MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • GÜNDEM
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Kimse "yeni" bir şey söylemiyor aslında

Ana SayfaKöşe YazilariKimse "yeni" bir şey söylemiyor aslında
Kimse "yeni" bir şey söylemiyor aslında

Kimse "yeni" bir şey söylemiyor aslında

23 Temmuz, 2024, Salı 04:40
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Hiçbir “yeni” görüşü olmayan geniş bir siyasi elitin egemen olduğu bir dünyada Trump’ın seçilmesi nasıl bir etki yaratacaktır bilmiyorum. Trump, göçmenlerin kurduğu bir devleti nasıl olacak da “milliyetçi” bir ulus-devlete dönüştürecek onu da bilmiyorum. Ama bildiğim, önümüzdeki yıllarda milliyetçilik rüzgarları çokça esecek.ABD’de Biden’ın adaylıktan çekilmesiyle ortaya çıkan siyasi hava Trump lehine gibi gözüküyor. Nasıl gelişir bilemeyiz ama Trump’ın iktidara gelme olasılığı kaçınılmaz olarak Trump’lı bir dünyanın nasıl bir dünya olacağı ve böyle bir dünya içinde bizim gibi ülkelerdeki siyasetin nasıl şekilleneceği gibi sorulara kafa yormayı gerekli kılıyor. Avrupa’da son zamanlarda görülen siyasi değişimler, İngiltere’de İşçi Partisi’nin zaferi, Fransa ‘da Avrupa seçimlerinde sağın oylarını arttırmasına rağmen Solun birlikte davranması sonucu son seçimde elde ettiği başarı, tabii bu arada Türkiye’de CHP’nin yerel seçimlerdeki başarısı, gerçekten umutlandırıcı gelişmeler.Ama doğrusu bu olumlu gelişmelere rağmen insan sorgulamadan edemiyor. Bütün bu gelişmelerin içinde “yeni” olan ne diye. Böyle bir soru sorunca gerçekten de siyasetin solunda ya da sağında yeni olan bir şey var mı diye düşünmek de gerekiyor. Bakarsanız, mesela İngiliz İşçi Partisi lideri Starmer İsrail-Gazze savaşıyla ilgili İsraili savunuyor. Fransa’da sandıktan birinci çıkan sol ittifakının en büyük partisi LFI lideri Jean-Luc Melenchon ise Filistin Devletini tanıyacağı sözü veriyor.Bu nasıl bir sol? Sol siyasetlerin temel değerler konusunda bu denli önemli farklılıkları olabilir mi? Sol değerler İngiltere’de farklı Fransa’da farklı mıdır ki bu denli zıt iki tutum alınabiliyor?Diyebilirsiniz ki “İyi de Hamas yanlış yaptı, ilk o şiddet kullandı, O nedenle de barışçı bir sol siyaset İsrail’in yanında olmayı gerektirir”. Sanırım İngilizler böyle bir yerden konuya bakıyor. Ama öte yandan şöyle de denebilir “İyi de Hamas acaba neden şiddet kullandı? Toprakları her gün ele geçirilen, insanları her gün zulüm gören bir toplum şiddetten başka yol bulamamışsa bu sadece onların suçu mudur?” Sanırım Fransız solu’da böyle bir mağduriyet sorgulaması sonunda Filistin devletinin tanınacağı vaadinde bulunuyor.
Solda yeni olan ne deyince bizde de CHP (eğer sol bir parti olduğunu kabul edersek) “yeni” ne söylüyor diye sormamız gerekiyor. Doğrusu ben CHP’den de “yeni” bir şey duymuyorum.
Oysa sol değerler her şeyden önce bu savaşın haklı olanı ya da haksız olanını tefrik etmeye çalışmaktansa doğrudan savaşın durdurulması için çaba çıkarmayı gerektirmez miydi? Çünkü savaş eşit olan güçler arasında değil, aksine alabildiğine eşit olmayan koşullarda cereyan ediyor ve her gün binlerce Filistinli insan ölüyor. O nedenle de her şeyden önce savaşın kim tarafından çıkarıldığına bakmaksızın durdurulması yönünde çaba çıkarmak sol değerlere daha uygun bir duruş olmaz mıydı?Solda yeni olan ne deyince bizde de CHP (eğer sol bir parti olduğunu kabul edersek) “yeni” ne söylüyor diye sormamız gerekiyor. Doğrusu ben CHP’den de “yeni” bir şey duymuyorum. “Birinci parti” olduğunu gördüğünden hemen her gün “erken seçim” yapılması için çağrıda bulunuyor ve kutuplaştırıcı siyasetten uzaklaşmayı da kendisine yaradığını düşündüğü için “normalleşme” diyerek siyaset yapıyor. Ama o kadar!
DEM Partiye gelince, elinde çok kuvvetli argümanları olan bir programları var. Arkalarında da haklı olmaktan gelen güçleriyle Kürt halkı duruyor. Ama doğrusu oradan da “yeni” bir şey duymuyorum.
CHP bu ülkenin sorunlarına nereden bakıyor ben doğrusu bilmiyorum. Yüz yıl geçtikten sonra doğru dürüst bu Cumhuriyet’in nasıl kurulduğunu, nasıl eksik kaldığını, yıllardır gerek İslamcıların ve gerekse de Kürtlerin nasıl sorunlar yaşadıklarını, Alevilerin, Ermenilerin, Kafkasyadan, Rumeliden göç etmek zorunda kalmış Osmanlı bakiyesi insanların neler çektiklerini CHP değerlendiriyor mu dersiniz? Doğrusu ben bunlarla ilgili CHP’liler tarafından yazılmış neredeyse tek bir satır dahi görmüyorum. CHP yöneticilerinin ülkeyi yönetebilecek bir seviyeye gelebilmeleri için bu sorunlar konusunda “yeni” şeyler söylemeleri gerekmez mi?DEM Partiye gelince, elinde çok kuvvetli argümanları olan bir programları var. Arkalarında da haklı olmaktan gelen güçleriyle Kürt halkı duruyor. Ama doğrusu oradan da “yeni” bir şey duymuyorum. Onlar da kendi bölgelerinde “kaybettiklerini” düşündükleri desteği yeniden kazanmak için bir çeşit “konsolidasyon” amaçlı bölgesel çabalar içindeler. Oysa onların ülkenin diğer partilerinden daha fazla “yeni” şeyler söyleyebilmeleri gerekiyor. Çünkü çağımızın henüz Avrupalı’nın da farkına varamadığı gerçek demokrasiyi içeren “yeni” perspektifleri var. Bizim gibi çok-kimlikli toplumların daha iyi yönetilebilmeleri için gerekli olan bir perspektif.Sağdaki partilere gelince maalesef “yeni” ile ilişkilendirilebilecek hiçbir görüşleri yok. O nedenle de hemen her gün toplumda zemin kaybediyorlar. İçlerinden birinin “yeni” bir şey söylemesi ise hiç mümkün değil. Söyleyecekleri hiçbir şey kalmamış babalar zaten buna izin vermezler.Dolayısıyla hiçbir “yeni” görüşü olmayan geniş bir siyasi elitin egemen olduğu bir dünyada Trump’ın seçilmesi nasıl bir etki yaratacaktır bilmiyorum. Trump, göçmenlerin kurduğu bir devleti nasıl olacak da “milliyetçi” bir ulus-devlete dönüştürecek onu da bilmiyorum. Ama bildiğim, önümüzdeki yıllarda milliyetçilik rüzgarları çokça esecek.Bakalım “yeni” bir şey duyacak mıyız?
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

Yeni Arayış
    Yeni Arayış

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Herkül Millas
    Herkül Millas Taner Timur ve Modernleşme
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Kötülüğün sıradanlığı üzerinden Türkiye’ye bakmak
    Onur Tuğrul Karabıçak
    Onur Tuğrul Karabıçak Altun’un ardından: Boğaziçi, İletişim Başkanlığı, iktidar ve kültürel hegemonya
    Bahar Akpınar
    Bahar Akpınar Bir hafıza ve direniş ritüeli olarak Fatih Altaylı’nın koltuğu
    Bekir Ağırsoy
    Bekir Ağırsoy Zamanı Ölçmek - Takvimin Doğuşu (1)
    Betül Özdemir Güran
    Betül Özdemir Güran Dağın öteki yüzü
    Çağatay Arslan
    Çağatay Arslan Batı Karadeniz’in ruhunda pedal çevirmek
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Şahan ve Çalık’ı tahliyenin anlamı
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz Cumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Yeni Proje Okulları Yönetmeliği ne getiriyor, mevcut uygulamalardan ve IB DP’den nasıl farklılaşıyor?
    Özgür Çoban
    Özgür Çoban Polonya'da TVP vakası: Devletin televizyonu, iktidarın borazanı
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç İran: Sükûnetten doğan fırtına
    Oğuz Demir
    Oğuz Demir Politika faizi mi, Saray’ın faizi mi?: Bütçe alarm verirken iktidarda çatlak sesleri
    Sema Erder
    Sema Erder Toprakta talandan arta kalanlar 
    Gülşah Eker
    Gülşah Eker Kent, Mekân, Geçicilik (1)
    Ahmet Ziya Gökalp
    Ahmet Ziya Gökalp ABD vs ÇİN biyolojik savaşı: Fentanil
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı Türkiye ekonomisinde dezenflasyon dönemi
    SON GELİŞMELER
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    İhraç edilen teğmenlerin avukatlardan açıklama
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yalova'da tersane işçileriyle bir araya geldi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    MSB kararını açıkladı: Teğmenler TSK'dan ihraç edildi
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    DEM Parti İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’i cezaevinde ziyaret etti
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı