğan üzerindeki etkisinde bir umut ışığı var: Bu da Erdoğan’ın yabancı hükümetlerin tutumlarından etkilenebileceğinin bir işareti. Her ülke gibi Türkiye’nin de dünyanın geri kalanıyla ilişkilerini önemsemesi gerekiyor. Avrupa ülkeleri, Kanada, Japonya ve Hindistan da dahil olmak üzere diğer demokrasilerin Erdoğan’ın son hamlelerinden rahatsız olmak için birçok sebebi bulunuyor. Hatta Trump’ın bile endişelenmesi için sebepler var. 

Türkiye’nin İslamcı aşırıcılığa kayması, terörü destekleyen ve İsrail’i tehdit eden bir başka ülke haline gelebileceğini gösteriyor. En belirgin istikrarsızlık potansiyeli, Beşar Esad’ın diktatörlüğünden kurtulmaya çalışan Suriye’de. Avrupa’da Putin’in hırslarından ve Macaristan’da otoriterliğin yükselişinden endişe duyan siyasi liderler, Türkiye’nin demokrasinin gerilemekte olduğunun bir başka işareti olmasından endişe duymalıdır. Avrupa’nın Erdoğan üzerinde güç kuracak kozları bulunmakta: Almanya Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı ve diğer bazı Batı Avrupa ülkeleri de çok geride değil.

Bu ülkeler seslerini yükselterek Erdoğan’ın durumunu daha az konforlu hale getirebilirler. Dahası, Erdoğan’ın ticaret, göç ve askeri tedarik gibi oldukça önemli olan geniş bir yelpazedeki konularda ülkesini  riske attığını açıkça ortaya koyabilirler. Dünyanın geri kalanı Türkiye’nin otoriterliğe kaymasını engelleyemeyebilir ancak bunu kesinlikle denemelidir. 

İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yüz binlerce Türk, son yılların en büyük protesto gösterileriyle sokakları doldurdu. Bunu yapmak cesaret gerektiriyordu. Yetkililer bu yaşananlara, birçoğu düzmece davalarla karşı karşıya olan yüzlerce protestocuyu tutuklayarak karşılık verdi. Bu insanların ortaya koyduğu cesaret, halihazırdaki küresel sessizlikten daha fazlasını hak ediyor.

Kaynak: https://www.nytimes.com/2025/04/27/opinion/turkey-istanbul-protests.html

 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
Ekrem İmamoğlu

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy CHP yönetiminin hiç mi suçu yok?
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    Sema Erder
    Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
    Eser Karakaş
    Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
    Akın Özçer
    Akın Özçer Yanlışta ısrar
    Yüksel Işık
    Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
    Murat Kartalkaya
    Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
    Çağhan Uyar
    Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
    Reha Çamuroğlu
    Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
    Fahri Bakırcı
    Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
    Mustafa Ergen
    Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı