MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat
estheteclinic haber üstü reklam

Muharebe meydanı…

Ana SayfaGezi̇Muharebe meydanı…
Muharebe meydanı…

Muharebe meydanı…

07 Şubat, 2024, Çarşamba 21:30
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Batılıların “kibar şövalye” adını verdiği I. Murad, yirmi senelik hükümdarlığına, hepsine bizzat katılıp hiçbirini kaybetmediği otuzyedi savaş sığdırmış. Osmanlı ordusunun topu ilk defa kullandığı bu savaş, Osmanlı’nın Balkanlara çıkmamak üzere yerleştiğini de gösteriyordu. Murad savaş meydanında ölü sandığı bir Sırp askeri tarafından hançerlenerek öldürünce iç organlarını buraya gömmüşler.“Balkanlar” ve “savaş” iç içe geçen iki kelime gibi, sanki biri olmasa öteki eksik kalacak.Priştine’ye indim, havaalanına Adem Yaşari’nin adını vermişler.Adem Yaşari, Arnavutların milli kahramanı; fotoğraflarına bakıyorum eli hep silahlı…Sırplar tarafından öldürülmüş; tabii, “bizim” kaynaklara göre şehit edilmiş.Neyse, ben 1389’daki Kosova Meydan Muharebesi’nin izini süreceğim.Ve tam da bu muharebenin geçtiği meydandayım.Karşımda türbeyle yaşıt olduğu iddia edilen ve yirmi senedir meyve vermediği, sadece yeşillendiği söylenen dev kollu bir dut ağacı var.Sekiz kilometrekarelik bir alanda yapılmış savaş.Gene bizim kaynakların “şehit olan ilk ve tek padişah” olarak doğrudan cennete gönderdiği Sultan I. Murad, şu bulunduğum türbenin üç kilometre uzağında otağını kurduğunda iki rekât namaz kılıp bir dua etmiş.“Bir yağmur nasîb eyle! Bu toz bulutu kalksın… Kâfirin askerini âşikâr görüp, yüz yüze cenk edelim!..”Duası kabul olmuş, yağan yağmur tozu kaldırmış, sekiz saatlik savaşın sonunda da Osmanlı büyük bir zafer kazanmış.Ama Murad’ın duası bu kadarla sınırlı değilmiş, şöyle bitirmiş.“Asâkir-i İslâm için teslîm-i rûha râziyim. Tek ki, bu mü’minlerin uğruna benim rûhum fedâ olsun… Beni gâzi kıldın. Sonunda da lütfen ve keremen şehîd eyle! Amin!..”Dua olduğu gibi kabul edilince bu bölümü de atlamak mümkün olmamış tabii; savaş sonunda meydanda yürürken bir Sırp askeri tarafından hançerlenmiş.Bize türbenin içinde yer alan müzeyi gezdiren ve “Prizrenli Ali Şen’in Galatasaraylı hemşerisi” olmakla övünen Zekeriya, hikâyenin bu faslına geldiğinde, titreşen sesine engel olamadan “buracıkta şehit oldu,” dedi.Aslında bu hamasi milliyetçilik yerlerinden, devasa direklere çekilmiş kocaman bayraklardan falan hiç hazzetmem ama burası, nasıl olduysa, çok sevimli bir yer -öyle devasa bayraklar falan yok zaten.Bu türbenin türbedarı, aslen Buharalı bir Özbek olan Saniye Hanımmış ama onun hikâyesi belki hepsinden etkileyici.Kabaca üç-dört asırdır bu türbede türbedarlık eden bir aileye mensupmuş!Soyadı da çok şaşırtıcı olmayabilir ama, Türbedar!Türbenin bir köşesinde türbedarların, dolayısıyla Saniye Hanım’ın bütün ailesinin mezarları var…Küçük, iddiasız mezarlar; küçük ve iddiasız oldukları ölçüde de güzel ve sevimliler.Sultan Reşat, 1911’de Rumeli’ye gidince bu türbeyi de ziyaret etmiş, girişte sağdaki ilk odada o gezinin bazı fotoğrafları yer alıyor.O günden beri bir daha restorasyon görmeyen bu türbeyi 2005’te TİKA deyim yerindeyse kurtarmış.“Neredeyse bütün Balkanlar Halifesini görmeye geldi,” dedikten sonra bize Kosova’nın önemini anlatmaya çalışıyor Zekeriya: “Üst katta Murad Hüdavendigar dönemindeki Osmanlı haritası var, çok önemli, ezberbozan bir harita. Mutlaka görmeniz gerekiyor. Daha İstanbul, Trabzon, İzmir, hatta Anadolu bile Osmanlı değilken burası, bizler Osmanlıydık! Daha eskiyiz yani!”
Tabii Sultan Murad’ı öldüren de Sırpların kahramanı: Savaşı kaybeden Lazar Hrebeljanoviç’in damadı Milos Obiliç. Milos Obiliç’in de karşı tarafta bir anıtı dikilmiş. Ama hikâye git git çetrefil bir hâl alıyor.
Devam: “Düşünün, al bayrağımızın üstüne düşen ilk ay-yıldız da burada görülmüş. Gene bu meydanda, şu aşağıdaki dereden öyle kan akmış ki su kıpkırmızı olmuş, geceleyin sekiz köşeli yıldız ile ay yansımış… Bu olaya sonra bir de Çanakkale’de şahit olunacak.”İnanıyor bu anlattıklarına.Müthiş sevimli bir adam, çok güzel Türkçe konuşuyor, hatta hızlı konuştuğunun farkında ve “bizde virgül yok!” gibi espriler de yapıyor ama gel gör ki bunlara inanıyor!Dere kırmızı olmuş da ay-yıldız yansımış da…Bizden daha çok “Türk ve Müslüman” olduğunu göstermeye gayret ediyor.Peki, kime gösterecek bunu?Bize!Çok fiyakalı adı olan bir de dernek kurmuşlar, gözlerinin içi gülüyor anlatırken: “Meşhed-i Hüdavendigar Kosova Tarih ve Kültür Derneği”.TİKA’nın yaptıklarını anlatırken Türkiye ile duyduğu gurur bütün benliğinden fışkırıyor adeta.Bunu ben daha önce Karadağ’da, Eski Bar’da da görmüştüm.Bizatihi Tayyip Erdoğan’ın kendilerine sahip çıktığını, başka kimsenin umurunda olmadıklarını düşünüyorlar.Sadece restorasyon tarihlerini mukayese etmek bile, bir ölçüde haksız olmadıklarını söylemeye yeter sanıyorum.Dönelim savaşa…Batılıların “kibar şövalye” adını verdiği I. Murad, yirmi senelik hükümdarlığına, hepsine bizzat katılıp hiçbirini kaybetmediği otuzyedi savaş sığdırmış.Osmanlı ordusunun topu ilk defa kullandığı bu savaş, Osmanlı’nın Balkanlara çıkmamak üzere yerleştiğini de gösteriyordu.Murad savaş meydanında ölü sandığı bir Sırp askeri tarafından hançerlenerek öldürünce iç organlarını buraya gömmüşler.Murad ölünce savaş meydanındaki iki oğlunu çadıra çağırıyorlar; daha sonra “Yıldırım” unvanını alacak Şehzade Bayezid’e biat edilirken, olası bir taht kavgasından kaçınmak amacıyla kardeşi Yakup o çadırda boğduruluyor.Tabii öldüren de Sırpların kahramanı: Savaşı kaybeden Lazar Hrebeljanoviç’in damadı Milos Obiliç.Milos Obiliç’in de karşı tarafta bir anıtı dikilmiş.Ama hikâye git git çetrefil bir hâl alıyor.
Şimdi ben bu kitaptan bahsetsem bütün anlatı çökecek! Sırplar, kendi kahramanlarını kanlı bıçaklı oldukları Arnavutlardan mı devşirdiler? Nerede olursa olsun, milliyetçiliği biraz silkelemeye başlayınca sapır sapır dökülüşünü izlemek çok keyifli.
Murat Belge, Anna di Lellio’nun The Battle of Kosovo 1389 - An Albanian Epic (Kosova Savaşı 1389 - Bir Arnavut Destanı) adlı incelemesinden yola çıkarak Milliyet Kitap’a yazdığı bir yazıda şöyle diyor: “Hatırlıyorum, çocukluğumda popüler tarih metinlerinde Sultan Murat’ı (tabii ‘haince’) öldüren Sırp’ın adı Miloş Kabiloviç olarak geçerdi. Ama daha yakınlarda Miloş Obiliç diye biriyle (Sırp kahramanı) karşılaşmıştım. ‘Herhalde aklımda yanlış kalmış’ demiştim, pek üstünde de durmamıştım. Şimdi bu metinde ve önsözünde karşıma Milloş Kopilik (Millosh Kopiliq) adında bir Arnavut çıktı. Öyleyse benim Kabiloviç buradan geliyor, yanlış değil. Şimdi Hammer’e bakıyorum, o da Kobiloviç diyor; Kantemir ise adını söylemiyor, bir ‘Hıristiyan Tribal askeri’nden söz ediyor.”Buradaki herkes öldüren askerin adının Miloş Obiliç olduğunda mutabık.Murat Belge, tartışmaya Uzunçarşılı’yı da çağırmış: “Triballiler Trakya’da, ama belki de Kosova kadar Batı’da yaşayan ve İliryalılar’ın soyundan geldiği sayılan bir halk. Zaten o soy Arnavutlar’ın ataları olarak bilinir. Britanika’daki maddenin sonunda ‘Daha sonra da Makedonya’nın Romalı valileri için bir sorun kaynağı oldular’ denilmiş. Sorun oldularsa bu da Arnavut olmalarına kanıt sayılabilir.  Uzunçarşılı çeşitli kaynaklarda geçen çeşitli adları dipnotunda saymış, orada Bayezid’in ‘Kopilek’ yazdığını da belirtmiş. Herhalde en doğrusu bu olmalı ve bu doğruysa Miloş da Arnavut olmalı.”Şimdi ben bu kitaptan bahsetsem bütün anlatı çökecek!Sırplar, kendi kahramanlarını kanlı bıçaklı oldukları Arnavutlardan mı devşirdiler?Nerede olursa olsun, milliyetçiliği biraz silkelemeye başlayınca sapır sapır dökülüşünü izlemek çok keyifli.Kosova Yazıları serisinin ikincisini okumak için lütfen tıklayınız...
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

e-bülten sağ blok
Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şirin: Bu kitabı alamayacak babalara ücretsiz ulaştırmak istiyorum
    Bahattin Yücel
    Bahattin Yücel İsrail-İran ve Ortadoğu
    Burak Can Çelik
    Burak Can Çelik İsrail-İran geriliminde yeni perde: Son gelişmeler ve bölgesel yansımalar
    Tunay Şendal
    Tunay Şendal İsrail-İran Savaşı’nın dinamikleri ve Türkiye
    Mehmet Hasgüler
    Mehmet Hasgüler Bir AİHM kararı: Kara haber mi müjde mi?
    Gülseren Aydın
    Gülseren Aydın Meltem Arıkan oyunlarına feminist bakış
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç BOP tıkır tıkır işliyor: Sessiz kartlar, derin hesaplar
    Hakan Şahin
    Hakan Şahin İsrail’in İran Saldırısı Türkiye’ye Neler Söylüyor?
    Korhan Gümüş
    Korhan Gümüş Yetimhane dünyanın en ilginç mimari koruma projelerinden biri olabilir
    Turgay Bozoğlu
    Turgay Bozoğlu Nükleer gölge ve ekonomik fırtına: Yeni bir krize hazır mıyız?
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Bir dostu ölü götürmek
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Penelope’nin örgüsünden bugünün kadınlarına: Oyalanmanın, hatırlamanın ve direnmenin ritmi
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy 1988-89 En Güzel Futbol Sezonu(muz) (2): Başka türlü bir şey
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Ferdi Zeyrek’in cenaze töreninin çoklu anlamı 
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Kopya çekmedim, sadece kendi algoritmamı kullandım!
    Buse Ayazma
    Buse Ayazma Duygusal zekalarımız savaşsın isterdim ama…
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Ötekiyle aynı arasında nefes aralığı: Cehennemden aşka bir yolculuk
    Mesut Balcan
    Mesut Balcan Acının estetiği ve gerçekliği: Werther'den Müslüm Baba'ya uzanan çığlıklar ve acının ortak dili 
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    tanpınar haber altı
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı