MENU
  • ÇEVİRİ
  • YORUM
  • YARGI KRİZİ
  • PİYASALAR
  • GÜNDEM
  • DÜNYA
  • EDİTÖRDEN
  • SPOR
  • KÖŞE YAZILARI
  • DOSYA>Seçimin Ardından
  • GENEL
  • KİTAP
  • DOSYA>Avrupa'nın Seçimi
  • DOSYA>Emekliler
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • RÖPORTAJLAR
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • E-Bülten
Yeni Arayış
Yeni Arayış
Yeni Arayış
  • ANA SAYFA
  • KÖŞE & YORUM YAZILARI
  • KATEGORİLER
    • SİYASET
    • EKONOMİ
    • DIŞ POLİTİKA
    • KÜLTÜR SANAT
    • HUKUK
    • TEKNOLOJİ
    • PSİKOLOJİ
    • FELSEFE
    • KENT
    • EDEBİYAT
    • SAĞLIK
    • ASTROLOJİ
    • GEZİ
    • SÖYLEŞİ
    • EKOLOJİ
    • MEDYA
    • EĞİTİM
  • KÜNYE & İLETİŞİM
Kapat

Hizbullah tartışması

ANA SAYFADIŞ POLİTİKAHizbullah tartışması
Hizbullah tartışması
01 Ekim, 2024, Salı 07:46
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
Erol Katırcıoğlu
Erol Katırcıoğlu
yazı içi reklam

Her vicdanlı insanın her şeyden önce bu soykırımın bir an önce durdurulmasından yana tavır alması insanca bir görevdir. Tıpkı işçilerin, Kürtlerin ve diğer mağdurların yanında olmanın, onların mücadelelerine destek vermenin her vicdanlı insanın görevi olması gerektiği gibi…

“İşçi sınıfı” kavramına sarılarak siyaset yapanlar bazen işçi sınıfı ile ancak dolaylı yoldan ilişkisi olan ve fakat bir “zalim” karşısında “mağdur” olanların yanında yer almakta zorlanırlar. “Mağdurların” aradıkları adalete ulaşabilme mücadelesinin tıpkı “işçi sınıfı”nın mücadelesine benzer bir mücadele olduğunu görmek istemezler. Hatta daha da ötesinde “işçi sınıfı”nın burjuvazi karşısındaki mücadelesinin de burjuvazinin sömürü zalimliği karşısında bir “mağduriyet” ilişkisi olduğunu anlamak istemezler.

Marx özcü bir filozof değildi. O nedenle de kapitalizmin analizinde vardığı “değişim motorunun” “işçi sınıfı” olduğunu söylerken bu enerjinin kendiliğinden işçilerde olan bir enerjiden kaynaklandığı gibi saçma bir düşünceye işaret etmedi. Bu enerjinin işçi sınıfının burjuvazi karşısındaki yeri ve konumundan kaynaklandığını, bir başka deyişle işçilerin bir sınıf olarak burjuvaziye karşı bir mağduriyet ilişkisi içinde olduklarından dolayı tarihin motoru olduğunu söyledi. Yani, değişimin motoru (devrimin de diyebiliriz) işçi sınıfının niteliklerinden değil, burjuvazi karşısındaki mağduriyet ilişkisinden kaynaklandığını söylemiş oldu. Yani Marx, “özcü” değil aksine “ilişkisel” bir düşünürdü.

Bunları hatırlatmamın nedeni bugünlerde İsrail’in Lübnan’da başlattığı saldırının bizim siyaset alanımızda da etki ürettiği ve özellikle Kürtler ve solcular arasında çelişen pozisyon ve tutumlara neden olmuş olması.

Kimileri İsrail’in savaş yaptığı grupların Kürt düşmanı olmasının altını çizerek İsrail’in yanında yer alması, kimileri de Hizbullah’ı “Siyonist”bir devlete karşı savaş açmış anti-emperyalist bir güç olarak niteleyerek Hizbullah’tan yana tavır alması, kimileri de (özellikle sol içinde) İsrail’in Siyonist politikasına karşı çıkarken, Hizbullah’ın da kadın özgürlüğü ve Lgbt+ gibi konulara yönelik düşmanca tutumu nedeniyle Hizbullah’a da karşı olması gibi tutumlar içindeler.

Tabii ki isteyen istediği pozisyonu seçer buna karışamayız. Ama yazının başında altını çizdiğim fikirlerden yola çıkarak bu olayı değerlendirmeye kalktığımızda tabii ki mağdur olanın, yani Hizbullah’ın yanında olmanın daha doğru olduğunu söylememiz gerekiyor. Ama bu desteğin, ne Hizbullah’ın Kürt düşmanı oluşuyla, ne “Siyonist” bir devlete karşı savaşıyor oluşuyla ve ne de “anti-emperyalist” oluşuyla bir ilgisi olması gerekmiyor.

Çünkü “ilişkisel” boyutta, sadece ve sadece “güçlü”nün karşısında “güçsüzden yana” olmak “insanca” bir yaklaşım olduğundan dolayı “güçsüzden yana” olmak doğru olan tutumdur demeye çalışıyorum. Bu nedenle de, bu noktada kimin haklı kimin haksız olduğu ya da kim geçmişte neler yapmış olduğu gibi tartışmalara girmeden sadece ve sadece Filistin’lilerin ve de Hizbullah’ın, İsrail devleti ve arkasındaki Batılı güçlerin desteği karşısında “zayıf” ve “güçsüz” olduğu tartışılmaz gerçeğinden dolayı Hizbullah’ın (Hamas’ın) yanında olmak doğru bir tutum almaktır. Bu nedenle de her vicdanlı insanın her şeyden önce bu soykırımın bir an önce durdurulmasından yana tavır alması insanca bir görevdir.

Tıpkı işçilerin, Kürtlerin ve diğer mağdurların yanında olmanın, onların mücadelelerine destek vermenin her vicdanlı insanın görevi olması gerektiği gibi…

Yazarlar sayfasını izyeret ettiniz mi?

Yorum Yazın

yazı altı ebülten
Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    X (Twitter)
    Instagram
    Linkedin
    Mastodon
    Bluesky
    Köşe Yazarları
    Gönen Orhan
    Gönen Orhan Su krizi, belediyeler ve otonom çözüm
    Erdem Bağcı
    Erdem Bağcı FED kararları ve resesyon beklentisi
    Murat Aksoy
    Murat Aksoy Ekonomi kötü, geçinemiyorum diyor Cumhur İttifakı’na oy veriyor…
    Ali Kılıç
    Ali Kılıç Kadın, yaşam, özgürlük: Mahsa’nın yankısı
    Burcu Ağca Karakaya
    Burcu Ağca Karakaya Ergenlikte mantık nereye gider?  
    Armağan Öztürk
    Armağan Öztürk Terörist İsrail Türkiye’ye saldırabilir mi?
    Murat Paker
    Murat Paker CHP üzerinden narsisizm, haset ve politik liderlik
    Başak Yağmur Eray
    Başak Yağmur Eray Biz ne yaşıyoruz, biz ne yapıyoruz?
    Kübra Evliyaoğlu
    Kübra Evliyaoğlu Gösteri toplumu: Yaşamı geri alabilir miyiz?
    Hakan Tahmaz
    Hakan Tahmaz CHP’nin direniş maratonu ve Türkiye’nin yol ayrımı
    Erol Katırcıoğlu
    Erol Katırcıoğlu Parti değiştiren başkan, başkanlığı da bırakmalıdır!
    Hasan Çetin
    Hasan Çetin Bunsen Komite Raporu: David Koridoru ve Suriye’de Adem-i Merkeziyet
    instagram gel gel
    Yeni Arayış
    KünyeGizlilik PolitikasıE-BültenRSSSitemapSitene EkleArşiv
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDIN

    Yeni Arayış | Onemsoft Haber Yazılımı