MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Kastamonu’dan Bayram İzlenimleri: Bayram benim neyime kan damlar yüreğime

ANA SAYFASİYASETKastamonu’dan Bayram İzlenimleri: Bayram benim neyime kan damlar yüreğime
Kastamonu’dan Bayram İzlenimleri: Bayram benim neyime kan damlar yüreğime
08 Haziran, 2025, Pazar 06:10
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan
yazı içi reklam

Kastamonu’da pudra şekerli belediye oyunlarına son veren Hasan Baltacı Başkan ise “Yaman olur Kastamonu uşağı” diyerek Erdoğan’ın yanına İmamoğlu’na Özgürlük afişini konduruvermiş. En büyük kâğıt parası 5 avro etmeyen paramızın, bir büyükbaş hayvan bedelini karşılaması için poşetin dolması gerekiyor.

Bu günlerde iktidarın, üretilmiş hukuk sistemi içinde seçilmişleri ve onların bürokratlarını 12 Eylül tadında görselliklerle servis etmesi hepimizin içini cız ettiriyor.

12 Eylül’de 11 yaşındaydım.

Kastamonu, görece homojen yapısıyla 12 Eylül’ün yumruğunu az hisseden bir şehirdi. 12 Eylül döneminin Cem Küçük’ü Ertürk Yöndem’di. Yöndem’e verilen görev, “Bakın, ülkenin batısında da fakirlik var ama onlar isyan etmiyorlar” şeklindeydi.
Yöndem’in bu amaçla kamp kurduğu Araç, Kastamonu’nun gerçekten de fakir ilçesiydi. Köyleri daha da fakirdi.

2025 Kurban Bayramı için annemin ısrarlarını kıramayıp ortak olarak kurban kestiğimiz köy de Araç ilçesindeydi.

Bayramın ilk günü öğle saatlerinde vardığımız köyde, seçtiğimiz hayvan özgürce dolaştığı yamaçlara son kez bakmış; üretici Ahmet Ağa’nın keskin bıçağı işini maharetle görmüştü.

Endüstriyel hayvancılığın sisteminden geçen milyonlarca besi hayvanının arasında, ibadet için tek bir günde herkesi kasap rolüne sokan bir bayramı çok da suçlamak haksızlık bence.

Diğer taraftan, 2025 koşullarında kurban keserek yerine getirilen ibadetin amacına uygun alternatif yöntemler bulmak çok zor değil.

Bayramın akşamında, karanlıklar içinde ormanların arasında birlikte bisiklet sürdüğüm, inançlı ama sorgulayan Müslüman dostum için bu yöntemlerin arayışı önemli bir başlıktı.

Tekrar gündüze dönersek, üretici Ahmet Ağa’ya vereceğimiz paranın bir kısmını nakit çekmiştik. Ahmet Ağa’nın gözünün önünde sayılan para, bir giysi poşetini neredeyse tıka basa doldurmuştu.

En büyük kâğıt parası 5 avro etmeyen paramızın, bir büyükbaş hayvan bedelini karşılaması için poşetin dolması gerekiyordu.

1959 doğumlu Ahmet Ağa, ne sözünü sakınıyor ne de olan bitenin mantıksızlığına itirazını gizliyordu.

Ahmet Ağa’nın samimi ve sıcak sözleri arasında en çok iç acıtan, aylarca emekle büyüttüğü kurbanlık hayvandan kazandığı paranın küçüklüğü oldu. Borç içinde kalmış Ahmet Ağa. Konuşmaktan korkmuyor. Ne işten atılacağını düşünüyor ne de devletle bir işinin olmadığının farkında. 14 bin liralık emekli aylığı ise arabanın tüpüne bile yetmiyor.

Ahmet Ağa’nın izniyle çektiğim konuşmaların linki Twitter’da yer alıyor. Meraklısı, bu zamane filozofunun samimi anlatımlarını buradan izleyebilir.

İmamoğlu’nun, 19 Mart’ta cebirle sonlandırılan ülke turunun ilk durağını Kastamonu olarak seçerken, farkında olduğu gerçeklik şehrin damarlarında dolaşan herkes için aşina oluyor.

Kastamonu, uzun yıllar AK Parti için kale olmasa da tahkim edilmiş bir mevziydi. Kendi köyümde de oyların %90’ını aldıklarını görmüştüm. Oysa rahmetli dedem sendikacılık yapmış, Kastamonu’da CHP örgütünde çalışmıştı.

Hacı İsmail’in CHP’liliği, şimdi AK Partililerin iddia ettiği gibi onu ne dinden uzaklaştırmış ne de soğutmuştu.

HDP’ye karşı argümanlarını sıralamak için Kastamonu’yu seçen Cumhur’un cılız kolu BBP’nin başkanına karşı, “Kastamonu’yu Bozkurtların yuvası sanmayın, Kastamonu zaten ova da değildir,” diye yazmıştım.

Altından sular çokça geçti. Bugünün HDP’si, AK Parti ve ittifakı için şeytanlıktan melekliğe terfi etti.

Aklımızla alay eden bu günleri, sadece Araç’ın Kavacık köyünden Ahmet Ağa değil, benim köyüm olan Merkez Camiliköy’ün sakinleri de artık iyi gözle görmüyor. Bisikletiyle Cuma namazına giden amca da iki satır sohbetin içinde AK Parti’nin günlerinin artık sona geldiğini söylemekten çekinmiyordu. 

Kastamonu’da billboardlar, tıpkı İstanbul gibi, Erdoğan’ın yeni kimliğini gösteriyor. Adı Kardeşlik, soyadı Türkiye imiş bu kimliğin isim hanesi.

Kastamonu’da pudra şekerli belediye oyunlarına son veren Hasan Baltacı Başkan ise “Yaman olur Kastamonu uşağı” diyerek Erdoğan’ın yanına İmamoğlu’na Özgürlük afişini konduruvermişti.

Kastamonu, Bülent Ecevit’e soyadını bahşettiği Küre Dağları’ndaki Ecevit Geçidi’nin yeşile doyan rüzgârlarıyla dolduruyor umudun yelkenini.

İmamoğlu’nun 19 Mart’ta cebirle sonlandırılan ülke turunun ilk durağını Kastamonu olarak seçerken, farkında olduğu gerçeklik şehrin damarlarında dolaşan herkes için aşina oluyor.

Türkiye’nin ikinci en büyük kalesinin karşısına kocaman bir rezidans/AVM yapacak kadar şehre ihanet edebilen bir dönemin kapısını kapamak kolay değil. 

Ama iyi biliyoruz ki boşuna çekilmiyor bunca acılar. 

  • Sosyal yardımlı zaferlerin sonu: AK Parti’nin yeni gerçekliği  Sosyal yardımlı zaferlerin sonu: AK Parti’nin yeni gerçekliği 
Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?
KastamonuHasan BaltacıEkrem İmamoğlu

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Çağatay Arslan
Çağatay Arslan

Bizi Takip Edin
Facebook
X (Twitter)
Instagram
Linkedin
Mastodon
Bluesky
Köşe Yazarları
Sema Erder
Sema Erder Yolsuzluktan isyana: Devlet-Toplum ilişkilerinde meşruiyetin sorgulanması*
Eser Karakaş
Eser Karakaş Voleybol, basketbol, futbol, Ali Koç, liyakat, rekabet
Korhan Gümüş
Korhan Gümüş 6-7 Eylül Sergisi’ne yapılan saldırı kendisini nasıl deşifre etti?
Akın Özçer
Akın Özçer Yanlışta ısrar
Yüksel Işık
Yüksel Işık 12 Eylül’ü yenersek, geleceği kazanırız
Murat Kartalkaya
Murat Kartalkaya Beleş darının güvercini çok olur!
Çağhan Uyar
Çağhan Uyar Kemal Bey’e açık mektup
Bahattin Yücel
Bahattin Yücel Düyunu Umumiye ve Reji Deneyi
Reha Çamuroğlu
Reha Çamuroğlu Değişen savaşlar, değişen insanlar
Murat Aksoy
Murat Aksoy İhtiyaç olan tek şey: Samimi bir görüşme
Fahri Bakırcı
Fahri Bakırcı  “Bilimci” ve “Yiyimci” Makyavelizm üzerine (3)
Tunay Şendal
Tunay Şendal Karşı-Devrimci hafızanın intikamcı tarih anlatısı
Mustafa Ergen
Mustafa Ergen Yeni Aracılar Çağı: Reklamdan akademiye, Agentic Web ve ArXiv’in yükselişi
Herkül Millas
Herkül Millas Milli açıklamaların yetersizliği
Deniz Nas
Deniz Nas Dönüşen CHP, sol popülizm ve Özgür Özel
Bilal Sambur
Bilal Sambur Hakimiyet saplantısı, hassasiyet değildir
Semih Çoban
Semih Çoban Bir öğle arası: Stephansplatz’da 20 dakika
Aydan Bakan
Aydan Bakan Pijamalı balon
instagram gel gel
Yeni Arayış
KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı