MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Narin cinayeti: İnanç mı, vicdan mı?  

Ana SayfaGenelNarin cinayeti: İnanç mı, vicdan mı?  
Narin cinayeti: İnanç mı, vicdan mı?  
10 Eylül, 2024, Salı 07:53
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Murat Aksoy
Murat Aksoy

“Din/dar”lık üzerinden siyasetten uzak durmalı, siyasetin seküler bir uğraş olduğunu kabul etmeliyiz. Ve yine kabul etmeliyiz ki, dindar ya da inançlı olmak bizi tek başına kimseyi “iyi” insan yapmaz. Bizi iyi insan yapacak olan “vicdan” ve insanlar arası iletişimden üreteceğimiz ”ahlak” olacaktır. Narin cinayeti bunu bize bir kez daha göstermiştir.

Tüm Türkiye Diyarbakır’da öldürülen Narin için ayakta.

Neredeyse 3 hafta sonra bulunan Narin’in küçük bedeni, Adli Tıp’ın ilk bulgularına göre cinayet izleri kaybolsun diye özellikle saklanmış, bir yerden bir yere taşınmış, bulunması için köyde yaşayan hiç kimse görevlilere yardımcı olmamış.

Narin neden öldürüldü?

Narin bilmemesi/görmemesi gereken bir olayı öğrendiği/gördüğü için mi öldürüldü?

Narin’i kim/ler öldürdü?

Dahası ne olursa olsun 8 yaşındaki küçük bir kız nasıl öldürülebilir ki?

Nasıl, nasıl?

Dahası bu cinayet üzerine nasıl susulur?

Nasıl?

Artık biliyoruz ki, cinayetten sonra aile üyeleri, aile yakınları, köylüler, küçük Narin’in akıbetini, nasıl kaybolduğunu, köyde neler yaşandığını bilmek ve kamuoyuna paylaşmak için köye giden gazetecilere yalan söylüyormuş. Bizler onun nasıl kaybolduğunu sorgularken, kameralar önünde dökülen gözyaşları timsah gözyaşından başka bir şey değilmiş.

19-20 gün boyunca neredeyse tüm köy, küçük Narin’in başına geleni bildiği halde kimseye bir şey demediği gibi, kendilerine uzatılan mikrofonlara hiç utanmadan, hiç sıkılmadan yalan söylemiş, timsah gözyaşları dökmüşler. 

Ve bunları yapan insanlar, kendilerini Müslüman olarak tanımlamaktan geri durmuyorlar. Günde 5 vakit namaz kılıp, dua ediyorlar. Ve bütün bunları gündelik günahlardan çok daha büyük günah olan, 8 yaşındaki bir kız çocuğunun ölümünden sorumlu oldukları hale yaptılar. Aralarında imam dahi var.

Öğreniliyor ki, köy çoğunluk olarak HüdaPar ve AKP’ye yakınlar. Köylülerden kimileri bu siyasi partilerde siyaset yapıyor.

Hatta bir siyasetçi çıkıp, cinayetle ilgili olarak “Bazen bilip söylemememiz gereken şeyler var” diyebildi. Sonradan başka bir TV kanalına çıkıp sözlerinin çarpıtıldığını ifade etse bile, biz söylediklerinden ne demek istediğini anladık.

Muhtemelen Narin’e kıyanlar bu süre içinde siyasi bağlantıların kendilerini koruyacağını düşünerek, cinayetteki izlerin silinmesi için cesedin bulunmasını elbirliği ile olabildiği ölçüde ertelemişler. Görünen o.

Bugün Narin’i konuşuyoruz ama bu toplumun yakın geçmişinde farklı biçimlerde birçok Narin olayına şahit olduk. Okullarda, yurtlarda tacize ve şiddete uğrayan yüzlerce küçük Narin var yakın tarihimizde. Bunlarla yüzleşmeden, yeni Narinler olmamasını sağlayamayız.

VİCDAN YOKSA İNANÇ HİÇBİR ŞEY

8 yaşında küçücük çocuk Narin’in öldürülmesinden de gördük ki, dini ne olursa olsun inançlı olmak tek başına “iyi” olmak için yeterli değil. Nitekim köydeki tüm inançlılar, cinayet failleriyle birlikte susarak bu korkunç olayın suç ortakları oldular.

Sonuçta Narin’in bulunmasını sağlayan “inanç” değil “vicdan” oldu?

Olayın vicdani rahatsızlığını hisseden bir köylünün bu suskunluk sarmalından kurtularak ilgli kanallara gidip konuşmasıyla ortaya çıktı.

Ailenin yakın olduğu gerek AKP gerekse HüdaPar’ın toplum tasavvurunu, bu tasavvurda kadınların, kızların yerini biliyoruz.

HüdaPar’ın karma eğitime karşı olduğunu, AKP’nin Milli Eğitim Bakanı’nın karma okul tercini zorunluluktan aile tercihine bağlı olması gerektiği malindeki açıklamalarını biliyoruz.

Ataerkil zihniyete dayanan bu bakış sadece kadınları değil kızları da kamusal alanın dışında tutmak onları eve hapsetmek istiyor.

Kamusal alanda çalışan kadınları ev işlerine sigorta getirerek, doğum izinlerini uzatarak evde kalmaya teşvik ediyor. Kızların okunmasına engel olarak onları eve mahkum etmek istiyor.

Onlara biçilen rol ev kadınlığı ve annelik.

Bu çizilen sınırın, yani evin dışına çıkan tüm kadın/kızlar bu zihniyetin kamusal temsilcileri için birer tehlike.

Tabi bunun istisnası bu kamusal temsilcilerin kız çocuk ve eşleri.

Onlar eve kapatılmanın dışında, özgürce yaşayabiliyorlar.

Bu bile İslam adına, Müslüman kimliğiyle siyaset yapanların, kanaat önderliği yapanların samimiyetsizliğini ortaya koymaktadır.

Narin'in başına gelenler bize dinin, inancın siyaserin bir aracı haline getirilmesinin yaratacağı sorunlara işaret etmesi kadar; laikliğin önemini hatırlatması açısından ders niteliğindedir. 

YENİ ‘NARİN’LER OLMASIN İSTİYORSAK

Bugün Narin’i konuşuyoruz ama bu toplumun yakın geçmişinde farklı biçimlerde birçok Narin olayına şahit olduk.

Okullarda, yurtlarda tacize ve şiddete uğrayan yüzlerce küçük Narin’i var yakın tarihimizde.

Bunlarla yüzleşmeden, yeni Narinler olmamasını sağlayamayız.

Kız ve erkekleri küçük yaşlarda birbirinden ayırarak koruyamayız. Tam tersine onlara ailede ve okulda her konuda eğiterek koruyabiliriz. Bu konuda okullar ailelerle iş birliği yaparak çocukları koruyabiliriz.

Kamusal alanda kadın ve erkekleri ayrı kompartmanlara ayırarak, kadının kamusal görünürlüğünü azaltarak daha “anlaklı” topluma olamayacağımızı kabul etmeliyiz.

Hukukun ”bizimkiler”e göre değil suça, suçun niteliğine ve delillere uygun biçimde caydırıcı olmasını sağlamalıyız.

Ve en önemlisi de “din/dar”lık üzerinden siyasetten uzak durmalı, siyasetin seküler bir uğraş olduğunu kabul etmeliyiz. Ve yine kabul etmeliyiz ki, dindar ya da inançlı olmak bizi tek başına “iyi” insan yapmaz.

Bizi iyi insan yapacak olan “vicdan” ve insanlar arası iletişimden üreteceğimiz “ahlak” olacaktır.

Son olarak şunu ifade etmekte yarar var. Narin'in başına gelenler bize dinin, inancın siyaserin bir aracı haline getirilmesinin yaratacağı sorunlara işaret etmesi kadar; laikliğin önemini hatırlatması açısından ders niteliğindedir. 

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Murat Aksoy
Murat Aksoy

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Murat Aksoy
Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
Burak Can Çelik
Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
Tunay Şendal
Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
Gülseren Aydın
Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
Ali Kılıç
Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
Hakan Şahin
Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
Turgay Bozoğlu
Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
Bahar Akpınar
Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
Bekir Ağırsoy
Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
Hakan Tahmaz
Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
Burcu Ağca Karakaya
Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
Buse Ayazma
Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
Betül Özdemir Güran
Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
Mesut Balcan
Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
SON GELİŞMELER
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
instagram gel gel
tanpınar haber altı
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı