MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Maaşım artıyor, hayat kalitem değil

Ana SayfaYorumMaaşım artıyor, hayat kalitem değil
Maaşım artıyor, hayat kalitem değil

Maaşım artıyor, hayat kalitem değil

09 Ocak, 2024, Salı 04:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve toplumsal refah için vergi politikaları, yalnızca bütçe geliri artışı sağlamak amacıyla değil, aynı zamanda tüketici harcamalarını teşvik edecek ve yaşam kalitesini yükseltecek şekilde rasyonelleştirilmelidir.2024’ün ilk haftasını geride bıraktık. Yeni yıl her sene heyecanıyla, umutlarıyla, bir de “zamlarıyla” birlikte geliyor. Artık bu durum öyle bir noktaya ulaştı ki zamlar, yılın heyecanına gölge düşürebiliyor.Özellikle maaş zammıyla maliyet zamlarının üst üste geldiği yeni yıl gibi zamanlarda bu durumun farkına varıyorum.Enflasyon artık Türkiye’nin kronik bir sorunu, bunu kabul etmek zorundayız.Kabul edemediğim, artış dengelerinin paralelliğinin bir şekilde özümsenmesi.Yani hem maaşım hem de marketlerdeki etiket birlikte arttığında hayat kalitemde olumlu bir değişiklik olmuyor.Ancak bu durumun her maliyet kalemi için aynı şekilde seyrettiğini söylemeyiz.Şunu demek istiyorum: Evet, enflasyon artık Türkiye’nin bir gerçeği ve özellikle ben ve benim gibi iş hayatına enflasyonist bir ekonomiden başka bir ekonomi görmeden başlayan gençler için özümsemekten başka şansımızın olmadığı ekonomik bir fenomen.Ancak anlayamadığım, ekonomide ısrarla “rasyonalizme dönüş” sinyalleri verilirken, akıl ve sağduyunun doğrudan gerektirdiği politikalardan uzaklaşmak.Hükümet, özellikle geçtiğimiz salgın döneminde örneğin, en önemli dolaylı vergi kalemi olan Katma Değer Vergisi’nde tam da üzerinde durduğum bu konuya dair rasyonel adımlar atıp, temel gıda ürünlerinde KDV’yi % 1’e kadar düşürmüştü.O zaman, bu politikayı, sadece belirli kalemlere yansıyor olmasının isabetsizliğine şerh düşerek isabetli bulmuştuk.Ancak şunu anlamakta güçlük çekiyorum: Türkiye neden hâlâ vergi zamlarıyla uğraşıyor?Başta Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi olmak üzere iki temel dolaylı vergiyi ele alalım.KDV’de bir dönem için olumlu bir indirime gidilmişken ÖTV, halen daha Türkiye’de bütçenin en önemli sağlayıcılarından biri olmaya devam ediyor ve devamlı arttırılıyor.Oysa ÖTV zammı, hükümetin “özel tüketim” olarak tanımladığı kalemler için hayat pahalılığına bir tekme daha vurmaktan öte bir amaç taşımıyor.
Ekonomik dengelerin ve vergi politikalarının, bireysel hayat kalitesi üzerindeki etkisi üzerine düşündüğümüzde, bir paradoks ile karşı karşıya kalıyoruz. Maaş artışları ve ekonomik gelişmeler, kâğıt üzerinde olumlu gözükse de bunların gerçek hayattaki yansımaları farklı olabiliyor.
Piyasa dinamiklerini kendi işleyişine bırakmak şöyle dursun, insanların kolay kolay vazgeçmedikleri, fiyat esnekliğine sahip ürünler hedef belirlenerek tüketicinin sınırları adeta zorlanıyor.Böylece bütçe için “kolay” bir gelir kaynağı oluşturuluyor.Kabul etmemiz gerekir ki tüm bu durumlar, ekonomik rasyonaliteye aykırı bir tablo çiziyor. Maaş artışları, enflasyonist bir ekonomide yeterli olmadığında, tüketici olarak gerçek gelir düzeyimizde bir artış hissetmiyoruz. Örneğin, maaşımızdaki nominal artış, enflasyon oranıyla karşılaştırıldığında gerçekte ne kadarlık bir artış sağladığını ortaya koyuyor. Bu noktada, vergi politikalarının rasyonelleştirilmesi önem kazanıyor.Vergi zamlarından vazgeçilerek, ekonomi üzerindeki baskıyı azaltmak son derece mümkün. Özellikle dolaylı vergiler, tüketici harcamalarını doğrudan etkilediği için, bu vergilerdeki artışlar tüketici için ek bir mali yük oluşturuyor. Dolayısıyla, KDV ve ÖTV gibi vergilerde yapılacak indirimler, tüketici harcamalarını teşvik ederek ekonomik büyümeye katkı sağlayacaktır.Tüm bu politikalarla aynı zamanda maaş artışlarının gerçek anlamda tüketicinin alım gücünü artırmasına olanak tanıyacaktır. Vergi politikalarında yapılan bu tür rasyonel düzenlemeler, ekonomideki dengesizlikleri azaltacak ve uzun vadede sürdürülebilir bir büyümeye katkıda bulunacaktır. Böylece, maaş artışları, yalnızca nominal değil, gerçek anlamda da hayat kalitemizi iyileştirecek bir hale gelebilir.Özellikle ÖTV gibi vergilerin zamlanması, örneğin alkollü içkiler gibi bazı ürünlerde, maaş artışlarının altında kalması, ekonomik rasyonaliteye son derece ters bir durum yaratıyor. Kabul edelim ki bu zamlar sadece mali bir yük oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda bir yaşam tarzı müdahalesi niteliği de taşıyor.Asıl nokta şu: Bu tür vergi politikaları, ekonominin birçok temel prensiplerine aykırı olduğu kadar, bireylerin özgür seçimlerine de müdahale etmektedir. Özellikle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından defalarca ortaya atılmış bir kavram olan “ekonomik rasyonaliteye dönüş”, sadece mali dengeyi sağlamakla kalmamalı, aynı zamanda bireysel özgürlükleri ve tercihleri de desteklemelidir. Bu nedenle de vergi politikaları hem ekonomik dengeleri hem de bireysel hakları gözeterek yeniden şekillendirilmelidir.
Türkiye’de ekonomik karar alıcılar, sadece mali dengeleri değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkileri de göz önünde bulundurarak hareket etmelidir. Kaldı ki mevcut politikaların mali dengeleri de isabetli biçimde göz önünde bulunduğu gerçeğine itiraz etmek için, basit bir market alışverişine çıkmak yeterlidir.
Ekonomik dengelerin ve vergi politikalarının, bireysel hayat kalitesi üzerindeki etkisi üzerine düşündüğümüzde, bir paradoks ile karşı karşıya kalıyoruz. Maaş artışları ve ekonomik gelişmeler, kâğıt üzerinde olumlu gözükse de bunların gerçek hayattaki yansımaları farklı olabiliyor. Dolaylı vergilerin ve hayat pahalılığının artması, nominal gelir artışlarını gölgede bırakmaktadır.Gelmek istediğim nokta şu ki; Türkiye’de ekonomik karar alıcılar, sadece mali dengeleri değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkileri de göz önünde bulundurarak hareket etmelidir. Kaldı ki mevcut politikaların mali dengeleri de isabetli biçimde göz önünde bulunduğu gerçeğine itiraz etmek için, basit bir market alışverişine çıkmak yeterlidir.Yani neticede, ekonomik rasyonelliğe ulaşma yolunda en azından konumuz olan vergi politikalarının "sadece artış" odaklı yaklaşımından vazgeçmek büyük önem taşıyor. Sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve toplumsal refah için vergi politikaları, yalnızca bütçe geliri artışı sağlamak amacıyla değil, aynı zamanda tüketici harcamalarını teşvik edecek ve yaşam kalitesini yükseltecek şekilde rasyonelleştirilmelidir.Dolaylı vergi artışlarının sınırlı ve dengeli bir yaklaşımla ele alınması, ekonominin daha geniş bir perspektiften değerlendirilmesini ve bireylerin gerçek alım gücünün göz önünde bulundurulmasını gerektirir. Bu, vergi politikalarının sadece devlet bütçesine katkıda bulunmakla kalmayıp, aynı zamanda ekonomik dengeleri ve toplumsal ihtiyaçları dengede tutarak, daha adil ve kapsayıcı bir ekonomik yapı oluşturulmasına yardımcı olacaktır.Neticede bugün, hükümet tarafından “özel tüketim” olarak tanımlanan pek çok kalem için korkunç karaborsa alternatifleri ortaya çıkmaktadır. Hükümetin ve ekonomik karar alıcıların bu durumu ciddiye aldığının tek ispatı, vergi politikalarının hak ve yaşam tarzı odaklı bir biçimde revize edilmesi olacaktır. Bu revizyon da kısa vadede artıştan vazgeçmek, uzun vadede de indirime gitmek suretiyle olabilir.
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı