2021-2025 Türkiye Ekonomisi Yönetici Özeti
Mustafa Özel’in edebiyatı iktisatla harmanlayan konferanslarını izlememiş olanlar çok şey kaybeder. Turhan Kaçar’dan Bizans Tarihi dinlemek üzere kayıt olduğum Şehir Üniversitesi’nin Vefa’daki BİSAV akademisinde tanıştığım entellektüel bilgelerden biri de Sayın Özel olmuştu. Ahmet Okumuş’un sosyoloji derslerini de ayrı bir parantezde anmak isterim. Başta Seküler Çağ olmak üzere, sosyolojinin moderniteyle ilişkisini Okumuş’un sükûnetli derslerinde içselleştirdim.
Mustafa Özel’in edebiyat ve iktisat bağlamlı dersleri arasında Medine Pazarı anlatısı, benim gibi iktisadı genellikle İslami bağlamdan uzak algılayanlar için aydınlanma vesilesi olmuştu. Özel, Medine Pazarı’nda herkesin herkesi gördüğünü, herkesin birbirinden haberdar olduğunu ve buranın aslında tam rekabetin bir temsilcisi olduğunu ifade ediyordu. Pazara giren herkes, alıcılar ve satıcılar, bu dümdüz alanda birbirlerinin farkındadır. Herkes diğerinin fiyatından, ürününden ve hareketinden haberdardır.
Özel’in 7. yüzyıl başlarında Arap Yarımadası’nda dünyaya mesaj veren bir peygamberin kurmak istediği düzenin tarifini yaparken aktardığı Medine Pazarı tasviri, ekonomide gücün, manipülasyonun ve perde arkası hareketlerin reddedildiğini işaret ediyordu. Özel’in konferansında altını çizdiği bir diğer konu faiz üzerineydi. İslam’ın doğuş döneminde faizin aslında bir tür giyotin olduğunu aktarıyordu. Riba olarak tanımlanan bu yapı borç alanın varlığını tehdit eden bir kurumdu. Sermaye sahibi için borç vermek, karşısındakini rehin almak anlamına geliyordu. İhsan Eliaçık kadar açık sözlü olmasa da, yasaklanan şeyin paranın değer kaybının telafisi değil, bu can alıcı, kan emici tefecilik olduğu vurgulanıyordu.
2021 kışı, bankacı olarak son kışım oldu. 31 yıllık bankacılık ve çalışma yaşamımın son yılına, yani 2022’ye, NAS ekonomisi ile girdik. Uzun yıllar genel müdürlükte çalışmış, 10 yıl vadeli konut kredileriyle Türkiye’nin dört bir yanındaki insanları ev sahibi yapmıştım. Onay verdiğim kredilerin çoğunluğu, banka sisteminde çeşitli nedenlerle genel müdürlüğün onay vermesi gereken kredilerdi. Geçmişte ufak gecikmeleri olanlar ya da gelir düzeyi düşük olanlar, “override” denilen sistemle genel müdürlük onayıyla kredilendirilmekteydi. Türk bankacılık sistemi, Ali Babacan’ın uydurulmuş makro ihtiyati önlemlerine ihtiyaç duymadan kendi özdenetimini yapmaktaydı. Kime, nasıl kredi verileceğinin kurallarını oluşturmak için Babacan’ın mengene sistemli kural çerçevesine ihtiyaç duymuyordu.
Konut kredisi departmanında çalıştığım 2015 yıllarına kadar, faizlerin aylık %1,20 düzeyinin altında olduğu sürece insanların kredi kullandığını görmüştüm. Kredi talebi, faiz %1,20’nin üzerine çıkınca kesiliyordu. 2021’in son ayları ise NAS ekonomisiyle kendini gösterdi. Faizleri aşağı çeken, doları patlatan bu sistemin spastik çocuğu, konut fiyat istikrarı oldu. Konut fiyatları, İngilizce tabirle göğe roketlendi. “Faiz sebep, enflasyon sonuç”tu ya, tam öyle oldu. Faizler düştü, konut enflasyonu coştu.
Sürecin ikinci ucube mahsulü de dünyanın en toksik konut kredisi oldu. Hiçbir aklı başında banka, bu uydurulmuş faizden konut kredisi vermeyecekti. Faiz sonuç, yüksek faiz sonuç olmuştu. Bütün bu olanlar, Medine Pazarı’nın harap edilmesiydi aslında. Kimse NAS ekonomisinin oluşumuna dair fikir sahibi değildi. Parti tarafından finanse edilen gazete görünümlü yapılardan çıkan fikirler, bir anda Türkiye Ekonomi Modeli’ne dönüştü. Parti gazetesinin müellifleri ekonomi yönetimine geçmişlerdi.
Sonrasını hepimiz biliyoruz. Türk parasının tedavülden kalkışını engellemek için KKM’nin devreye girmesi, arafta geçen bir yıl ve sonrasında irrasyonel ekonomiye son verme vaadiyle başlayan ikinci Mehmet Şimşek dönemi.
Bundan tam dört yıl önce %17’ye düşürülen faizin bugün %40,5’e düşmesini kutluyoruz. Konut kredisi oranları, geçmişte kimsenin yüzüne bakmadığı %1,20’nin iki katından fazla. Üstelik tayınla veriliyor. Hoş, verilmese ne olacak? Ortalama konut fiyatı 4 milyona ulaşmış. Normalde evin %75’ine kredi çekilmesi lazım, ama 3 milyonun aylık faizi 90 bin lira. Akıl kanatan bu oranlar riba değilse nedir?
Mustafa Özel’in Medine Pazarı anlatısı, modern iktisatta tam rekabet modeliyle örtüşen şeffaf ve adil bir düzen tasvir eder; herkesin bilgiye eşit erişimi, manipülasyonu dışlar. NAS ekonomisi dönemi (2021-2022) irrasyonel iktisat politikalarının enflasyonu ve konut fiyatlarını roketlemesiyle (TÜİK verilerine göre 2022’de konut fiyat endeksi %96 artarken, enflasyon %80’i aştı) Medine Pazarı idealini zedeledi. Riba, İslam iktisadında borçluyu yok eden tefecilik olarak görülürken, günümüz finans sisteminde NAS döneminin ürünü yüksek faiz Rİba tadında orta ve alt sınıfları uygun finansmanla ev bark sahibi olmaktan alı koydu.
Merkez Bankası’nın Eylül 2025’te faizi %40,5’e indirmesi, ekonomik istikrar arayışında bir adım gibi sunulsa da, NAS döneminin yüksek enflasyon ve konut fiyatı patlamasının izlerini silmek olası değil. Bazen NAS diye başlar sonuçta büyük günaha kurban olursunuz. Türkiye’nin uzatılan hikayesinde bu günahın kefaretini ödemek yazık ki toplumun geniş kesimlerine düştü.

Yorum Yazın